Bir Stajyerin Günlüğü

~Sezon Finali~

Sinirden dişlerim kaşınıyordu. Bebek için sakin durmaya çalışıyordum ama beni durdurup durması içimde ki ateşi körüklüyordu.
Cansu elimi tutup sakin olmamı sağlıyordu.
Ya şuan patlayacaktım ya da ateşim sönene kadar bekleyecek ve sakin dille uyacaraktım.

Hangisi beni anlatıyordu? Hangisini yapmam lazımdı?

Kendimi sakin tuttum. Şimdi tartışmanın zamanı değildi. Yorulmuştum.
Sessizce durup yolu izledim.

...

Jeju'ya varınca kalacağımız eve doğru gidiyorduk. Yola bakarken bazı anılarım canlandı. Mete ile karşılaşmam gibi gibi...
Şimdi Jeju'da yeni anılar yapmaya başlamam lazımdı eskileri unutmam için.

Eve varınca arabadan inip hemen bavuluma sarıldım. Simon arkamdan gelip bavulumu elimden kapınca şok olmuş şekilde ona baktım.

Hakuna= Ne yapıyorsun? Şurası zaten ben taşırım. Alt tarafı sürüyeceğim kucağımda taşımayacağım.
Simon Dominic= Boş yapma. Seninle sonra konuşalım. Özel.
Hakuna=Ne?

Arkasından kuşku ile bakmaya başladım. Benimle özel ne konuşacaktı ki?

Cansu ile kol kola eve girerken Elif unni arkamızdan sarılmıştı.

Elif= Ah benim bebeklerim. Yine bir Jeju yine bir eğlence. Ahh ne güzel değil mi? Yine birlikteyiz. Güzelce eğlenelim.
Cansu=Tabii ki unni. Lakin önce bir şey halletmemiz lazım.
Elif=Ne gibi?

Cansu beni ve Elif unnimi bir kenara çekip özel konuşmaya başladı.

Cansu= Kook sizce de çok değişmedi mi? Azra gerçekten aşırı sakindin. Korkuyorum. Sinirini içine atma çok tehlikeli. Konuşman gerekiyor.
Elif= Biz Simon ile arabada buny konuştuk. Gördük bir kavga çıkacağını ama.
Hakuna=Simon yine beni mi suçlayacak? Ondan mı özel konuşalım dedi?
Elif=Hayır. Yeol'u kıskandığını söyledim ben. Senin suçun olmadığını biliyor.
Hakuna= Oh şükür.
Cansu= Kook ile böyle kalmayacaksın değil mi?
Hakuna=Hayır Cansu elbette kalmayacağım. Biz nelerden düzeldik bu fazla değil sadece yani sinirlendim.
Elif=Pekala. Hadi yanlarına dönelim şüphe çekmeyelim.

Mutfağa doğru gittik. Jin çoktan kollarını sıvamış tencerelere giderken hemen önüne geçtim.

Hakuna=Prensim. Ne yapmaya çalışıyorsun?
Jin=Ahh prens. Evet ben. Ah sadece makarna yapacaktım sos için alacaktım. Sorun mu var?
Hakuna= Prensim olur mu öyle şey.. Sen ellerini salçaya bulama biz hallederiz. Sen içeri erkeklerin yanına git.
Jin=Aaaaa doğru dedin Azracım. Ellerim kıymetli benim kirlenmemeli.

Salona doğru giderken derin nefes verdim. Jin az kalsın radyoaktif çalışma yapmak üzereydi. Geçen sefer neler görmüştük neler...

Kızlar ile hemen yemek yapmaya başladık.
Patates kızartması, makarna, köfte ve mercimek çorbası.

Sofrayı kurup tabaklara yemekleri koyduk.

Simon Dominic= Vay vayy. Türk masası gibi oldu. Kızlar ben yavaş yavaş Türk olma yolundayım. Ne dersiniz yemekten sonra tavşan kanı çay ve sonrası Türk kahvesi içmeye?
Elif=Tabii ki Simoncuk yaparız biz.
Hakuna=Türkiye'ye sordun mu Simon. Senin gibi bir Türk'e hazırlar mıymış?
Simon Dominic= Elin safları gidip oluyor, dandik kuntik sanatçılar sırf ün diye iki kendini orada gösteriyor iyi; benim gibi mükemmel bir sanatçı, bu enfes yakışıklılık olamıyor öyle mi?
Cansu= Aman Simon sen çok iyisin. Tabii ki her zaman kapımız açık. Herkese!
Hakuna= Aman Simon. Geldin de sana çık mı dedik? Elbette herkes gelsin biz misafirperveriz. İki şaka yapamıyoruz. Alıngan herif. Simon Öküz Ergen Dominic.
Simon Dominic= Yahhh! Bana öküz demeyi kes. Hem nerem ergen Azra? 35 yaşında ergen kimi gördün?
Hakuna=Seni.