Lan naber...

49 4 7
                                    

Sabah erkenden kalkıp kahvaltı masası hazırladım. Bozulmuş herşeyi attım. Kalan şeyler ise az olsa da hemen dışarı çıkıp poğaça gibi ıvır zıvır alarak Nazende ve Chanyeol'un önünde rezil olmaktan kurtuldum. Cansu birşey demez ama Nazende ve Chanyeol'un diline düşmekten ise kıçımı kaldırıp birşeyler almayı tercih ederim. Evet...
     Saat 9.10 iken önce kızları uyandırdım. Onlar çay doldurur iken ben Chanyeol'u uyandırmaya gittim. Çoktan kalkmış telefondan harıl harıl birşeyler yapıyordu.
Hakuna= Tak tak. Ben Azra. Ne yapıyorsun acaba?
Chanyeol= Baekhyun mesaj yazdı. Neler yapıyorsun gibi şeyler sordu. Özellikle posterleri. Bana emir verdi bugün o EXO posterlerini hallediyoruz. Akşam görüntülü arayacak eğer görmez ise özellikle kendi resminin olduğu ayrıca kendi posterini Ko Ko Bop albümünde ki resimlerinden istiyor çünkü kırmızı saç ona çok yakışmış bu yüzden o resimlerinden almanı istedi.
Hakuna= Bitti mi?
Chanyeol= Diğerlerinin de istekleri var. Söyleyeyim mi?
Hakuna= Ahh lütfen. Sabah sabah kafam şişti. Sanki bulacağız. Kore mi burası yok Ko Ko Bop burada. Poğaça var yiyecek misin?
Chanyeol= O nasıl birşey?
Hakuna= Hamuru böyle dövüyorlar falan içine birşeyler koyup kapatıp katlıyorlar üstüne susam falan sonra at fırına pişince falan çıkar ye.
Chanyeol= Aa anladım. Olur yerim. Neden Ko Ko Bop yok?
Hakuna= Burası Türkiye. Nereden bulacaksın Kpop albümlerine göre poster? Ahh ahh neyse alışacaksın ben sana buradan Türk kız bulur evlendiririm sonra Ko Ko Bop olur damat halayı. Hadi yürü çaylar soğuyacak.
      Güzelce kahvaltı yaptık. Saat 11 olduğunda ise hazırlandık. Ben tulum giydim. Anlaşılmamak için şapka ve gözlük taktım. Chanyeol ise ağız maskesi taktı. Her zamanki şapkalarından taktı. Hiphop tarzı tişört ve pantolonu ile hazırdı.
Nazende= Siz 1 de gitmeyecek misiniz? Ne bu acele? Daha saat 12.
Hakuna= Bizim bir poster işi var. Onu halletmeye çalışacağız. En olmadı fotoğrafçıdan çıkarırız Yeol.
Chanyeol= Olur bak iyi fikir. Ben not aldım kim ne istiyor diye. Hepsinden 2 tane çıkarırız. Kore'de ki odana da asacakmışsın ki başka cins erkekler gelirse sahipsiz olmadığın bilinsinmiş.
Hakuna= Hele bak bak. O sözler kime belli. Siz az değilsiniz yahu. Neyse hadi bence bak zaman kaybı yapacağımıza hemen fotoğrafçıya gidelim. Ondan önce USB ye atalım fotoğrafları.
      İstenilen fotoğrafları bulup USB ye aktardık. Oradan hemen fotoğrafçı tanıdığıma gittik. Dükkana girince gözlüğümü çıkardım. Bana bakıp hemen tanıdı.
Selim= Ooo Azra. Nerelerdesin sen? Gözüm yollarda kaldı. Duydum ki albüm yapmışsın izledim. Çok güzel yer. Neresi? Ayrıca yanındaki kim? Kuzenin tanıyor mu?
Hakuna= Kuzenimi işe sokmasan olmaz zaten. Kankan ya hemen ulaştır ona değil mi? Ahh Selim ahh. Neyse. Benim sana işim düştü lakin kuzenim bunu asla asla asla bilmesin olur mu? Bak gerçekten küserim sana. Üniversite mezuniyet resimlerimi sana çektirmem bilesin aha bu da tehdit.
Selim= Aman be Azram olur mu? Söylemem. Eee ne işi bu böyle önemli?
Hakuna= USB var onun içinde fotoğraflar var. Poster şeklinde çıkarır mısın?
Selim= Ver bakalım USB'yi.
     USB yi bilgisayara takıp fotoğraflara baktı. Bir bana bir ekrana baktı.
Selim= Kim ki bunlar? Neden hep erkek?
Hakuna= Grup bunlar. Poster olması lazım hepsinin. Rica etsem akşama kadar çıkarır mısın akşam gelir alırım. Hem belki seninle biraz oyun oynarız ha. Hadi be Selim. Çocukluğumuzun hatırına.
Selim= Pekala. Yanındaki kim?
Hakuna= Bu benim Kore'den arkadaşım ama kimliği gizli şuan. Açıklayamam. Bu yüzden akşamı bekle bebek. Hadi bakalım Selimino görelim seni.
     Selim ile vedalaşıp Yeol ile turun otobüsünün olduğu yere gittik. 5 dakika geç kaldık ama sorun olmadı. Hemen arkalarda 2 kişilik yere oturduk. Cam kenarına ben oturdum.
Chanyeol= Bu arada. O dükkanda ki kimdi? İyi gibiydiniz.
Hakuna= Ahh Selim mi? Ahah. Çocukluğum onun ile geçti. Çocukluk aşkım diyebilirim. Ama biz hep kardeş olduk. Kuzenim bana ne zaman kızsa hemen önüme geçer korurdu. Ağlasam yanına giderdim. Abim oldu yani. Bayadır görmedim mesaj bile atmadım inanır mısın çok kötü hissettim kendimi. Bu yüzden akşam onun ile takılacağım. Sen evde kalsan olur mu? Seni eğer kuzenim görür ise seni sınır dışı beni ise ev hapsi yapar.
Chanyeol= Pekala. Öyle olsun. O zaman bana bu günü güzel geçir.
Hakuna= Emredersin patron.
    İlk durağımız İzmir saati oldu.
Hakuna= Bak bak bak. Ben burayı severdim. Burada çiçekçi ablalar gezer. Varya bir kazık yersin hayatında öyle bir şok olamaz. Kadın bir gelir sen ne olduğunu anlamadan aman koca aman iş aman öyle böyle der ayak üstü fal bakar sonra alır bi 10-20 şanslı isen 5 tl ohh yallah kaşık sonra kadın topuk. Yaa. Burada abla özellikle elinde çiçek olan abla gördün mü kör taklidi yap arkana bakmadan kaç.
Chanyeol= Ahah. Ne kadar komik. Denesek mi?
Hakuna= Varya sen turistsin ya donunu bile alır senin boşver tur nerede sen oraya koş koş.
       Tur bizi kemer altında belirli yerleri gezdirdi. Fırsattan istifade bende dibek kahvesi aldım. Kemeraltına geldin mi dibek kahvesi almaz isen ayıp olur. Daha sonra Konak'da biraz gezdik. Tekrar otobüse binip Karşıyaka'da gezdik. Sasalı Doğal Yaşam Parkı'na gittik. Burası hayvanat bahçesidir. Aynı zamanda da piknik yeri de var. Zilyon kere geldim buraya. Ahh lise yıllarında hiç unutmam 9. Sınıflar ödev için getirildi. Ne gezdik ne fotoğraflar çektik. Tabi en güzel ödevi benim grup yaptı. Neyse. Biz hayvanat bahçesine girdik.
Chanyeol= Burası ne kadar da güzel.
Hakuna= Ah ne sandın. Çok severim burayı. Şimdi sana buraya rehber gibi anlatabilirim. Grubu takip edelim o ara sana anıları anlatırım.
   Önce girişin hemen biraz ilerisinde ki kafetaryadan yemek aldık. Daha sonra çıkmadan önce hediyelik eşya yerine girme kararı aldık. Yanımıza su gibi önemli şeyler alıp gezmeye başladık. Her yeri bir bir anlattı. Fillerin orada Bahadır'ın mezarını gösterdim.

 Fillerin orada Bahadır'ın mezarını gösterdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hakuna= Bak bu bizim filimizdi. Tabi ben hiç görmedim ama iyi bir filmiş. 21 Temmuz 2007'de ölmüş. İzmir halkı çok üzülmüş. Tabi şimdi onun torunları burada bak orada geziyorlar.
Chanyeol= Vay. Ne kadar üzücü. Ama çok güzel sahip çıkılmış. Çok iyi biri olması lazım ki onun mezarı burada.
Hakuna= Öyle galiba. Hadi gel gezelim. Bak bak su içiyorlar.
     Gezmeye devam ettik. Tehlikeli kuşların yanına vardık.
Hakuna= Bak ben buraya bayılırım. Bak şu köşede bacağın kadar yok senin değil de benim bacağım kadar et var kanlı.
Chanyeol= Dikkatini o mu çekiyor gerçekten. Güya et yemeyi sevmez ama et gördü mü dikkatini o çeker. Saykopat mı yoksa kilo almamak için mi et yemez anlamadım.
Hakuna= Saykopatım. Neyse. Bak biraz ileride de sakin sedasız minnak kuşlar var. Bunlar öcü onlar minnak. Ahah. Hadi gidelim. Bir kere bir papağan vardı biz ne desek taklit ederdi. Acaba orada mı? Düşünsene Annyeong Haseyo ( korece merhaba) desek diyebilir mi? Ay hemen denemek lazım hadi koş.
Chanyeol= Bu sıcakta niye koşuyoruz? Bekle.
     Kuşların yanına vardık. Gözlerim papağanı aradı. Bulduğumda göz göze geldik.
Hakuna= Lan naber?
Papağan= Lan naber?
Hakuna= Annyeong Haseyo.
Papağan= Lan naber?
      Beyni yandı galiba. Bir daha denemek lazım.
Chanyeol= Annyeong haseyo.
Papağan= Haneyong.
Chanyeol= Ande (olmaz). Anyeong haseyo.
Papağan= Ande.
Chanyeol= Esas sana olmaz. Diyorum ki annyeong haseyo.
Papağan= Lan naber.
Hakuna= Unut onu. Kötü kelime pis eğh.
Papağan= Lan naber. Ande. Ande.
Chanyeol= Papağan kafayı yedi sayende. Hadi gidelim.
    Bizden sonra gelen grup papağının halini görüp gülmeye başladılar. Papağan sürekli " Lan naber,ande" diyordu. Kıyamam bana maruz kaldı. Üzgünüm papağan oysa babamı çok sevmişti...
Chanyeol= Şimdi nereye gidiyoruz?
Hakuna= Hazır ol çok nemli yere giriyoruz.
     Burası tropikal ortam. Burada timsahlar var. Sonra yılan var. Çiçekler var. Önce çiçeklere baktık.
Hakuna= Yılan mı seversin timsah mı?
Chanyeol= İkisinden de korkarım. Neden sordun?
Hakuna= En çok hangisinden korkarsın? Yoo sadece öylesine soru. Birşey yok yani.
Chanyeol= Yılan.
Hakuna= Aaa hadi gel bak burada çok güzel çiçek var Kore'den gelme.
Chanyeol= Oo Kore için ayrı yer mi yaptılar? Ne kadar da kardeş ülke. Neden karanlık? Azra ben pis kokular alıyorum. Azra bunlar yılan!
Hakuna= Yaa dur. Çıkamaz zaten bunlar merak etme. Hadi bak ileride kobra falan var en güzelleri hele bi tane var inanmazsın senin boyundan uzun.
Chanyeol= Sana bir daha asla inanmam. Timsah da var değil mi? O nerede?
Hakuna= Buradan çıkınca köprüden iniyorsun sağa dönüyorsun karışma böhh diye çıkıyor. Şaka şaka korkma. Etrafı korunaklı zaten sana yetişemez. Hadi ya hızlı yürüme. Ya çekme. Ya yılan bakıyorduk ne güzel. Elveda çıngıraklı yılan. Bir daha geleceğim.
     Beni hızla yılan yerinden çıkardı. Timsahın oraya gittik.
Hakuna= Buradan nasıl görmeyi planlıyorsun? Yaklaş biraz bak gülüyor sanki ha ne dersin? Ahah.  Ya çocuk bile yaklaştı.
Chanyeok= Belgesellerde ne yiyor bunlar biliyor musun? Et. Seni saniyeler içinde midesine atar. Yaklaşma. Gel şuraya.
Hakuna= Ya senin yerinden sadece su gözüküyor su su. Ne kadar uzaktasın biliyor musun? Timsah senin tam 20 adım önündeki barikatın arkasındaki bi 10 adım sonraki suyun içinde. Abartma.
Chanyeol= Ben böyle mutluyum. Timsah ile hasretin gitmiş ise çıksak mı ne terlemeye başladım çok sıcak.
Hakuna= Pekala.
     Dışarı çıktık. Aslan,zebra,tilki falan gördükten sonra kapıya doğru gittik. Tur grubu çoktan hediyelik eşya yerine girmiş. Bizde hemen girdik. Küçük şeyler aldık. Biraz birşeyler yiyip otobüse bindik. Bizi aldığı yere bıraktı. Bugün bu kadar gezecektik. Bende Chanyeol'u eve bırakın Selim'in yanına doğru gittim...

Bir Stajyerin GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin