Bir Stajyerin Günlüğü

.. Kıskançlıklar

Bu gözleri en son gördüğümde ondan kaçtığım gündü. Ayağım kırıktı ve Yeol'un odasında saklanıyordum. Ah o günler ne Kook ile sevgiliydim ne de Simon'un evinde kalıyordum. Ünlü dahi değildim ki onu bırak daha stajyerdim. Yeolum ile aynı odada kalıyordum masum masum yaşıyordum. Güya o zamanlar hayat bana zor geliyordu acaba o zaman ki Azra şuan ki halini görse Kore'de yaşamaya devam eder mi?

O zaman ki Hakuna= Cevap veriyorum mu? Tabii ki hayır. Şuan bileti aldım. Simon bana kızsa da ceza vermek için arkamdan gelse de Kook-diğer BTS üyeleri ağlasa da-EXO trip atsa da geri dönmem. Kendi evimde tıp fakültesine devam ederim ömürümü sap devam ettirip kendimi hastalara adayarak onları iyileştiririm.

Şu an ki Hakuna= Nah Azracım nah. Hayal hayat şimdi yüzüne vuruyor.

Simon Dominic= Yine kavga yine mi hastane yine mi serum... Ben yoruldum.
Hakuna= Hayat gelme üstüme...
Simon Dominic= Ne?
Elif= Bir şarkı sadece. Azra şuan şarkı söylemenin zamnı değil.
Hakuna= Bu bir şarkı değil. Şarkı deyip geçme. Bu benim hayat felsefemi doğrulayan sözler. Oysa eskiden rahattım. Şuan ergen bir sevgiliye,karnımda bir bebeğe ve her an kafama taş atacak fanlara sahibim. Bunları öğrenen fanlar sadece taş atsa yine iyi.
Simon Dominic= Onlardan önce ben kendimi senin üstüne bırakacağım. Şu bebeği bi doğur kendimi üstüne düşüreceğim.

Surat asıp sırtımı döndüm. Uğraşacak halde değildim.

Ben serumun akan damlalarını izlerken Elif unni Kook ile olan olayımı Simon'a anlatıyordu. Simon her zaman ki homurdanmalarını yaparken benim tek isteğim karnımda ki ile yer değiştirmekti. Ah oğlum ah...

Hakuna= Ah ah.
Simon Dominic= Ne oldu?
Hakuna= Hiç. Chanyeol nerede? Yeni şarkı yaptı onu görmem gerekiyor. Serum bitsin gideyim.
Elif= Azra. Doktor burada bir süre kalacaksın dedi.
Hakuna= Sabah geri gelirim. Hapishane sanki.

Sırtımı tekrar dönüp uyumaya başladım. BTS'in zaten çok işi vardı. Beyfendiler 2019 Bilboard için provalar ile uğraşıyordu.
...
1 haftadır neredeyse buradaydım. BTS LA'de fink atarken ben burada sürnüyordum. Adaleti sorguluyordum adaleti. Hamile olan ben, bebeği taşıyan ben, her zorluğa göğüs geren yine ben ama LA'ye milyonuncu kez gidip fink atan BTS. Bıktım...

Boş boş duvarları izliyordum. Hasta olmasam da kendimi hasta hissediyordum. Psikolojim iyice bozulmuştu.

Elif=Azracım hadi yemeğin geldi ye.
Hakuna= Aç değilim unni sonra yerim.
Elif=Sonrası yok. Hadi.

Oflayıp dolan gözlerim ile yemeye başlamıştım. Anneler günü yarındı ve ne yapsam diye düşünüyordum.

Elif=Eğer biraz daha uslu durursan doktor seni 2 güne kadar çıkaracağını söyledi.
Hakuna=Daha neyime güvenmiyor? Adalet mi ya bu zorla hastanede tutuluyorum. Bir şeyim de yok yani. Çıkıp gitme hakkım var benim bir kere tamam mı? Sizi şikayet ederim. Mahkemelik oluruz.

Hunharca kahkaha atmaya başlamıştı. Ne var acaba burada? Çok ciddiydim. Böyle bir hakkım vardı. 1 haftadır yatmaktan bıkmıştım canıma yetmişti.

Hakuna=Ya ne var unni? Cidden sinirleniyorum.
Elif= Al bakalım ye şunu.

Elinde ki kaşık ile bana yemek uzatan unnime karşı nefes vermiştim. Elif unni değil de başkası olsa o kaşığı alıp bir şeyler yapardım ama iyi ki unnimdi.

Zorla yemeği yedirmişti. Canıma o kadar yetmişti ki elime telefonu alıp ayağa kalkıp dolaşmaya başlamıştım. İyi ki buna izin veriliyordu. Koridorda öylesine yürürken ekranda tuhaf bir bilgi gördüm.

Jungkook LA'de ki izin gününü Ariana Grande konseri ile değerlendirdi.

Aldığım bu şok ile duvarı tuttum.
Ariana Grande severdim ve çoğu şarkısını da dinlerim. Ne demek bi izin gününü bununla değerlendirmek? Mesela Suga uslusu End Game filmine gitmiş neden onun gibi yapmadı? Hayır kıskanmadım sadece düşündüm. Beni mi aldattı? Sesi benden güzel diye değil mi... Ah...