Bir Stajyerin Günlüğü

..İzmir sahilleri

Arabada seneleeer önce her zaman geçtiğim yerlerden geçerken kalbim pırrr pırrrr göklere uçuyordu. Allah kimseye memleket hasreti ile yakmasın çok zor çok...

Elif= Aynı hisleri yaşıyoruz şuan Azra. Kokusu. Başka kokuyor.
Hakuna=Kesssinlikle unni. Cansu tabi burada şuan anlamaz ama. Özledim seni İzmir özledim seni ülkeem.
Selim= Bizde seni Azra.
Hakuna=İçim diyor kal burada. Gitme Kore'ye sanki ne işin var orada diyor. Haksız mı kesinlikle hayır.
Jungkook=Geveze. Haksız tabi. İşin var biziz.
Hakuna=Siz kalın burada BigHit amca ek bina açsın buraya bunu da mı ben diyeyim? Yok herşeyi Azra yapsın. Ayıp günah haram siz bir hamile kadını memleket hasreti ile yakıyorsunuz diğer dünyada da sizi yakarlar.

Herkes ofluyordu. Of demişken bu Karadeniz'e taşınmayı bir daha düşünmek lazım.

Sahile geldiğimiz gibi güzel park eden Selim bey eşliğinde arabadan indik. Koşarak ( hamile nasıl koşarsa) denizin kıyısına geldim.

Hakuna=Sen bayım. Sana aşığım. Seni özledim. Hayatım. Huzurummmmm.
Jungkook=Bende seni özledim.
Hakuna=Seni değil bu denizi. Neler yaşadık bir bilsen. Sırdaşım benim.
Jungkook=Yine yok sayılıyorum. Harika(?).

Burun çekip kumlara oturdum. Huzurun her bir iliğime dokunduğunu hissettim. Nefes alıyordum. Nefesimi kesecekleri zamana kadar alacaktım. Kesecekleri zaman yakındı ne kadar depolarsam o kadar iyiydi...

Elif=Bilseydik bi piknik ayarlardık.
Selim=Aman Elif sen iste yeter bu sefer mekan bizim rahat ol. Ben iki koşu gider ayarlar geri gelirim. Siz takılın burada.
Elif=Yormasaydın kendini.
Selim=Ne yorması. Şehir bizim.
Hakuna=Aman Seliminom. Neler duyacağım öyle.
Simon Dominic= Selim ne zırvalıyor yine?
Selim= Ayıp oluyor ama. Onca zaman aynı evde kaldık.
Simon Dominic= Hergele.
Hakuna= Hadi git sen Seliminom. Bırak bunu.

Selim'e daha önce kulağına fısıldamıştım. Simon doğum günü için pasta gibi ıvır zıvır alması için. Hediyeyi daha sonra ona alırdım.

Selim gittikten sonra biz kumsalda dağıldık. Ben ve Kook denizin yanına doğru giderken Simon çocuklar ile uğraşıyordu yani BTS.

Hakuna= Simon. Kaç yaşındasın sen kendine gel. Göbeğimin içinde ki bile senden olgun utan.
Simon Dominic= Kaşınma. Hey Hope. Hadi kumdan kale yapalım.
JHope=HopeDominic şehri mi yapsak?
Simon Dominic= Manyaksın başa belasın. Hadi yapalım.

İkisine de anlamsız kafa salladım. Hayatta böyle pozitif olmak lazım benim gibi ölü gibi değil.

Kelebek görmemle onu takip etmeye başladım. Arkadan Ölü Gelin filmi geçiyordu. Aklıma geldi yine ahh ahh...

Yürüyerek giderken büyük taşın arkasında Taehyung ve Cansu görünce ağzım bi karış açık onlara baktım. Çaktırmadan izlemeye başladım. Hadi ama bu gözcülük değil onların adına da anı kazanmak. Çocuklarına anlatmak için tabi ne sandınız.

Cansu=Ne oldu yine ne?
Taehyung= Ne demek ne oldu yine? Aklıma geldi de. Hikayelerin hep Selim ile ilgili.

Ne?Seliminom mu? Bir bakayım.
Kenardan telefonumu açıp Cansu'nun hikayelerine baktım. ABO. Selim ile sahillere gelinmiş de fotoğraflar falan. Abooo. Kaç Cansu.

Cansu= Ne var? Arkadaşım yani olamaz mı?
Taehyung= Olur tabi. Bu hala mesajıma neden cevap vermediğini açıklamaz. O zaman bundan sonra beni sevdiğini söyleme.
Cansu=Mantıksız değil mi?
Taehyung=Mantıklı.

Mantıklı tabi Tae ajanım haklı. Ah Cansu...

Cansu= Ne alaka? Alt tarafı mesajlarına cevap vermedim. Seni desteklemeye devam ettim ama.
Taehyung=Ahh. Şimdi anladım. Sen sadece fanımsın. Arkadaş değiliz.
Cansu= Ne?
Taehyung= Pardon. Ben yanlış anlamışım.