Gerçek şakalar..

34 2 7
                                    

Göztepe köprüsüne kadar gelmiştim. Ne zaman kendimi kötü hissetsem buraya gelir derin nefes alırdım. Deniz kokusu,güneşin tenimde ki sıcaklığı beni kendime getirirdi. İzmir. Özlemiştim. Benim ona onun bana ihtiyacı vardı ve birbirimizi özlemiştik.

       Bankların oraya gidip ayakta bekledim. Bir kaç genç omuzuma dokundu. Oturmamı istediler. Hamile olunca tabi. Alışamamıştım.
     Teşekkür edip oturdum. Deniz tam karşımda usul usul dalgalanırken kendimi süzmeye başladım.
Annem haklı mıydı? Gerçekten  Kook'u mu caydırdım? Ne caydırması kavga ediyorduk ki ama. Kendimi suçlayacak bir yer aradım. Belki de yakın olmamalıydım. Bu sevgili işi de zaten kötüydü. Bunun için onca çalıştığım şeyden tıp fakültesindem vazgeçtim. Bunu yaptım... Çok değil 1 yıl kadar önce bana Kook ile bir çocuğa sahip olacaksın hatta çocuk için tıp fakültesini bırakıyorsun deseler gülerdim hatta belki gerçekten olur diye İzmir'den ayrılmazdım. Şaka gibiydi ama gerçekti. Bir şaka ne kadar gerçek olur? Bu kadar.
                 Bebek hareket etmeye başlamıştı. İlk defa bu kadar hareket ettiğini hissediyordum. 6. aya girmek üzeredeydim ve bebeğin çoğu şeyi oluşmuştu.
     Kötü olduğumu hissetmiş gibiydi yerinde durmuyordu. Elimi üstüne koyup güven verdim.

Hakuna=Sana bir şey olmuyor bebiş. Sadece anneanne bana biraz kızdı ama sana kızmadı. Zaten çok önemli değil biz bize yeteriz. Annen hep kendi kendine baktı korkma.

          Yavaşlamaya başlamıştı ama hala hareket ediyordu. Bana mı inanmadı acaba?

Hakuna=Evladım ben sana bakarım dedim ya. İlla baban mı gelsin? İşi gücü var onun boşver sen onu biz bize iyiyiz. Evladım bir yerinde dur. Annen senin neyine yetemiyor? Karnımda ben taşıyorum ben ben baban taşımıyor. Aklına koy unutma. İlk anne diyeceksin. Baba yok baba yok.

        Yumruk atar gibi bir tepkime gelmişti. Erkek değil mi illa babacı. Pislik evlat şimdiden taraf seçmiş...

Hakuna=EVLADIM ŞUAN BABANIN KARNINDA DEĞİLSİN BENİM KARNIMDASIN TARAFINI BİR DAHA DÜŞÜN. BİR IKINMAMA BAKARSIN.

                Ben saf saf böyle konuşurken etrafım bana bakıyordu. Deli mi sandılar beni acaba? Yaşadıklarımdan sonra tabii ki deli olacağım. İki dakika oğlum ile konuşamadım yazıklar olsun.
  
           Bir süre sonra yanıma bir bedenin oturduğunu fark ettim. Ekin abim...

Ekin= Bir insan 1 gram değişmez mi? Yine mi burası?
Hakuna= Şaşırmadım beni bulmana.
Ekin= Herkes sana neden böyle bakıyor?
Hakuna=Oğlum ile iki dakika sohbet ettim ama galiba ilk defa görüyorlar. Deli sanıyorlar beni.
Ekin= Değil miydin?
Hakuna= Olmam lazım zaten. Ailem bile beni bırakmış tek başıma kaldım. Anne babam varken dahi öksüz gibiyim.
Ekin=Ben kimim? Abinim. Yalnız değilsin. Jungkook seni arıyordu. Birşeyler geveledi hakuku makuku  tuhaf tuhaf anlamadım.
Hakuna=Korece olabilir mi?
Ekin=Evet. Ben de ben bulurum bekleyin dedim geldim. Bu yolu nasıl koştun? Bebek nasıl?
Hakuna=Bana atara kalktı. Baba yok baba yok diyorum bana yumruk atıyor. Hain evlat.
Ekin=Baba niye yok?
Hakuna=İşi gücü var. Çok gelemez. Analı oğullu oluruz hep. Çok alışmasın babasına tutamayız sonra.
Ekin=Vizyonsuz mantıksız kadın seni. Çocuğun daha karnındayken psikolojisini bozacaksın. Hadi kalk eve gidiyoruz.

           Kolumdan tuttuğu gibi beni arabaya sokmuştu. Ayaklarımı vurmaya başlamıştım. Gitmek istemiyordum. Burada durup yaşlanabilirdim. Jungkook falan görmek istemiyordum. Annemin dediklerinden sonra suratına bakacak yüzüm kalmamıştı. Anlamamış olabilirdi dediklerini ama ben anladım ve bu bana yeterdi.

Ekin= Rahat dur çarparım. Gidiyoruz işte  bitti!
Hakuna=Abi istemiyorum. Söyle BTS'e Koreye dönsünler.

         Bir anda frene basıp bana döndü. Ellerini çeneme alıp sıkıca tutup kendine döndürdü.

Bir Stajyerin GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin