İyi okumalar dostlarım...
----------
Gece karanlığını aydınlatan ay ışıkları uçsuz bucaksız kum yığınlarını tamamen sessizliğe gömmüştü. Gökyüzünde tek bir bulut bile yoktu. Gümüş bir top gibi parıldayan ay, tüm çıplaklığıyla gözler önündeydi. Sanki geleceğin getireceği felaketi haber verircesine göz kırpıyordu.
Biçare...
Gökyüzündeki tek güzellik ay değildi. Ona eşlik eden yıldızlarda bir o kadar muazzamdı. Hepsinden daha parlak olan kuzey yıldızı bu gece bir öncekilere göre daha parlaktı. Parlaklığı soğukta üşüyen bir çocuk gibi titriyordu. Hırçın, asi ve üzgün bir titremeydi...
Rebius, sıcak kumların üzerinde hızla sürünüyor ve hava gemisinin saplandığı bölgeye doğru ilerliyordu. Başının üzerinde 2 genç adam vardı. Haku, Rebius'un açık mavi pullarına sırt üstü uzanmış gökyüzünü seyrediyordu. Aiden ise lotus pozisyonunu almıştı. Hemen önünde annesinin ölü bedeni duruyordu. Aiden boş gözlerle annesi Yuari'ye bakıyor ve iç çekiyordu.
"Annen ile ilk karşılaşman mıydı?"
Haku durgun bir ifadeyle sordu. Derin bir nefes aldı ve iç çekti. Gözlerinin derinliklerindeki bakışlardan üzgün olduğu belliydi. Aiden için gerçekten üzülmüştü. Fakat onu teselli etmekten başka elinden hiçbir şey gelmiyordu. Onun nasıl hissettiğini anlıyordu. Şu anda yoğun bir duygu karmaşası içerisindeydi Aiden.
"Ben 1 haftalıkken babam olacak piç, annemi öldürmüş ve onu Tarikata teslim etmiş. Annemi o zamandan beri görmedim. Zaten ona dair en ufak bir şey bile hatırlamıyordum... Fakat bu gün yaşananlar istesem ya da istemesem bile bir daha asla unutamayacağım şeyler. Bu yüzden annemi ebedi uykusundan uyandıran ve tekrardan acı çekerek o uykuya dalmasına neden olan kim varsa her birini parçalara ayırıp köpeklere yedireceğim! Daha önce verdiğim birçok sözü daha yerine getiremedim! Ama şimdi bunu başaracak güce sahibim! Sahip olmalıyım!"
Aiden; öfke, nefret, hüzün ve kendinden emin bir ses tonuyla söyledi. Kalbini saramalayan duygular tamamen karmaşa içerisindeydi. Haku derin bir nefes aldı. Sırtını doğrulturken bakışlarını Yuari'ye çevirdi.
"Onun nasıl birisi olduğunu bilmiyorum ama seni sevdiğine eminim. Yüzündeki sevgi ve şefkat dolu gülümseme... Bence annen tekrar dirildiği ve seni son kez gördüğü için mutlu bir şekilde öldü. Onu öldürmeseydin belkide daha fazla acı çekecekti. Ben daha önce annem ile hiç konuşmadım. Onun ne suratını ne de sesini hatırlıyorum. Onun hakkında tek hatırladığım şey kokusu. Islak toprak ve hoş bir papatya kokusu... Onunla bir dakika bile olsa yüz yüze konuşmak isterdim. Bizi neden koruyamadığını, ihanet etmesinin arkasındaki gerçeği... Marido'nun söylediklerine göre annem Tobi denen herif tarafından öldürüldü. Fakat bu hikayede yerine oturmayan birçok taş var! Emin değilim... Gerçekleri öğrenebileceğim tek bir kişi var!"
Haku derin bir nefes alırken tekrardan sırt üstü uzandı ve yıldızları seyretmeye başladı. Aiden boş gözlerle annesini izlerken bir yandan Haku'yu dinliyordu. Haku'nun suratındaki ifade ciddi bir hal alırken konuşmaya devam etti.
"Babam... Marido, Tobi denen herifin babamdan af dilemek için onu aradığını söylemişti. Tobi onu bulamamış olabilir fakat bu onun öldüğünü göstermez. Belki de hala hayattadır. Bu iş bittikten sonra onu bulacağım! Dünyanın öbür ucunda olsa dahi bunu yapacağım ve öğreneceğim!"
Haku kendinden emin bir ses tonuyla konuştu. Bakışları, kararlılık ve iradeyle parıldıyordu. Marido'nun söylediklerine göre annesi Esmian, Necromanger Tarikatının çıkarları uğruna suikastlerde bulunuyordu. Her ne kadar Kaira Hanesinin lideri, yani Esmian'ın öz amcası bunu yapması için onu zorlasada bu Esmian'ın karanlık geçmişini tam olarak söküp atamamasına neden olmuştu.
![](https://img.wattpad.com/cover/176386480-288-k878978.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümsüz Kral - Kitap 2: Karanlığın Yükselişi
Fantasía👑ÖLÜMSÜZ KRAL👑 🌟Kitap 2: Karanlığın Yükselişi🌟 Karanlık Yükseliyor! Kara Güneş'in doğuşu çok yakın! Felaket kapıda! Kuzey Riha Çöllerinde başlayan karanlık fırtına bütün Dünya'yı sarmalıyor! İşte Kader'in Oyunu şimdi Başlıyor! Kehanet derki: Kar...