Ölümsüz Kral - Kitap 2: Karanlığın Yükselişi

Kitap 2 - 45.Bölüm: Tek Bir Vuruş!

İyi okumalar dostlarım...

----------

Aiden hafifçe gülümserken maskeli adama bakıyordu. Adamın maskesinde göz kısımları yoktu. Maske tüm suratını örtüyordu. Maskeli adam elini Marido'ya uzattı ve derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.

"Tobi ve Tris gibi sende onları hafife alıyorsun Marido. Sana daha önce de söylemiştim. Onu yenmek için öncelikle şu mührü kaldırman gerekiyor. Neyse artık bir dahaki sefere ne yapacağını biliyorsun."

Marido başını olumlu anlamda sallayıp derin bir iç çekerken Soğuk Maskenin uzattığı eli tuttu ve ayağa kalktı. Bakışlarını Aiden'e çevirirken elini boynundaki kolyeye götürdü.

"Eğer bir sefer daha benimle kozlarını paylaşırsan bu defa tüm gücümü kullanacağım. Benimle mücadele ettiğin için teşekkür ederim. Sayende sınırlarımın farkına vardım."

Marido hafifçe eğilip selam verirken Soğuk Maskeye bir bakış attı ve birkaç adım geri çekildi. Soğuk Maske birkaç adım atıp öne çıktı. Maskenin ardından hafifçe gülümserken konuşmaya başladı. Sesi maske yüzünden biraz boğuk çıkıyordu.

"Nasılsın Aiden?"

Adamın sorusuyla birlikte Aiden derin bir nefes aldı. Adam içtenlikle sormuştu. Aiden boynunu bir sağa bir de sola çevirdikten sonra burnundan solumaya başlamıştı. Gözlerindeki öfke alevleri tekrardan körüklenirken sorgulayıcı ve sert bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Bizim nasıl hissettiğimizi mi merak ediyorsun? O halde söyleyeyim. Annem öldü! Hem de ikinci defa! Onu biz öldürdük! Nasıl hissediyoruz biliyor musun? Tabi ki hayır! Öfkeli! Nefret dolu! Kana susamış ve öldürme niyetiyle dolu bir kalp! Tatmin edici bir cevap oldu mu!?"

Soğuk Maske, Aiden'in konuşmasıyla birlikte derin bir iç çekti ve bir adım daha attı. Ve hemen ardından bir adım daha... Yavaş yavaş Aiden'e doğru ilerliyordu. Aiden öfkeyle kılıcını kaldırdı ve sert bir şekilde sallarken bir yandan da altın sarısı pençelerini savurdu. Marido'ya yaptığı saldırının aynısını yapmıştı fakat bu defa öfke doluydu.

Kılıç kesiğiyle bir bütün haline gelen alevler Soğuk Maskeye ilerlerken sanki giderek hız kaybediyor gibiydi. Soğuk Maske sağ elini yavaşça kaldırdı ve kılıç kesiğinin çarpmasını bekledi. Saldırı adamın eline çarptığı  anda eline çekilmişti.

"Öfke, nefret ve kibir ile yapılan saldırılar kılıcını köreltir... Önemli olan kılıcın hangi maddeden yapıldığı veya ne kadar iyi bir usta tarafından dövüldüğü değildir. Kılıcı keskin yapan onu tutan adamın kalbidir! Bazen bir tahta kılıç bile dünyanın en sağlam kılıcını peynir gibi kesebilir. Kalbin körelmiş ve hırçın bir okyanusun ortasında dalgalarla boğuşan bir gemi gibi yorulmuş, yolunu kaybetmiş. O gemiye kaptanlık edecek ve dümenin başına geçecek birisini bulman gerekiyor Aiden..."

Aiden'in gözleri fal taşı gibi açılırken adam yürümeye devam etti. Aiden aynı şekilde birkaç saldırı daha yaparken istemsizce dizlerinin üzerine düşmüştü. Savurduğu bütün saldırılar Soğuk Maskenin sağ eline çekilmişti. Adam her adım attığında sanki Aiden'in üzerine binlerce ton ağırlığında bir dağ yıkılıyor gibiydi. Birkaç saniye sonra Aiden kılıcı bile kaldıramayacak duruma gelmişti. Dişlerini sıkarken başını sağına çevirdi ve alaylı bir yüz ifadesi takınırken konuşmaya başaldı.

"Bu herif ne yapıyor bilmiyorum ama sırtıma çok iyi geldi. Burdan çıktıktan sonra hamama gidip sırtıma bir masaj yaptırmayı düşünüyordum ama gerek kalmadı sanırım. Ayrıca sen neden izliyorsun ordan? Gelip bir el atsan hiç fena olmazdı. Soğuk Maske midir nedir havalı bir ismi var suratsız herifin. Biraz dişli bir rakipmiş. Kesinlikle 32 dişten fazla..."