Kitap 2 - 44.Bölüm: Soğuk Maske

1.6K 203 63
                                    

İyi okumalar dostlarım...

----------

Marido kalkanına bakarken yüzünü ekşitti ve dişlerini sıktı. Kalkanın ortasında bulunan mücevherlerden birisi çatlamıştı. Marido kalkanını kolundan çıkardıktan sonra sırtına astı ve derin bir nefes alıp başını kaldırdı. Sert bakışlarını tuhaf bir şekilde kahkahalar savuran Aiden'e dikmişti.

"Şaşırdım doğrusu... O gün seninle hiç mücadele etmemiştik ama bu kadar güçlü olacağın aklımın ucundan bile geçmiyordu. Kozlarımızı paylaşacağız fakat bunu kalkanımla değil yumruklarımla halledeceğim."

Marido kendinden emin bir yüz ifadesiyle söyledi. Aiden kahkaha atmayı bıraktı ve başını sağına çevirdi. Derin bir nefes aldıktan sonra sakin bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Duydun değil mi? Bu işi yumruklarıyla halledecekmiş. Hahaha... Bizde o halde silah kullanmayalım, ne dersin? Sana da uyar mı?"

Aiden'in konuşmasıyla birlikte Marido tek kaşını kaldırdı ve onun baktığı yöne döndü. Aiden'in baktığı yerde hiçbir şey yoktu. Marido sorgulayan gözlerle tekrardan Aiden'e dönerken meraklı bir ses tonuyla konuşmaya.

"Yoksa korkudan halüsinasyon mu görmeye başladın? Kiminle konuşuyorsun?"

Marido'nun sorusuyla birlikte Aiden işaret parmağını kaldırıp biraz önce baktığı yeri işaret ederek kıkırdadı.

"Onunla konuşuyorum. Seni öldürmek için silaha gerek olmadığını söyledi. Ama bu silah kullanmayacağımız anlamına gelmez. Adaletli bir dövüş olsun diye sakın silah kullanmayacağımı falan düşünmedin değil mi? Hazır olsan iyi olur. Çünkü artık kimseye acımayacağız. Yani o acır mı bilmem ama ben bundan sonra sen ve senin gibilere merhamet yok!"

Marido tekrardan başını Aiden'in gösterdiği yere çevirirken içini istemsizce bir ürperti sarmıştı. Ruhsal algısını serbest bırakıp çevresini kontrol ederken gerçekten orada birisinin olup olmadığına emin olmak istiyordu. Aiden'in suratındaki ifade iblis vari bir hal alırken konuşmaya devam etti.

"Boşuna uğraşma. Onu sanırım  göremezsin. Aslına bakarsan bende görmüyorum. Neden mi? Çünkü o  yok. Yani o öyle söyledi..."

Aiden bir anda bomba gibi bir kahkaha savurdu ve gözleri kızıl bir tona büründü. Marido en ufak bir güç bile hissetmiyordu fakat Aiden'in suratındaki şeytani ifade bile bir insanı korkutmaya yeterdi. Bedenini yavaş yavaş saran İlahi ve Şeytani enerji partikülleri birbirleriyle dans ederek yükseliyordu. Aiden'in suratında siyah-beyaz bir maske oluşmaya başlamıştı. Maske; Yin ve Yangın uyumu gibi siyah ve beyazın ahengi ile bir yandan rahatlatıcı bir yandan ise uğursuz bir his yayıyordu. Ağız kısmı bir yaratığa ait gibiydi. Aiden'in kızıl gözündeki beyaz noktalardan üç tanesi renkli bir şekilde ışıldamaya başlamıştı.

"Ruh Yeteneği, Ölümün Havarisi! Uyan!"

Aiden bağırdığı anda çevresindeki aura dağıldı ve elinde ikiz kılıçlarının birleşimiyle ortaya çıkan ağır kılıcı belirdi. Kılıcın ağırlık merkezindeki kızıl mücevher sanki enerjiye aç bir yaratık gibi parıldayıp sönüyordu. Aiden gülümseyerek Marido'ya döndü ve kılıcı sıkıca kavradı.

"Ölümün Senfonisini duyabiliyor musun? Bizi duyabiliyor musun ha!"

Aiden sert bir ses tonuyla bağırdı ve bir anda binlerce kuş çığlığının duyulmasıyla birlikte Aiden'in bedenini mavi yıldırımlar sardı.

"Bu Kızıl Yıldırım Sanatının 3.evresi... Fakat daha bitirmedim. Uzun zamandır kullanamadığım bir formu deneyeceğim. Arafta kaldığım zaman kaderin zincirleri beni yok etmek için ruhumu kemirmeye başlamıştı. Bir defa kaderin zincirlerinden kurtulup bedenime kavuştum fakat ruhum hasar aldığı için ruh yeteneğimi kullanamıyordum. Buna bağlı olarak da bu özel kozumu uzun zamandır açığa çıkartamamıştım. En son... En son bu formu ne zaman  kullanmıştım lan ben ?"

Ölümsüz Kral - Kitap 2: Karanlığın Yükselişi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin