Bir Stajyerin Günlüğü

Hastane Odası...

Kendimi neden bilinmez birden yetersiz buldum. Ne yapsam uyanmadı. Bilinci mi kapandı? Anlam veremedim... Ambulans geldiğinde kendimi tanıttım. Tıp bitene kadar hemşire sayıldığım için ambulansa da girebildim. Eğer bunların hepsi şaka ise beni bir daha asla göremezdi!
     Ambulansta paramedik( ambulans doktoru) bana sorular sordu.
Paramedik= Solunumuna baktın mı?
Hakuna= Elbette. Biraz ağır nefes alıyor gibiydi. Boğazını kontrol ettim lakin tıkayacak birşey yoktu.
Paramedik= Nabız nasıldı?
Hakuna= Yavaştı.
Paramedik= İlk yardım olarak ne yaptın?
Hakuna= Şuan TUS sınavına mı çalıştırıyorsun acaba? Merak etme ilk yardım derslerimi taa liseden beri alıyorum. Senin şuan işin beni sınav yapmak değil baksana çocuğa Allah Allah delireceğim. Yapamıyor isen çekil kenara.
      Adamı ittim. Gerekli aletleri Jungkook'a taktım. Kalp atışlarını kontrol ettim. Normale dönüyordu. Tansiyonu da gayet iyiydi. Eşek işte anca ambulansta düzelecek...
Paramedik=Beni böyle itemezsiniz hanım efendi.
Hakuna= İşini yapmayan herkese böyleyim. Yiyorsa şikayet et bende hasta ile uğraşacağına beni sınav yapıyordu bende madem o yapmıyor ben yapayım dedim derim görürsün. Bu arada sen nasıl bu rütbeye geldin? Kim senin sınavına geçiş verdi ki... Ben asla seni geçirmezdim. Aa tabi sen normal sağlık okulu ben ise tıp fakültesi. Aramızdaki fark işte bu. Hava atmayı sevmem ama bana bunu yaptırdın. Seni takip edeceğim çocuk. Hele bir daha işini yapma benden çekeceğin var.
    Jungkook'u gözümden ayırmadan yanımdakine laf geçirip duruyordum. Arkama döndüğümde gözleri kocaman olmuş bana bakıyordu.
Hakuna= Ne oldu? Korktun mu?
Paramedik= Sana hayran kaldım.
Hakuna= Abi köşede atalım bu elemanı. Nedir sabahtan beri çektiğim ya bıktım buralardan. Türkiye desen orasıda pek farklı değil gerçi Ekin abi. Ahh EKİN ABİM... Off sabır.
     Hastaneye vardık. Bilinci açılan Jungkook hafiften gözlerini açıp etrafa bakmaya başladı. Ben hemen yanında sedyeyi sürmelerine yardım ederken hem doktora bilgi veriyor hemde Jungkook'a birşeyler diyordum.
Hakuna= Doktor bey şimdi birden bayıldı. İlk müdahaleyi yaptım. Bilinci daha yeni geldi. Yaklaşık 15-20 dakika öyle baygın kaldı. Pek kötü birşey beklemiyorum ben. Koma olduğunu da sanmıyorum. Oksijen fazla gitmedi galiba. Onu araştırınız lütfen. Benim tanım baygınlık uzun sürdü. Ne yaşamış ise anca kendine geldi. Ah Jungkook iyisin merak etme. İyi ki ben vardım da kurtardım seni. Zaten fazla birşeyin yok korkma. Doktor bey hemen bir serum taksak sonra da beyin için emar çeksek yeter. İşinize karışmak değil bu sadece öneri.
Doktor= Ahaha. Pekala anladım. Sen nesin doktor mu?
Hakuna= Yok hayır. Lise de hemşirelik okudum şuan da tıp öğrencisiyim.
Doktor= Ne kadar güzel. Mezun olunca burada seni görmek isterim. İzninle ama buraya seni alamam. Dışarıda bekler misin?
Hakuna=Tabi. Kook iyisin iyi korkma.
      İlk müdahale odasına aldılar. Neden birden bayıldı anlamadım. Hem vicdan azabı çekiyor hemde korkuyordum. Simon ve Elif unni nerede kaldı acaba? Arkamızda araba ile geleceklerdi oysa ki.
Öyle sandalyeye oturdum. İleriden koşarak gelen Elif unni ve Simon hemen yanıma oturdular.
Simon Dominic=Nasıl? Neyi var?
Hakuna= Birşey yok bence. Biraz dinlense kendine gelir. Bence bırakalım 2 gün kalsın hastanede toparlansın güzelce. Zaten kesin doktor şimdi çıkıp böyle der.
      Odadan çıkan doktor yanımıza geldi.
Doktor= Gayet iyi. Çok yorulmuş ve stres altında olabilir. Bu yüzden bu gece hastanede kalsın. Sabah öğlene doğru bir komplikasyon olmaz ise eve gidebilir.
Hakuna= Teşekkürler. Normal odaya ne zaman alacaksınız?
Doktor= Odası ayarlanıyor. 20 dakikaya alınır.
Hakuna= Pekala teşekkürler.
     Doktor gidince gözler benim üstüme geldi.
Elif= Pekala anladık ama nasıl oldu olay? Neden bayıldı? Ne konuştunuz da bayıldı? Ne dedin yine çocuğa da bayılacak kadar kötü oldu?
Hakuna= Ya ben ne diyeceğim çocuğa. Kıymık batsa Azra diyorsunuz ya bıktım.
Simon Dominic= Hayır ben salonda yanınıza geldiğimde sen onu tersleyip odana gittin çok iyi hatırlıyorum. Ne alıp veremediğin var ondan?
Hakuna= Ne mi alıp veremediğim var? Saçma saçma konuşmayın. Diğer üyelere haber verdiniz mi? Başkana falan?
Simon Dominic= Ben yolda aradım. Gelirler şimdi. Herkes biliyor bilmesi gerekenler yani.
Hakuna= Pekala.
Elif= Yine de bu olay burada bitmedi.
Hakuna= Sabır.
    İleride 6 adet iyi kamufle olmuş erkek geldi yanımıza. Hemen yanıma oturan RM bana sorular sordu.
RM= Durumu nasıl?
Hakuna=Merak etme gayet iyi. Korkmayın.
JHope= İyi değil mi? Ne olsa hep ona olur. O kadar çalışıyor ki bünyesi kaldırmıyor.
Taehyung= Tüm yükü üstüne alıyor sanki. Azra. Jungkook'a yardım et.
Hakuna= Ben mi?
Elif= O önce ona iyi davransın. Yardım eder elbette.
Suga= Hayırdır. Kavga mı ettiler.
Simon Dominic= Araları iyi değil gibi.
Taehyung= Ne yaşadınız yine?
Hakuna= Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum.  Sürekli birşey olsa benden biliyorsunuz. Beni bir kere bile düşünmüyorsunuz. Jungkook odaya alınınca bana haber verirsiniz. Ben gidiyorum. Bu halde çıktım birde kendimi düşünmeden. Beni hep düşüncesiz bilirsiniz. Neyse konuşmuyorum.
        Hastane önüne gittim. Gecenin karanlığı her yeri sarmış sanki içimdeki tüm karanlık Kore'yi sarmış gibiydi.
      Bir banka gidip oturdum. Bacaklarımı kendime çektim. Ben ne yaptım ki Jungkook'a herkes benden biliyor? Gerçekten çok mu kötüyüm? Oysa ben onun için milyon plan yapıyorum. Bunu niye kimse görmüyor? Keşke gelmeseydim buraya. Normal bir fan gibi onları takip etseydim. Sanki Türkiye'de plak şirketleri yok. Çok mu ünlü olmak istedim sanki... Ah kafam ah. Keşke Ferman Akgül'ün şirketi olan 06Records'a gitseydim. Ne var sanki bu Kore'de...
     Deliler gibi kendime soru sorup kendime cevap verdim. Bir süre sonra yanıma RM geldi.
RM= İyi misin? Tek başına ilk yardım yapmışsın. Elif deliler gibi herşeyi yaptığını söyledi. Kendini kaybetmişsin.
Hakuna=Bunu gördü mü? Gördükleri halde üstüme geldiler. Herkes. Ben mi dedim ona bayıl diye. Sanki ben korkmadım. Bildiğim ne varsa yaptım. Kaybetmek istemedim. Niye isteyeyim. Sonuçta çok değil bir kaç ay öncesine kadar bende normal bir fandım. Sizinle yakın olmam demek sizden önceki hayatımı unutacağım anlamına da gelmez ki. Sizi çok seviyorum. Bazen o kadar iyi geliyorsunuz ki hiç gitmeyin istiyorum. Size değer veriyorum. Kendimi feda edebilecek kadar... Lakin bazen bu belli olmuyor. Sanki Jungkook'a düşmanlık ediyorum gibi gözüküyor. Aksine. Ben böyleyim. Neden yanlış anlatılıyor? O Allah'ın belası odada ne yapsam iyi olur diye delirir iken kimse yoktu yanımda. O kadar bağırdım ki sonlara doğru geldiler. Bunu kimse bilmedi,görmedi. Kendimi yetersiz hissettim. O kadar kötü oldum ki sanki kurtaramayacak gibi. O odaya bir daha girmek dahi istemiyorum. Buradan gitmek bile istedim. Tıp okuduğuma bin kere küfür ettim. Ben nasıl doktor olacağım? Böyle mi? Ahh kafam çok karışık.
      RM kolunu bana atıp kafamı göğsüne yasladı. Kafamı diğer eli ile okşadı. Bu hareketi göz yaşlarımı harekete geçirdi ve ağlamaya başladım.
RM= Sen çok iyi bir doktor olacaksın. Biliyorum. Jungkook'u çok seviyorsun onu üzmek de istemiyorsun evet ama siz hep birbirinizi yanlış anlıyorsunuz. Bu zamanla düzelir. Kendini yalnız hissetme. Seni de çok seviyorlar ama bu olay olunca başka ne düşünebilirler ki? Onlara da hak ver. Biraz böyle duralım. Sonra gideriz. İyi ol tamam mı? Sen Hakuna Matatasın.
Hakuna= Ahaha. Evet. Doğru. İyiyim. Teşekkür ederim. Canım liderim canım biasım. Ben neden seni sevdiğimi şimdi anladım ahaha. Çünkü lider olmak bunu gerektirir.
RM= Tabi. Ben liderim. Hakuna Matata'nın BTS de ilk tanıyıp sevdiği kişi. Çekilin önümüzden.
    Birlikte güldük. İyi gelmişti. Daha sonra Jungkook'un odaya alındığı söylendi. İçim tekrar kötü oldu. Onu görünce ya o oda aklıma gelir ise. Bu bende travma mı yaptı? Bilmiyorum. Kesinlikle unutmam gerek. Ben doktor olacağım. Her kurtardığım insanda travma yaşar isem bu hayatta yaşayamam. Bir dakika. Ben ilk defa hayat mı kurtardım? Bu ne kadar güzel cümle böyle... Hayat kurtarmak... Tamam ben iyiyim hadi gidip hastamızı görelim...
...
Kapının önünde kaldım.
Taehyung= Hadi girelim.
Hakuna= Siz girin ben bir tuvalete gideyim.
Simon Dominic= İyi misin?
Elif= Geleyim mi bende?
Hakuna= Yok yok iyiyim. Girin siz geliyorum hemen.
       Tuvalete doğru yol aldım. İçeri girip yüzümü yıkadım. Aynada kendime baktım. Yüzüm o kadar solmuş ki... Göz altlarım şişmiş... Biri görse der bu ünlü Azra mı? İnanmazlar. Biraz daha yüzümü yıkadım. Tuvaletten çıkan bir kız bana baktı.
Xx= İyi misiniz?
Hakuna= Evet. Sadece yoruldum sanırım.
Xx= Pekala.
     Yanımda makyaj yapmaya başladı. Çantasında önlük vardı. Sanırım doktor. Bana baktı.
Xx= Sürmek ister misiniz? Merak etmeyin ben doktorum.
Hakuna= Fark ettim. Önlük gördüm çantada. Bende tıp fakültesi okuyorum zaten. Sürmeye gerek yok teşekkür ederim. Halim yok zaten. İyi akşamlar ya da geceler ve iyi uykular mı desem bilemedim saat  almış başını gidiyor zaten benimde alıp başımı gitmem gerek.
Xx= Ahaha. Uykunuz var galiba. Bir an önce uyumalısınız.
       Tuvaletten çıktım. Ne kadar saçma konuşmaya başladım ben böyle...
    Odanın önüne geldim. Demin ki doktor da bir sonraki odaya girmeden bana baktı.
Xx= Orada özel biri yatıyor dediler. Sana iyi şanslar. Mezun olup burada çalışmak istersen bana ulaş.
     Göz kırpıp odaya girdi. Herkes anormal...
  Nefesimi tutup kapıyı açtım. Nefesimi bırakıp yatağa doğru döndüm.  Herkes bana farklı baktı. Ne var?
Simon Dominic= Nerede kaldın?
Hakuna= Tuvalette biri ile karşılaştım. Doktor olduğunu öğrendim. O ara yüzümü yıkadım. Kendime geldim. Siz ne yaptınız?
       Kendimi doktor kimliğine o kadar alıştırdım ki yanına gidip tansiyonunu ve kalbini kontrol etmeye başladım.
Hakuna= Oo mükemmel. Hastamız çok iyi. Tansiyon değerleri normal. Serum da yarısında bu bitsin turp gibi olacak.
      Geri döndüğümde herkes bana endişeli baktı. Ah hadi çocuklar bunlar bana göre staj. Ne bu kadar abarttınız?
Jungkook= Ben değil de sen hastasın galiba. Adımı mı unuttun. Hasta değil Jungkook. Jeon Jungkook...
     Jungkook'a dönmeden cevap verdim. Yüzüne bakamıyorum.
Hakuna= Evet. Adınız Jeon Jungkook.
     RM yerinden kalkıp oturttu.
RM= Sen iyi değilsin. Ben senin ile ne konuştum?
Hakuna= Biliyorum. Sadece bilmiyorum. Korktum galiba.
Elif= Pekala herşey geçti. Kim kalacak yanında.
Simon Dominic= Azra kalsın derdim hazır tıp da okuyor birşey olsa bakabilir derdim ama iyi değil gibi.
Hakuna= Olmaz. Kalırım ben. Siz yavaştan gidin hadi.
Elif= Emin misin?
Hakuna= Evet.
RM= Birşey olursa ara beni. Ben kantinde olurum. Kahve alma mı ister misin?
Hakuna= Evet olur. Kitabım vardı getirir misiniz? Hermann Hesse.
Elif= Tamamdır.
     Herkes çıkınca dolaptan battaniye alıp üstüme örttüm. Jungkook'a baktım. Gözleri benim üstümde idi. Ona tamamen baktığımda üstü tam örtülü değildi. Kalkıp üstünü tamamen örttüm. Tekrar yerime oturdum.
    Bu sessizlik beni daha fazla delirtir iken ayaklarıma bakmaya başladım. Ne kadar pasaklı oldum? Bu tip ne bende? Ahh...
Jungkook= Ne konuşuyorsun kafanın içinde?
Hakuna= Ne? Ben mi?
Jungkook= Kimse yok sen ve ben dışında bu sebep ile evet sen.
Hakuna= Kendime baktım da. Ne kadar pasaklı oldum böyle. Bu tip zaten... Göz altlarım falan. Tuvalette ki az daha makyaj yapacaktı. Hayır dedim ama. Hiç halim yoktu zaten.
Jungkook= Sen nasıl oldun? Çok korktun mu?
Hakuna= Tabi ki. Önümde yere yattın,ne yapsam kendine gelmedin. Zaten ambulansta ki doktor. Ahh... Tamamen ben ilgilendim seninle. O ayrı sinir etti.
Jungkook= Ne yaptı?
Hakuna= Beni sınav yaptı manyak. Yok nasıl ilk yardım yaptın? Buna baktın mı? Sanki ben bilmiyorum. Manyak ya. Seninle ilgileneceğine bana sorular sordu. En son bir kızdım sonra diyor sana hayran kaldım. Ah atacaktım ambulanstan.
Jungkook= Kim o?
Hakuna= Bilmem bakmadım adına. Nasıl ambulans doktoru oldu şaşarım...
Jungkook= Ben de. Hayran kalmış. Manyak.
      Tekrar sessizlik çöktü. Bundan sonra konuşulacak şeyi duymak ve konuşmak istemiyorum. Herşey o benim IU konuşmamdan dolayı oldu. Acaba yarasına tuz mu bastım?
    Kapı açıldı. İçeri RM geldi
RM= Hey. Kahveni getirdim. Nasılsınız?
Hakuna= İyiyiz. Teşekkür ederim.
RM= Rahat olacak mısınız? Jungkook istersen ben kalırım yanında.
Jungkook= Yok böyle iyi.
RM= Pekala. Ben aşağıda doktorlar ile muhabbet kurduk oradayım. Magazin işleri falan da halloldu dert etmeyin.
Hakuna= Pekala.
     RM çıkınca tekrar sessizlik oldu. Bu sefer konuşsam mı diye düşünür iken Jungkook konuşmaya başladı.
Jungkook= Çok mu korktun? Baya bir etkilenmiş gibisin.
Hakuna= Evet. Öyle oldu. Benim yüzümden mi? Ben IU dedim ama yarana tuz mu bastım? Onu seviyorsun sonuçta. Değil mi?
     Gülmeye başladı. Sevmiyor musun?
Hakuna= Komik değil ki. Neden gülüyorsun?
Jungkook= IU evet iyi biri. Sesi çok güzel. Lakin ona aşık değilim ki...
Hakuna= Aa bayılmadan önce "Azra ben "demende bunu düzeltmek için mi? Ya sende Kook. Delirdim saatlerce.
Jungkook= Şaşıyorum. Bu kadar akıllı olup böyle şeylerde salak olmana şaşırıyorum.
Hakuna= Ne gibi şeyler. Bak bana teorili teorili konuşma. Klipleriniz yeterince teorili zaten.
Jungkook= Diyorum ki ben IU ya aşık değilim. Bunu bilmen gerek. Beni iyi biliyorsan bilmen gerekmez mi? Bebek olsa çoktan anlamıştı. Anlamak mı istemiyorsun?
     Kalp sesi hızlanıyordu.
Hakuna= Sakin ol makina bozulacak. Neden sinirlendin birden?
Jungkook= Makina bile anladı sen hala anlamadın. Neyse ben birşey demiyorum.
Hakuna= Ne diyorsun? Neye aşıksın? Tanıdığım biri mi?
      Kahkaha atmaya başladı. İçimde birşey düğüm attı. Yok olmaz. Onu söylememek için zor tuttum kendimi. Hala kahkaha atar iken sessizce söyledim.
Hakuna= Ben mi?
Jungkook= Ne? Duyamadım.
Hakuna= Hakuna Matata mı?
Jungkook= Benim olan Hakuna Matata mı? Evet o. Burada ki Hakuna Matata.
       Öylece bakakaldım. Bu aşk itirafı mı? Neden ki? Beni niye sevsin yanında milyon kız var iken...
Jungkook= Ne oldu? Garip mi oldun? Demek akıl var sende sonunda anladın. Rahat olabilirim artık. Senin yüzünden bayıldım. Bu akıl ile ne yapacağız? Anla diye elimden geleni yaptım ama sen hep beni itekledin. Anla diye illa bayılmak mı gerekiyor?
Hakuna= Bayılma tabi. Olmaz öyle. Olur mu? Olmaz.
Jungkook= Ee birşey demiyor musun? Seni seviyorum dedim...
      Rüya mı anlamadım ama şuan ağzım birbirine girdi. Sonrasını hatırlamıyorum. Uyuyakaldım.
Kalktığımda koltuğa yatırılmış,başımın altında yastık vardı. Üstüm tamamen örtülmüş. Güneş ışıkları odayı kaplanmıştı.
....