Ölümsüz Kral - Kitap 2: Karanlığın Yükselişi

Kitap 2 - 64.Bölüm: Benliği Özümseme [4]

İyi okumalar dostlarım...

----------

Aiden, Erios'tan kalan bütün partikülleri ve geçmiş yaşamlarını özümsedikten sonra sonsuz karanlıkta bir başına kalmıştı. Gözlerini yavaşça açarken bakışları eskisine göre oldukça bilge ve olgundu. Suratındaki ifade bir göl kadar durgundu. Derin bir nefes alıp verdikten sonra kudretli sesi sonsuz karanlıkta yankılanmaya başladı.

"Armoninin İradesi adına... Kutsal Ejder Erios'un bahşettiği gücü serbest bırakıyorum! Beni bu acınası alemlerin kısıtlanalarından kurtar ve Kaotik Gücü kullanmama izin ver! Bedenimi sar ve gücünü bana bahşet!"

Aiden'in irade dolu sesi yankılanırken sağ gözü masmavi bir şekilde parıldamaya başladı. Bedenini mavimsi bir aura sarmıştı. Bu Armoninin Yüce İradesiydi! Aiden'in tüm bedeni dövmelerle kaplanıyordu. Neredeyse bütün sırtını kaplayan bir meşe ağaçı dövmesi ortaya çıkmıştı. Ağacın dalları şekillenmiş ve bir ejder kanatları gibi iki yana açılmıştı. Ağacın kökleri ise uzamaya başlamış ve Aiden'i tepeden tırnağa sarmıştı. Dövme Aiden'in kollarına, bacaklarına hatta suratının sağ tarafına bile uzanmıştı. Bunun yanısıra Aiden'in sağ kolunda 8 kollu yıldız dövmesi belirmişti. 8 kollu yıldızın ortasında ise Yin ve Yang'ın sonsuz döngüsünü temsil eden sembol vardı.

Aiden'in bu defa sadece gözü değil dövmenin uzandığı her nokta masmavi bir şekilde parıldıyordu. Karanlık yavaş yavaş aydınlanırken Aiden'in bedeninden kemik kırılma sesleri duyulmaya başlamıştı. Bedenini muazzam bir acı esir almış olsada dişlerini sıkıyor ve bu acıya direniyordu.

Acı yavaş yavaş azalırken Aiden rahat bir nefes aldı. Gözlerini kapatıp hafifçe gülümsedi. Sonsuz karanlık tamamen aydınlanmıştı. Şu anda tam anlamıyla alemlerin kısıtlamalarını kırıp geçmiş ve bambaşka bir raddeye ulaşmıştı. Önceden Gökyüzü alemindeydi ve maksimum İmparator aleminin başlangıcındaki bir yetişimciyle savaşacak kadar gücü vardı. Fakat şu anki gücüyle bırak İmparator alemini Ejderha aleminin zirvesindeki bir yetişimciyle bile tüm sınırlarını zorlayıp aşık atacak kadar güçlenmişti. Bu hem onun geçmiş yaşamlarını özümsemesinin hem de Armoni İradesinin getirdiği bir güçtü!

Aiden gözlerini yavaşça açtı ve yumruğunu sıktı. Bakışları yumruğuna kayarken meridyenlerinde akan Kaotik enerjiyi rahatça hissedebiliyordu.

"Ne muazzam bir güç... Dantian'ım Kaotik Ruh Diyarı Formunu aldığı için Kaotik enerjinin en saf halini rahatça kullanabileceğim. Doğa enerjisini kullanan birisi benim bedenimden sızan saf Kaotik enerjisini hissedemeyeceği için beni güçsüz birisiymiş gibi görecek. Hatta dikkatli incelenmediği sürece benim bir yetişimci olduğumu bile fark edemeyecekler. Hahahaha..."

Aiden kendi kendine konuştuktan sonra tüm boşlukta duyulacak kadar yüksek bir kahkaha savurmuştu.

Kaotik enerjinin yapısı Doğa enerjisine göre tamamen farklıydı. Kaotik enerji, enerji türlerinin en saf ve en güçlü versiyonuydu. Bu yüzden Doğa enerjisiyle ekim yapan bir yetişimci Aiden'in bedeninden sızan saf Kaotik enerjiyi hissedemeyeceği için onun tam olarak ne kadar güçlü olduğunu anlayamayacaktı. Bu da Aiden'e oldukça iyi bir avantaj sağlıyordu.

Aiden'in suratındaki gülümseme durgun bir hal alırken elini boşlukta sakince savurdu. Boşluk bir cam gibi önce çatlaklarla dolmuş ve sonrasında ise tamamen tuzla buz olmuştu. 

Aiden gözlerini açtığında Trans bölgesindeki çemberin ortasında Lotus pozisyonunda duruyordu. Derin bir nefes aldıktan sonra ayağa kalktı ve sakin bir yüz ifadesiyle Yami'ye baktı.

"Bu Trans Bölgesine artık ihtiyacım kalmadı..."

Aiden durgun bir ses tonuyla konuştu ve sıktığı yumruğu akıl almaz bir hızla çemberin ortasına geçirdi. Platform toza dönerken Aiden yavaş adımlarla Yami'ye doğru yürümeye başladı. Yami'nin bakışları önce Aiden'in sağ gözüne kaymıştı. Sağ gözü kalıcı olarak gökyüzü mavisi rengine bürünmüştü. Yami'nin bakışları Aiden'in yüzünün sağ tarafını kaplayan dövmeye kayınca birkaç saniye duraksadı. Aiden'den yayılan tuhaf aurayı hissedince gözleri heyecanla büyüdü.