Kitap 2 - 41.Bölüm: Yer Altındaki Yuva [4]

1.6K 184 93
                                    

İyi okumalar dostlarım...

----------

Kızıl Kar Karıncalarının Kraliçesi olan Roselina son süratle Belinda'ya doğru ilerliyordu. Yuna onun sırtındayken ayağa kalkmış ve antenlerinden tutunarak kılıcını kuşanmıştı. Suratındaki gülümseme şeytani bir ifadeye bürünürken tekrardan ikinci kişiliği ortaya çıkmıştı. Tuhaf kahkahalar atıyor ve suratındaki ifade sürekli değişiyordu. Bazen kızgın bazense öldürmekten zevk alan acımasız bir iblis gibiydi....

Belinda şaşkın gözlerle Yuna'ya bakarken gözleri yavaş yavaş büyüdü. Kemiksi ayaklarıyla birkaç adım geri çekilirken elleri titriyordu. Kalbini sarmalayan ölüm korkusu, kaskatı kesilmesine neden olmuştu. Suratı kireç gibi bembeyazdı. Ve iç sesi ona kaçması gerektiğini söylüyordu.

"O... Aradıkları kişi bu kız! K-Kan Hükümdarı!"

Belinda şaşkın bir ses tonuyla bağırdı. Elindeki hançer yere düşerken göz ucuyla emrindeki örümceklere baktı. Kızıl Kar Karıncaları, örümceklere asitleriyle saldırıyorlardı. Örümcekler direnmeye çalışsalarda onların ağları bu kuvvetli asitlere dayanacak kadar sağlam değildi. Ayrıca iç güdüleri gereği karıncalardan zaten korkuyorlardı.

Örümcekler Belinda'nın kontrolünde oldukları için bu dev mağaraya inmiş ve insanları kaçırmaya başlamışlardı. Her ne kadar korkulu rüyaları olan karıncaların onlara yakın bir yerde olduklarını bilselerde Kraliçelerinin emirlerine uymak zorundalardı. Şimdiyse karıncalar bölgelerini ve kolonilerini korumak için intikam almaya gelmişlerdi. Örümceklerin onlara karşı pekte şansı yoktu. Sadece birkaç on saniye içerisinde bile otuz küsür örümcek asit yüzünden eriyip gitmişti. 

Bei, sırtına aldığı Feng'e bir bakış attıktan sonra ciddi bir yüz ifadesiyle Yuna ve Roselina'nın bulunduğu alana döndü. Yuna'nın iblis vari kahkahalarını duyabiliyordu. Yuna'nın bu durumu onu biraz tedirgin etsede şu anda örümcek bozuntularına acıyacak değildi.

"Sıkı tutun Feng. Ayrıca Yuna ablana pek bakmasan senin için daha iyi olabilir, yoksa geceleri uyurken rüyalarına girer."

Bei sakin bir ses tonuyla konuşurken kıkırdadı. Feng, Bei'nim sırtına sıkıca sarılırken başını kaldırıp şeytani kahkahaların yükseldiği alana baktı. Bei hafifçe gülümseyip eğildi ve bir anda sıçradı. Bir saniye önce durduğu alandaki toprak içeri göçerken Bei, Belinda'nın hemen önünde belirmişti. Belinda hareket dahi edemiyordu. Başını zorlukla Bei'ye çevirirken bu durumdan kurtulmak için bir yol düşünüyordu.

Bei suratındaki gülümsemeyi korurken Feng'i sırtından indirdi ve başını Belinda'ya çevirdi. Derin bir nefes alırken konuşmaya başladı.

"Sanırım hareket edemeyecek kadar korktun ha? Bunun nedeni Roselina mı, yoksa Yuna mı? Şahsen ben olsam Yuna'dan korkardım. Birazdan seni parçalara ayırıp larvalara yedirmezse kendini şanslı sayabilirsin demektir. Onun bu halini daha önce bir defa gördüm ve onu durdurdum. Ama bu defa ona engel olmak gibi bir amacım yok. Bu yüzden sanırım seni sağ bırakmayacak. Tanıştığımıza memnun oldum Kraliçe Belinda. Fakat söylemeden edemeyeceğim, pek misafirperver değilsiniz. Özellikle ağız kokunuz mide bulandırıcı. Sanırım burdan çıkınca o kokuyu unutmak için bok koklayacağım. Kesinlikle o daha güzel kokuyordur. Neyse bir daha görüşmemek dileğiyle... Bu gösteriyi uzaktan izleyeceğim."

Bei alaycı bir tavırla konuştuktan sonra Feng'e döndü.

"Aradığını bulduysan hadi gidelim Feng. Yuna ablan birkaç on saniye içerisinde burada olacak. O savaşırken burda olmasak daha iyi olur."

Ölümsüz Kral - Kitap 2: Karanlığın Yükselişi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin