Ölümsüz Kral - Kitap 2: Karanlığın Yükselişi

Kitap 2 - 22.Bölüm: Son Hazırlık

İyi okumalar dostlarım...

----------

Ay neredeyse en tepeye ulaşmıştı. Gece yarısının karanlığına gömülmüş olan Hayami Meşe Ovasına mutlak bir sessizlik hakimdi. Aiden, kamp ateşinin altına birkaç odun atıp ateşi daha da körüklerken Haku, büyülü yaratık etlerini pişiriyordu. Sabahın erken saatlerinden beri 16 saatlik yorucu bir eğitim geçirmişlerdi. Oldukça yorulmuş olsalarda bu birkaç saatlik uykuyla atlatılacak bir yorgunluktu. Şelale suyunun altına girerken birçok kesik almışlardı. Fakat Kızıl Dolunay Hapının etkisiyle birlikte sınırları zorlamayı başarmış ve büyük bir atılım gerçekleştirip aldıkları bu yaraları tamamen iyileştirmişlerdi. 16 saat boyunca yavaş yavaş artan baş ağrısının son bulması, onların rahatlamasına neden olmuştu. Fakat, bu baş ağrısı yüzünden zihnen biraz yorgun düştükleri söylenebilirdi.

"Gerçekten bu kadar acı çekmemize gerek var mıydı dostum? Kızıl Dolunay Hapı, zaten takıldığımız darboğazı aşmamıza yardımcı olurdu. Baş ağrısının  katlanarak artması gerçektende sinir bozucuydu. Hala başımın ağrıdığını hissediyorum."

Bei sitemkar bir ses tonuyla konuştu. İki parmağıyla başını ovalarken buna rağmen yüzünde keyifli bir gülümseme vardı. Ne de olsa 2 aşama birden katetmişti. Baş ağrısından sitemkar olsada bu yaptığı eğitimden de pişman değildi. Aksine Aiden'e karşı kendini borçlu hissediyordu.
Aiden başını kaldırıp suratına samimi bir gülümseme yerleştirirken konuşmaya başladı.

"Acı çekmeden alınan ders anlamsızdır dostum. Karşılıksız kazandığın güç kontrolsüzdür. Ve kontrosüz güç, güç değildir! Baş ağrısından şikayetçisin ama birde bunun iyi yönünden bak. Savaşta elbetteki bir yara alacaksındır. Bu yaranın acısı yüzünden sürekli dikkatin dağılacak ve savaşa odaklanamayacaksın. Fakat en azından kısa sürede olsa bu baş ağrısı sana sakin kalmayı ve odaklanmayı öğretti. Bu sayede en azından yara alsanda sakin kalmayı başarabilirsin. Unutma dostum savaşa odaklanmazsan yaşamından olabilirsin. Kritik mücadelelerde 1 saniyenin bile önemi büyüktür. Savaş zamanı soğuk kanlı olmalısın."

Aiden'in konuşmasıyla birlikte Bei, Haku ve Yuna, başlarını onaylar bir şekilde salladılar. Bu eğitim onlara pek çok şey katmıştı. Takıldıkları darboğazı aşmalarının yanı sıra sakin kalabilmeyi, pratik düşünmeyi ve odaklanabilmeyi öğrenmişlerdi. Bu yüzden Aiden'e büyük bir minnet borçları vardı. Birkaç dakika sonra harlanmış olan ateşin altında, hızla pişen büyülü yaratık etlerini kısa sürede mideye indirmişlerdi. Aiden suratına ciddi bir ifade takındı ve derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

"Artık Yeryüzü aleminin zirve aşamasındayız. Rebius Gökyüzü aleminde. Bu şimdilik Kuzey Riha Çöllerindeki savaşa katılmamız için yeterli bir seviye. Yarın şafak vaktinde yola koyulacağız. Hayami Meşe Ovası zaten Beyaz Kaplan imparatorluğu sınırlarının içerisinde yer alıyor. Yani Kuzey Riha Çöllerine pek bir mesafe kalmadı. Hava gemisinin hızını düşünürsek 1 gün içerisinde varacağımızı düşünüyorum."

Aiden, başını kaldırıp dostlarına  bakarken derin bir nefes aldı ve konuşmaya devam etti.

"2 gruba ayrılacağız. Bei ve Yuna,  Beyaz Kaplan İmparatorluğuna destek olacak. Ben, Haku ve Rebius ile birlikte Kuzey Riha Çöllerine gideceğim. Kuzey Riha Çölleri oldukça büyük. Tehlikeler ve büyülü yaratıklarla dolu. Ayrıca çöl haydutları bu savaşı fırsat bilerek etrafta kol geziyor olmalı. Onları haklamak bizim için basit olsada kimseyi hafife almayacağız."

Aiden, Bei ve Yuna'ya bakarken cübbesinden bir parşömen çıkardıktan sonra derin bir nefes alıp Yuna'ya uzattı.

"Bu parşömeni imparator Xin Ju'ya verin. Bu parşömen tarihin tozlu sayfalarından kalmış önemli bir belge. Bunu Üstat Tyhu'nun mezarında bulmuştum. İmparator Xin Ju, bu belgeyi okuduğunda, daha doğrusu dinlediğinde kuşatmanın gerçekleri hakkında anlattıklarınızın doğru olduğuna inanacaktır. Bu belgeyi bu zamana kadar gizli tuttum fakat artık tek başımıza Necromanger Tarikatı ile başa çıkamayacağız. Bu yüzden imparator Xin Ju'nun desteğine ihtiyacımız var. Siz Tarikatın yaptığı saldırıları püskürtün. Elinizden ne geliyorsa yapın. Fakat gerçek gücünüzü de gizli tutmayı unutmayın. Yaptıklarınız sayesinde bir süre sonra imparatorun dikkatini kesinlikle çekeceksiniz. Sizi huzuruna çağırdığında onu kesinlikle ikna etmelisiniz yoksa başka bir şansımız olmayabilir."