Ekin Ekiyor.

34 3 5
                                    

BTS konser turları başlamıştı.

İlk başta  Japonya'ya gideceklerdi.
Ne zaman Japonya'yı düşünsem düştüğüm aklıma geliyor. İlk o zaman sahnede düşmüştüm. İkinci düşmem ise az daha minik canlının ölümüne sebep oluyordu. Ya ölseydi? Tutunamasaydı? Kendime gelebilir miydim? Yaşasın isteyip de yaşarsa nasıl olur diye düşünüp duruyordum. Kendimi değil  Jungkook'u düşünüyordum.
Eğer herkes bana sahip çıkmasaydı ve PD'nim bize destek olacağına köstek olsaydı büyük ihtimalle ülkeme döner bebek doğana kadar  Karadeniz'de çiftçilik yapardım. Bebek doğunca  İzmir'e geri döner  tıp fakültesine devam edip bitirir cerrah ya da herhangi bir doktor olup hayatıma devam ederdim. Kore'yi tamamen kafamdan atıp her şeyi siler sadece bebek ve ben yaşardık.
Ne güzel bir hayal değil mi?
Ama olay öyle olmamıştı. Hala Kook ile beraberdim. Hala Kore'de evimde oturuyordum.
BTS çoktan Japonya uçağına binmişti. Bende kahvaltı sonrası bulaşıkları yıkıyordum.
Hakuna= Let Me Down Slowly. Let me down let me down let me down slowly... Ah bir Alec Benjamin ne güzel demiş. Usulca bırak beni demiş. Beni de bıraksalar ve mutlu olsalar ne olurdu?
Telefondan gelen bildirim ile ellerimi köpükten arındırdım.
Jungkook- Ben yokken kendine iyi bak. Her zaman yanındayım.

Bakışları beni neden bu kadar büyülüyordu? Onu tanımadan önce dahi ne zaman gözlerine baksam her zaman etkilenirdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bakışları beni neden bu kadar büyülüyordu? Onu tanımadan önce dahi ne zaman gözlerine baksam her zaman etkilenirdim. Zaten beni etkileyen en büyük şey gözlerdir, bakışlardır. Onlara bakıp ayrı dünyalara giderdim. Ahh... İçimde ki canlı resmen kafa atıyordu. Heyecanlanmış mıydı? Hey sen kız isen kendine gel baban benim!

Hakuna- Biliyorum. İstemesen de yanımdasın. Karnımda...

Kalp atışlarım hızlanmıştı. Ben hala alışamadım bu işe. Cidden ne ara oldu bunlar. Siz siz olun mide bulantınız varsa gidin bakın. Belki hamilesinizdir? Her şeyi strese bağlamayın.

Mino- Bebeğim? Konser turuna çıkmadan senin ile görüşmek istedim? Ne dersin?
Hakuna- Pekala. Ben evdeyim. Çıkmama izin yok. Gelmek istersen gel.

Ah.. Herkes konser turuna çıkıyordu. Ah hayır. Kıskanmadım.

Bir yarım saat sonra kapı çalmıştı. Gidip açtım.
Hakuna= Hoş geldin.
Mino= Hoş buldum. Hey senin karnın mı çıkmış?
Hakuna= Yok ya. Dar giydim ondandır.
Mino= Gel bakayım şuna bir.

Salona gidip iyice süzmeye başladı.
Hakuna= Deleceksin beni şimdi. Ne baktın öyle ya?
Mino= Dur şöyle sana kanıtlayacağım.

 Ne baktın öyle ya?Mino= Dur şöyle sana kanıtlayacağım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Fotoğraf  çekip bana gösterdi. Detaylı kendimi incelemedim ama gerçekten haklıydı. GÖBEĞİM BELİRİYOR...
Hakuna= Eyvah...
Mino=Eyvah?
Hakuna= Herkes öğrenecek Mino.
Mino= Ne güzel işte.
Hakuna= Eyvah. Ekin abim... Ah Selimino...
Mino= Ne olmuş?
Hakuna= Sen tanır mısın hatırlamıyorum seni tanıştırdım mı ama... Ah. Mino. Ekin abi öldürecek. Gerçekten bittik.

Ecel terleri dökmeye başlıyordum.
Hakuna= Ben nasıl fark etmem. Bir de tıp okuyorum ha. Şurada 2 veya 3 hafta sonra tam 4 aylık olacak. İnanıyor musun? Kaldı  5 ay 5. Doğacak çocuk. Şuan organları oluştu. İçimde büyüyor  Mino. Ben daha evli değilim.
Mino= Ne olmuş değilsen? Olmuşa çare yok Azra.
Hakuna= Uzak durmalıydım. Gerçekten ya... Bittim ben.
Mino= Kendini yiyip bitirmek yerine önüne bak Azra. Baksana anne olacaksın ne kadar güzel. Ben ne oluyorum  amca mı dayı mı?
Hakuna= Ah cidden. Ekin abime önceden haber verirsem siniri hafifler.
Mino= Annen ve baban?
Hakuna= Onlar umursamaz ki. En önemlisi  Ekin abi.
Mino= Annenler umursamaz derken?
Hakuna= Ah daha kimseye anlatmadım ki.
Mino= Neyi?
Hakuna= Ben tıp kazandığımdan beri annemler beni umursamaz. Ne yapsam haberleri olmaz istemezlerde. Beni kendi halime bıraktılar. Kore'de olduğumu dahi baya sonra öğrendiler ve sadece kendine iyi bak dediler. Bu kadar.
Mino=Ah cidden...
Hakuna=Bu onlara çok koymaz yani. Asıl bize koyacak olan Ekin abi...
Mino= Nasıl söyleyeceksin?
Hakuna= Tatlı dil ile.

Elime telefonu alıp Ekin abime mesaj attım.
Azra- Ekin abi. Ne zamandır konuşmuyoruz. Nasılsın?

Mino= Azra. Ben birazdan kalkacağım. Yanında kimse yok mu?
Hakuna= Bilmem. Gerek var mı?
Mino= Var bence.
Hakuna= Ben böyle iyiyim. Hadi git sende.

Kapıya kadar gidip açtım. Açar açmaz biri girmişti.
Mino= Aaa aklım sende kalmayacak. Sonra görüşürüz.
Hakuna= Baybay.
Cansu= Biz geldik.
Hakuna= Hoş geldiniz.
Elif= Nasıl benim yeğenim?
Hakuna= Büyüyor teyzesi ne olsun?
Simon Dominic= Büyür tabi. Bak biz neler aldık ona.
Hakuna=Neler?
Cansu= Bal, pekmez, meyve, sebze.
Hakuna=Oh ne güzel. Hadi geçin bakalım içeriye.
...
Yemekler yapılıp yemeye başlamıştık.
Simon Dominic= Brokoli de ye Azra.
Hakuna=Yiyorum zaten.
Cansu= Lahana neden yemedin?
Hakuna= Sevmiyorum.
Elif= Yok öyle bir dünya. Aç ağzını.

Zorla bütün masayı yedirmişlerdi.
Hakuna= Yeter. Doydum ben. Ellerinize sağlık.
Hemen kalkıp tuvalete gittim. Kapıyı kapatıp ellerimi yıkadım. Daha sonra göbeğime baktım.
Ayna karşısına geçip tişörtü sıyırdım. Belirmeye başlamıştı. Gerçekten şaka gibiydi. Bunun olacağını bilsem o gün asla yapmazdım. Ah Azra. Cidden...
...
Çoktan 4. Aya gelmiştim. BTS hala turnede olduğu için canlı canlı görmüyorlardı göbeğimi.
Yeni kontrolden çıkmıştım. Doktor her şey iyi gidiyor demişti. Cinsiyeti öğrenmek ister misin dediğinde ise Kook gelmeden istemiyorum demiştim. Birlikte öğrenmek daha mantıklı gelmişti.
Okulum başladığı için müziğe ara vermiştim. Zaten vermem lazımdı.
Kontrolden sonra okula gidip derse girdim. Bir kaç saat sonra ders bittikten sonra çıkıp koridora girdim. Yürüyerek çıkışa gitmek istedim ama bir kol beni durdurdu.
Ekin= Azra?
Hakuna= E-Ekin abi?
Ekin= Seni burada bulabileceğim söylendi. Özlemedin mi abini?
Hakuna= Ah ahaha özlemem mi? Mesaj atmıştım baya önce ama geri dönmedin?
Ekin=Anca be Azram. Eee sende ne olup bitiyor? Bensiz.
Hakuna= Iıı. Bende seninle bunu konuşacaktım. Önce eve mi gitsek?
Ekin= Hadi gidelim.
...
Hakuna= Ve. O kadar ilişkiden sonra işte.
Ekin= Sevgili olmanıza neden kızayım Azra. Sende beni iyice kötü belledin.
Hakuna=Abi bunun devamı var.
Ekin=Ne var? Evlilik teklifi mi aldın? Ne güzel.
Hakuna=Onu da aldım gibi oldu zaten. Olay o değil abi.

Tişörtü sıyırıp göbeğimi açtım.
Hakuna= Olay bundan ibaret.
...

Bir Stajyerin GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin