Ekin...

48 4 12
                                    

Fotoğrafçıya yani Selim'in dükkana girdim. Önceden çektiğim paraları çantama attım. Büyük ihtimal para almaz ama olsun denemek lazım.
Hakuna= İhtiyar ben gel. Aa. Kuzen. Yani şey Ekin abi. Ne haber?
Ekin= Azra? Bu sen misin? Bu kılık ne? Ayrıca o müzik videoda ki erkek kim? Yakın sahneler falan. Görüşmüyorsun onunla değil mi? Ünlü adammış bak o çok can yakar. Selim. Neredesin?
Selim= Ah Ekin şey kahve yapıyordum. Bekleyin.
      Selim geri dönerken bana telefon işareti yaptı. Hemen telefonumu alıp mesaja baktım.
Selimino- Azra. Posterleri sakladım. Sabah gelmek zorundasın fıstık. Kahveler için yardıma çağıracağım birazdan hazır ol.
      Yanıt vermeden mesajı sildim.
Ekin= Kim?
Hakuna= Vodafone ya. Paketim bitmiş diyor yükle yoksa yenilenmez.
Ekin= Paran var mı? Yüklememi ister misin?
Hakuna= Ah yok Ekin abi. Teyzem nerede?
Ekin= Annem mi? Annen ile en son sahilde spor yapıyorlardı. Annene daha gitmedin mi yoksa? Ne zaman geldin insan bi abisine gelir ayıp.
Hakuna= Ah abi şey yoruldum işte ne olsun anca.
Selim= Azracım bi gelir misin bir kahveyi taşı hadi.
Ekin= Azracım mı? Selim bunu konuştuk sanırdım.
Selim= Eh be Ekin ne olacak sanki.
      Kahveleri taşıyıp dükkanın önüne oturduk.
Ekin= Ee Azra. Kore'de nasıl kalıyorsun? Evin mi var yoksa yurt gibi bir yer mi?
Hakuna= Yurt. Şirketin yurdu var ama eve çıkmak da istemiyor değilim tabi.
Ekin=Neden? Rahatsız eden mi var?
Hakuna= Yok canım olur mu öyle şey. Şeyden neyden ben şimdi tek bir şirkette değilim ki.
Ekin= Nasıl tek bir şirkette değilim?
Hakuna= Ya şey abi işte 3 tane şirketteyim. Hepsine yakın ortada bir ev almak istiyorum.
Ekin= Ne halt karıştırıyorsun?
Selim= Zorlama prensesi. Ee Azra. Müzik işleri nasıl? Var mı önünde program?
Hakuna= Ahh var.
     Selim yine beni kurtardı. Ahh benim kurtarıcı prensim. İşte bu yüzden aşık olmuştum çocukken. Hikayesini sonra anlatırım...
Hakuna= Ya ben buraya kafa dinlemek için geldim. Aslında YG Entertainment'de albüm çıkaracağım. Düet yapacağım kişi ile de konuştum. Kafamı toplayıp güzel söz yazmak hemde dinlenmek biraz hasret gidermem için bu karar verildi. Geri döneceğim.
Ekin= Tıp okulun nasıl gidiyor?
Hakuna= Kore'de devam ediyorum. Biliyorsundur abi. Niye sordun ki?
Ekin= Bana cevap verme. Sorarım. Neyse. Hızlı iç hadi eve gidelim. Senin ev neredeydi? Eşyalarını alda bize gidelim şimdi evin pasaklı falandır. Bize gel  düzgün yemek ye de ev gör biraz.
Hakuna= Ah olur mu abi sende ben evime giderim. Hadi iyi akşamlar.
    İçimde kötü his var. Boka sarmadan kurtul Azra. Hadi canım hadi.
Selim= Aaaa Azra. Biz oyun oynayacaktık.
     Ağzını eşekler ısırsın...
Ekin= Ne ara karar verdiniz?
Hakuna= Öyle mi? Aaa doğru. Ben buna dedim ki İzmir'e geldiğim gece oyun oynayalım dedim. Bak sen unutmamış ellama hele.
Ekin= Ellam mı? Düzgün konuş demiyor muyum sana? Dayak yiyeceksin bir ara. Neyse. Demek oyun ha. Ne oyunu?
Selim= Tabi su ve ateş.
Ekin= Hala devam mı? Bıkmadınız mı bundan?
Selim= Olur mu? Biz öyle yakın olduk ay yani arkadaş olduk çocuk iken.
Ekin= Bak Selim. Azra'yı sana emanet ediyorum. Ufak hatada bi ter sin. Do you understand me? Or Azra? Yes. O zaman bye.
     Ekin abi gittikten sonra bir rahatlama ile sandalyeye yayıldım. O kadar gerildim ki karnıma ağrılar girdi.
Selim= Bak ben hep kurtarıyorum seni. Neyse. Dediğim gibi oyun oynayacağız sonra ben seni evine bırakırım.
Hakuna= Pekala.
     Birkaç level su ve ateş oynadık. Uykum geldiğinde gitme kararı aldık.
Selim= Posterleri veriyorum ama bu sabah gelmeyeceğin anlamına gelmez.
Hakuna= Anlaşıldı patron. Eve gidelim artık.
      Apartmana varınca Selim'e döndüm.
Selim= Ne? Eve davet etmeyecek misin?
Hakuna= Yok. Dağınık şimdi girersin sakatlanırsın olmaz.
Selim= Ya ne olacak saçmalama. Beni istemiyor musun?
Hakuna=Yaa Selimino olur mu öyle şey. Ekin öğrenir ise biteriz. O yüzden.
Selim= Pekala. İyi geceler o zaman.
Hakuna= İyi geceler.
     Apartmana girip asansöre bindim. Eve girince bir rahatladım. Zıplaya zıplaya Chanyeol'un odasına gittim.
Hakuna= Tak tak ben geldim. Genç ne haber?
      Ses yoktu. Işığı açmadan telefonun flaş ışığını kullandım. Yatağa öylece yatmış elinde telefon ekranda anıran Baekhyun öylece duruyordu. Telefonu alıp salona geçtim.
Hakuna= Hey. Bir insan arkadaşı uyur iken onu izleyip dalga geçmemeli. Aahaha bunu ss ( screen shot-ekran alıntısı) almalı. Hatta varsa başka bir alet ile video çekmeli.
Baekhyun= Demin yaptım zaten. Sen neredesin? Poster nerede?
Hakuna= Ahh çantamda bekle.
     Posterleri çıkarıp tek tek gösterdim.
Baekhyun= Neden hepsi 1 tane? 2 tane olması gerekiyordu.
Hakuna= Olduklarına sevin bence. Ne zorluklar yaşadım bir bilsen. Daha erken mi gelsem Koreye. Sağlığım açısından gelmem lazım. Yarın için bilet mi alsam. Bunu Yeol ile konuşmam lazım. Ahh.
Baekhyun= Ne oldu?
Hakuna= Kuzenim. Eğer öğrenir ise Yeolu. Biterim biterim. En iyisi Yeol'u Cansuya göndermek.
Baekhyun= Neden? Ne Yeolu mu? Cansuya ha olmaz. Boşver. Gel hemen buraya. Hadi kapatmam lazım işim var. Malum burada sabah. Gitmem lazım. Hadi öptüm sizi bay.
     Yüzüme kapattı. Benim. Neyse. Chanyeol'un yanına gittim. Düzgünce yatağa yatırdım. Üstünü örttüm. Kapısını kapattım. Sabah bir bok olur diye önlem alalım değil mi ama..
...
Sabah erkenden kalktım. Chanyeol'u kaldırıp Cansuyu aradım. Cansu Chanyeol'u aldı ve götürdü. Chanyeol ile Koreye dönme işini konuştum. Kabul etti. Yarın sabaha bilet aldım.
   Daha sonra Ekin abimi aradım.
Dııt dııt...
Ekin= Ne var? Sabahın köründe arıyorsun. Belanı mı istiyorsun?
Hakuna= Ya Ekin benim.
Ekin= Ekin? Ekin ne?
Hakuna= EKİN ABİ BENİM BEN AZRA.
Ekin= Aa Azra. Ne oldu?
Hakuna= Evin nerede? Sana gelebilir miyim? Kahvaltı yapalım.
Ekin= Bana mı? Tamam gel. Gelirken boyoz al. Hadi kapat.
     Telefonu kapattım. Boyoz aldım. Yolda Selim'e uğradım.
Hakuna= Hey patron. Bak sana boyoz aldım. Bana katılıp Ekin abiye gitmek ister misin?
Selim= Sabah sabah mı? Ekin mi? Kaldıramam. Sen git nasibini al. Teşekkür ederim yinede.
Hakuna= Ne demek. Bu arada. Yarın sabah Koreye dönüyorum.
Selim= Ne kadar çabuk. Daha durmuyor musun?
Hakuna= Ekin abiden korktum. Dönmem lazım. Zaten ev bakacaktım orada. İyi olur. Daha söz yazacağım. Neyse ben gidiyorum. Geç kalınca kızacak.
Selim= Pekala. Akşam sana geliyorum. Ekin falan tanımam. Son gece bir prensesime veda edeyim değil mi?
Hakuna= Bunları Ekin abinin yanında söyleme de. Azar yeme
Selim= Kaç defa yedim akıllanmadım. Bu saatten sonra akıllanmam fıstık. Hadi sen Ekin canavarına git.
    Ekin'in evine gittim. Kapıyı çaldım. Bir kaç düşüp kalkmadan sonra kapı açıldı.
Selin= Naber fıstık?
      Eyyy yumurtaya can veren Allahım yavaş sına beni...

     

Bir Stajyerin GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin