Uzay ve Simba aşkına uçuyoruz

36 4 2
                                    

Telefondan Simon u arayıp bana bakmasını söyleyip yukarı kata banyoya gitmişti. Ben olayın şoku ile ne yaptığımı yeni fark ediyordum. Ayağı nasıl acaba...
...
Simon Dominic= Elmayı da ye söz başka vermiyorum.
Hakuna= Off tamam.

Dudağımı büküp son dilimi de ağzıma atıp çiğnedim.
Kafasında havlu ayaklarını süre süre salona giren Kook görünce hızlıca yuttum.
Simon Dominic= Kook. Hadi gel sana masaj yapayım.
Jungkook= Neden?
Simon Dominic= Yorulmuşsundur. Ah bu Azra. Cidden zor kız. Bakalı ne kadar oluyor sen gelene kadar işte. Cidden 2 kilo verdim.
Hakuna= Ben mi yap dedim. Ben sadece yatıyordum sen istedin.
Simon Dominic= Sus kız ben senin için yaptım.
Jungkook= Önemli değil hyung duş iyi geldi. Yatarım şimdi zaten.

           Mutfağa girip dolaptan su şişesi alıp kafasına dikti. Daha sonra havluyu boynuna dolayıp bize döndü.
Jungkook= İyi geceler.

           Kook merdivenden odaya çıkarken Simon ile birbirimize dönüp baktık.
Simon Dominic= Hasta mı? Senin yanında yatar sandım. Neden yukarıya çıktı?
Hakuna= Beni gıdıklarken yanlışlıkla tekme attım. Ona alındı galiba.
Simon Dominic=Başka bir şey olmadı yani?
Hakuna=Hayır. Hatta bebeğin cinsiyetini  bile öğrendik. Niye böyle ki?
Simon Dominic=Hadi ya. Ne?
Hakuna= Herkes ile öğren.

              Merdivenlere tekrar bakmıştım. Bu göbek ile nasıl çıkacaktım?
Hakuna= Ben bir bakayım buna.

Merdivenden paytak paytak 1 saatte çıktıktan sonra sağa dönüp kapıyı çaldım.
Hakuna= Kook?

Ses gelmeyince bir daha çalıp tepki beklemiştim. Belki de bu oda da değildi. Diğer odaya giderken yere bir şey düşme sesi duymuştum. Hemen kapıyı açıp girmiştim.
Yerde duran telefona ulaşmaya çalışan Jungkook ile karşılaşınca afallamıştım.

Hakuna= Ne yapıyorsun?
Jungkook= Telefonu masaya koyarken düştü onu alıyorum. Atom parçalıyor gibi halim mi var?
Hakuna= Y-yok tabi yok.

             Ona bakmayı sürdürürken o ise telefonunu alıp masaya koyup bana kıçını tabiri caizse arkasını dönüp yattı.
Hakuna= Ne diyecektim. Yarın işin yoksa bizimkileri toplayıp bebeğin cinsiyetini mi söylesek?
Jungkook=İşim var Azra. Müsadenle uyumam lazım. Erken kalkacağım. Sende uyu geç saate kalma. Doktor ne dedi kendini yorma dinlen dedi. Git yat hadi.

Boğazım düğümlenip üstüne bir şey diyememiştim. Yanıma yat falan demedi git yat dedi. Git dedi...
Hakuna= P-peki.

Kalbim yanarken odadan çıkıp kapıyı kapattım. Kalbimi de orada bırakmıştım. Kırık parçaları...

Tekrar paytak paytak yürüyüp 1 saatte inmiştim. Simon beni görünce yanıma gelmişti.
Simon Dominic= Ne oldu?
Hakuna= Ha?
Simon Dominic= Yukarıda. Ne oldu? Yüzün bembeyaz olmuş. İyi misin?
Hakuna= İyiyim. Git yat dedi bende gidip yatıyorum. Sabah erken kalkacakmış işi  varmış ondan yarın size cinsiyeti açıklayamıyoruz. Öyle yani. Ben gidiyorum. Yatıyorum. İyi geceler.

      Tekrar paytak ve bir penguen olarak yürüyüp odama girdim. Kapımı kapatıp
yatağıma oturdum. Midem ağzıma gelmişti yine. Başım ağrıyordu ahh migrenim tutmuştu.
Otururken yastığı alıp bacaklarımı etrafında sardım. Telefondan Eminem I Need A Doctor açıp kafamı yastığın dik yerine yasladım.

Uçurumdan atlarken rüzgarın tüm serinliğini saçlarımda,tenimde, yüzümde hissederken hiç korkmuyordum. Huzura kavuşuyordum.
Neden böyle   bir hayal kurdum bilmiyorum. Bu aralar neden bir şey bilmiyordum? Bu ben değildim. Ben ne ara buralara geldim bilmiyordum. Kore'ye ilk geldiğim zaman gibi sorgularım başlamıştı. Ben neden  buradayım? Neden geldim? Ne yapıyorum?
Bazen pişman oluyor muydum? Gurbet yerde kendi kendime hayat kurup bunu yaşıyordum. Yeniden doğmuş bir bebek gibi veya yeni bir oyun bulup ilerlemeye onu bitirmeye çalışıyor gibi. Oysa başka oyunda zaten üyeliğim vardı ve baya bir ilerlemiştim neden yeni birine ihtiyacım vardı? Bilmiyordum.
       Arkadaşlar, fanlar, sevgili edinmiş üstüne hamile kalmıştım. Yeni iş bulmuş ve yeni hocalar ile tanışmış bilgi üstüne bilgi ediniyordum hemde her türlü şey hakkında. Evet baya bir şanslıydım. DOK2'den Zion.T'ye, Mark'dan Mino'ya, Seungri'den Simon'a bir çok kişi tanımış, arkadaş dost olmuştum. En büyük hayalim olan Epik High ile şarkı olmasa da şarkıma yapımcı olarak alabilmiştim. Bir şarkımda imzaları vardı. Bunlar harika şeylerdi. Gerçekten!
        Peki ya şuan? İçimde büyüyen varlık vardı. Bilinirse  bir sürü şey olabilirdi. Buradan gitmeyi gerçekten çok düşündüm ama gidersem etrafa daha çok zarar verebilirdim.
Jungkook'a iki aydır ağzıma geleni söylüyordum ağzını açmıyordu. Bugün yaptıklarım ilişkimize yara vermiş olabilirdi. Çocuk olmasa belki çoktan ayrılmıştı... Gerçekten kendimi kötü hissediyordum. Tekmem ile düştükten sonra yara aldımı diye hala düşünüyor gidip onu muayene etmek yara var mı yok mu bakmamak için kendimi tutuyordum. Bana git yat demesinden sonra oraya gidecek yüzümü merdivenden 1 saat inerken bırakmıştım. Oraya hayatta gidemezdim.

Geç saatlere kadar bu kadar şeyi düşünüp uyuyamamıştım. Ah Azra vah Azra. Bıktım senden. Keşke gelmeseydin. Sen kimsin buraya gelip stajyer olmak kim sen kim otur uslu uslu tıp oku salaktan doktor ol dimi? Kimsin seeen?

Kafama vura vura odadan çıktım. Kendime sinirlenmiştim. Buraya gelerek herkesin hayatını değiştirdim. Bensiz baya bir iyilerdi. Keşke hep öyle olsalardı.

        Mutfağa gidip su içmek için dolabı açacaktım. Ellerimi kaldıramayınca korkmuştum.
Hakuna= Neden?

         Gözlerim kararmaya başlarken terlemeye başlamıştım. Ani refleksle dolaba yaslanıp hızlı düşüp zarar almaktan son anda kurtarmıştım.
Kendimi yere yatırıp nefesimi düzenlemeye başladım.
Hakuna= Sakinim. Bir şey mi oldu sanki aptal.

        Uzay. Güzel. Süpernova. Efsane. Simba. Aşkım. Evet. Simba uzaya çıkmış ne demiş?
Simba= Hey Azra? Süpernova bizi bekliyor hadi gidelim.
Hakuna= Olur. Ben hep bu anı bekledim. Nerede kaldın aslanım?
Simba= Ormanda işler kolay mı sanıyorsun? Sen şehir sandın galiba.
Hakuna= Pardon.

       Azra? Hey? İyi misin?
Hakuna= Simba. İyiyim bebeğim. Hadi hadi yıldızlar fırtınası başlıyor.

      Kendine gel. Duyuyor musun beni. AZRA?

Bir Stajyerin GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin