Kitap 2 - 9.Bölüm: Kızıl Kunduzlar

2.4K 237 30
                                    

İyi okumalar dostlarım...

----------

Aiden, Orman Ruhunu saygıyla selamladıktan sonra hafifçe sıçrayarak vahanın üzerinden geçti ve elbiselerinin bulunduğu noktaya geldi. Hızlıca siyah kıyafetlerini giyindikten sonra her zamanki cübbesini üzerine geçirdi ve yavaş adımlarla ağacın çıkışına doğru yürümeye başladı. Ağacın içerisindeki ekosistem dış dünyadan çıplak gözle görünemiyordu. Ağacın gövdesindeki devasa oyuktan geçmeyene kadar böyle bir yer olacağına kimse inanmazdı. Sanki ağaç özel bir formasyonla gizleniyor gibiydi.

Aiden kısa bir süre yürüdükten sonra çıkışa ulaşmıştı. Oyuktan geçmeden önce sakince arkasını döndü ve yüzündeki samimi gülümsemeyle birlikte konuşmaya başladı. "Bir dahaki görüşmemizde burayı senin için tekrardan devasa bir ormana çevireceğim Bay Orman Ruhu..."
Aiden'in konuşmasıyla birlikte Orman Ruhunun kudretli ve bilge sesi tüm ağacın içerisinde bir kez daha duyuldu.

"O günün gelmesini sabırsızlıkla bekliyor olacağım genç keşiş... Güçlenmeye devam et, önünde zorlu bir gelecek var."

Aiden, bir nehir kadar durgun olan yüz ifadesiyle gülümsedi ve tekrardan önüne döndükten sonra ağacın içerisini terk etti. Bakışları daha olgun bir hal almıştı. Bu günden sonra önünde zorlu bir mücadele olduğunu o da biliyordu. Kuzey Riha Çöllerine adım attığı anda tehlikeler kaçınılmaz bir hal alacaktı. Her an tetikte olmazsa ya kendi canı ya da dostlarının yaşamı tehlikeye düşebilirdi. Bu yüzden elinden geldiğince güçlenmeye çalışacaktı.

Kasvetli ve soğuk bir rüzgar, şafağın ilk ışıklarıyla birlikte esmeye başlamıştı. Ovayı sert bir şekilde süpürürken kulağa hoş gelen bir ses çıkartıyordu. Aiden gözlerini kapatıp elini ağacın üzerine koyarken hafifçe gülümsedi. Sanki doğayla bir bütün haline gelmiş gibiydi. Ağaçtan düşen bir yaprağı bile hissedebiliyordu. Algıları oldukça gelişmişti.

"Gitme zamanı ama tekrardan döneceğime söz veriyorum." Aiden başını kaldırıp ağacın gökyüzüne doğru uzanan dallarına bakarken minnet ve saygı dolu bir ses tonuyla konuştu ve arkasını dönüp yavaş adımlarla yürümeye başladı. Güneş tüm ihtişamıyla her zaman olduğu gibi çevreyi aydınlatırken Aiden, dostlarının eğitimine katkı sağlayacak olan hapı nasıl arıtacağını ve hangi bitkileri kullanması gerektiğini düşünürken hava gemisinin bulunduğu noktaya doğru ilerlemeye başlamıştı.

Ağacı nasıl bulduğunu ve buraya hangi yoldan geldiğini bilmesede gidiş yolunu sadece ağaca dokunarak öğrenmişti. Ağacın kökleriyle bir nevi iletişim halindeydi. Ormanın derinliklerinden ilerlerken gerekli olan bitkileri dikkatlice toplamayıda ihmal etmiyordu.

Kamp alanına ulaştığında neredeyse hapı arıtmak için gerekli olan tüm bitkileri toplamıştı. Daha şafak vakti olduğu için dostlarının uyanmadığını biliyordu. Bu yüzden onları rahatsız etmemek için hava gemisine girmemiş ve hemen simya malzemelerini çıkarmaya başlamıştı. Kazanı sönmüş ateşin üzerine yerleştirirken elinde bir kitap belirdi. Kitabın sayfalarını hızla çevirdikten sonra bir sayfayı açtı ve parlayan gözlerle durdu.

"İşte buradasın! Kızıl Dolunay Hapı!" Aiden, heyecanla söyledikten sonra sayfayı dikkatlice okumaya başladı. Simya hakkında ustasından aldığı birçok kitabı ezberlemişti. Fakat, hala birkaç kitap daha vardı.

Kızıl Dolunay Hapı, yetişimcilerin tıkanmış meridyenlerini açmasına ve doğa enserjisinin daha saf bir hale gelmesine olanak sağlıyordu. Küçük bir baş ağrısı dışında neredeyse hiçbir yan etkisi yoktu. Bu yönüyle de oldukça avantajlı bir formül olsada Usta Simyacıların pek üretmediği haplardan birisiydi. Bunun en büyük nedeni ise bu hapı arıtacak kadar bilgiye ve potansiyele sahip pek fazla Simyacının bulunmamasıydı. Ama Aiden'in elindeki formül, bu hapın arıtma sürecini daha kısa ve pratik bir hale getirmişti. Kitabın yazarı Nieltus, Aiden için bir usta konumunu çoktan almıştı... Bu hapın Kızıl Dolunay olarak anılmasının nedeni, arıtma işleminde kullanılan bitkilerin genellikle dolunay geceleri açmalarıydı. Bu bitkiler dikkatlice toplanmadığı takdirde veya açtıktan 1 hafta sonra hala toplanmamışsa hızla soluyordu. Ayrıca arıtma işleminin sonucunda oluşan hap kızıl bir renge sahip olduğu için Kızıl Dolunay Hapı olarak anılıyordu.

Ölümsüz Kral - Kitap 2: Karanlığın Yükselişi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin