..Prensesin Koruyucuları..

22 2 4
                                    

2 saniye. Sadece 2 saniyelik zamanda nefes almam gerekiyordu ama ben 2 saniye öncesinden koşarken çizmenin vermiş olduğu yetki ile topuğunu yan basmam ile yere oturur şekilde düştüm. Evet. İlk Japonya konserimdi belki bana ait değildi sadece konuktum ama 1 şarkılık bile olsa sahnede vardım ve ilk defa vardım. Büyük bir konserdi ve saatlerce buna hazırlandık ve ben resmen bu sahneye oturuyordum. 1 saniyem vardı ve hiç düşünmeden yerde söylemeye başladım.
Hayat vardır bir tarafta
Diğer tarafta kendi benliğin
Kader sana 2 şık vermiştir
Ya hayatına bakarsın
Ya da kendi benliğine
Ben her şeyi bırakıp ruhumu vermiştim
Beden olarak hayatta
Ruhum ise benliğim içinde erimişti

Kendi sözlerimden sonra Mino'nun rap yeri gelmişti. Yerden kalkıp gitmem gereken yere gidip dans kareografisini yapmaya başladım. Bir süre sonra Mino yanıma gelmişti.
Varlık yokluk felsefesi
Nedir bizi bu denli bırakan
Ruhlarımız azami acıda
Bizler mutluluktan yoksun
Varsın hayallerimiz sönsün
Yeter ki yüzümüz gülebilsin

Mino'nun sözlerinden sonra sessizliğe bürünüp birbirimize sarılmamız gerekiyordu. Bana sarıldıktan sonra sessizce kulağıma fısıldadı.
Mino= Sorun yok. Çok rahat düştün hatta bir an yorulup oturdun sandım lütfen üzme kendini. Devam et az kaldı. Birazdan dans etmemiz gerekiyor sakın stres yapma ben yanındayım.
Ellerini sırtıma sıvazlayıp benden ayrılıp etrafında dönüp dansa başladı. Bende çalıştığımız gibi yapmaya başladım.
Şarkı bitip biz de son selamı verirken o alkış sesleri kendime belki de hata yapsam dahi insanların bunu fark etmeden geri kalan güzellikleri ile değerlendireceğini inandırdı ( bir süreliğine tabi ki...).
Sahneden çıkıp diğer Winner üyelerinin ve Kook'un yanına gittim.
Jungkook= Çok güzel gösteri yaptınız. Gerçekten çok güzeldi.
Lee Seung Hoon= Azra çok başarılıydı. Kutlarım. Bizim gitmemiz lazım buradan izleyebilirsiniz.
Hakuna= Teşekkürler. Size de başarılar.
Onlar gittikten sonra Kook'a kırgın şekilde baktım.
Hakuna=Benim bir hatam vardı. Neydi o?
Jungkook= Hatan mı vardı? Nerede ben ne duydum ne de gördüm. Hem dansta hem de şarkı söylemede iyiydin.
Hakuna= Hayır vardı. Bak hatalarımı yüzüme söyle. Sen benim sevgilimsin beni kusursuz gibi söyleme. Hatam vardı.
Jungkook= Yıllardır sahnelerde olmama rağmen ben hatta biz grup olarak hala hata yapıyoruz ki bu senin ilk büyük konserindi. Elbette hatan olacak ama merak etme hiç belli değildi anlaşıldığını sanmam.
Hakuna= Bilmiyorum ama kendimi kötü hissediyorum.
Jungkook= Tek bir hatan ile güzelim sahneyi heba etme Azra. O kadar güzel söyledin ki ayağa kalkıp dans etsen dahi bunu daha yüceltemezdi çünkü seni sen yapan dans falan değil sesin.
Kocaman sarılıp gözlerimi sildim.
Bir süre öyle kalırken Winner yeni bir şarkıyı söylüyordu. Hemen koşup izlemeye başladım.
...
Konser bitmiş,Kook gitmişti. Otel odamda tek başıma yatağa uzanmış elimde Hermann Hesse ile uzanıyordum.  Bu adam benim ruhum için özenle kelimeleri seçmişti sanki. Eğer onun zamanında olsaydım Hermann Hesse ile olmak isterdim ( Jungkook kusura bakmasın.).
           Sabah erkenden kalkmama gerek yoktu. İlk provalarda olmadığım için öğlen gidecektim. O zamana kadar Japonya Tokyo'yu gezebilmem için şoför bana yardım edecekti.
...
Sabah hazırlandım. Kafeteryada kahvaltı yaptıktan sonra şoför ile arabaya binip gezmeye başladık. Beni önce mağazaların olduğu sokağa bıraktı. Yanımda koruma gibi gezerken bende mağaza malaga geziyordum. Fazla zamanım yoktu fazla harcama da yaparak YG Entertainment'i batırmak istemediğim için bazı yerlere sadece göz gezdirdim.
    Çok az eşya aldığını gören şoför beni başka bir kız gibi görmeye başladı.
Hakuna= Neden şaşırdınız?
Şoför= Üzgünüm hanımefendi öyle bakmak istemedim. Normalde kızlar çok fazla giysi alır o yüzden siz az alınca şaşırdım.
Hakuna= Özür dilemenize gerek yok. Evet çok garip bir durum ama zaten ben fazla giysi almayı sevmem.
            Arabaya binip önce otele eşyaları bırakmaya daha sonra sahnenin olacağı yere gittik.
        Mino'nun yanına gidince koca nefesi alıp bir anda verdim.
Mino= Koca Tokyo'yu yürüdün galiba. Bu ne yorgunluk? Kendine gel akşama konser var.
Hakuna= Yoruldum biraz. Mağaza mağaza gezmek ne zor iş gerçekten kızlar buna katlanıyor mu?
Mino= Sen uzaylısın. Tıp kazananlar zaten deli olur belli sende delisin.
Hakuna= Diğer üyeler nerede?
Mino= Dinlenmeye gittiler. Seninle biz varız. Prova için hazırlan hemen yapıp bitirelim.
Hakuna= Olur.
            Ayakkabı değiştirin Mino ile sahneye çıktık. Prova aldıktan sonra hazırlanmak için odaya gittik.
...
Sıra bize gelmişti. Dünden sonra daha iyi ders çıkarmıştım.  Bu sefer 0 hata bu işi başaracaktım.
       Topuklu ayakkabılar ile yere sağlam basarak koşuyordum. Bu sefer tamamdı bu sefer olacaktı.
2 saniye önce koşup yetişmiştim. Düşmeden hemde. Şarkıyı güzelce tamamlayıp geri kalan şeyleri yaptık.
         1 hafta boyunca ilk gün hariç diğer günler güzel hatasız ve eğlenceli geçmişti. Son gün konserden sonra toparlanıp arabalara bindik.
Mino= Azra mükemmel ya. Sen gel hep.
Hakuna= 1 hafta bana yetti gençler daha sonra belki.
Lee Seung Hoon= Daha yeni başlıyoruz. Eğer senden iyi haberler gelirse YG seni boş bırakmaz.
Hakuna= İyi olur tatildeyim okul yokken ne kadar iş o kadar iyi.
Kang Seung Hoon= Okul varken zor olur doğru diyorsun.
Mino= Ne zaman başlıyor?
Hakuna= Daha yeni bitti 2 ay falan var.
Kim Jin Woo= Sabah erkenden kalkmamız lazım uçağa bıkıp Kore'ye döneceğiz.
Hakuna= Erken mi? Bu yorgunluk ile mi?
Mino= Odanın anahtarını bana ver sen akşamdan bavulu topla gerisine karışma hiç uyanmadan hallederim ben.
Hakuna= Nasıl olacak o?
Mino= Yorgunsun zaten beni de daha yorma. Dediğimi yap.
Hakuna= Pekala.
             Otele varınca odama doğru gittim. Kapıyı açıp anahtarını Mino'ya verdim. Verirken tuhaf baktım ama o omzunu salladı.
            Duştan sonra giyinip eşyaları topladım. Saçlarımı örüp bandana taktım. Kendimi yatağa attığım gibi uyumuştum.
Sabah takır tukur sesler geliyordu ama gözümü açamayacak kadar yorgundum. Daha sonra bir el belimden diğer ama aynı bedene ait el bacaklarımı tutup beni kaldırdı. Başka beden üzerime battaniye örttükten sonra hareket etmeye başladık. Yerden takır tukur sanırsam bavulumun sesi gelirken arkadan fısıldama geliyordu.
Mino= Sessiz olun uyuyor.
Lee Seung Hoon= Prensesin koruyucuları ilan ediyorum bizi.
                  Onlar kendi aralarında konuşurken bir süre sonra sıcacık arabanın içine bindik. Beni yatırıp başımı bacağına yatırdı. Her şeyi algılıyor ama gözümü açamıyorum. Çünkü bandana gözüme kadar inmişti...


Bir Stajyerin GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin