Kitap 2 - 92.Bölüm: Sirius'un Varisi

1.1K 149 75
                                    

İyi okumalar dostlarım...

----------

Ela şaşkın bir ifadeyle karşısında duran dev baykuşa bakarken işaret parmağını kaldırdı ve titreyen eliyle onu gösterdi. "S-Sen..." dedi zorlukla. Şok içerisindeydi. Karşısında onu görmeyi hiç beklemiyordu.

"B-Bilge Heraklin... Sen ne arıyorsun burada?" Ela bir kez daha şaşkınlıkla sordu. Bilge Heraklin büyük bir gülümsemeyle Ela'ya bakarken alaycı bir ses tonuyla konuşmaya başladı. Fakat sesinde bariz bir şekilde anlaşılabilen büyük bir saygı vardı.

"Ben Yüce Şo tarafından görevlendirilen muhafızım. Sirius Düzleminin ve Lahitlerin Muhafızı... Burada olmam çok doğal, öyle değil mi Genç Süvari?"

Ela başını şaşkınlıkla olumlu anlamda sallarken aslında soruyu yanlış sorduğunun farkındaydı. Onun sormak istediği şey Bilge Heraklin'in hem dışarıda hem de asırlardır kapalı olan bu kapıların ardında aynı anda nasıl oluşuydu. Fakat Sirius Düzleminin ve Lahitlerin Muhafızı olduğuna göre bu da pek şaşırılmaması gereken bir konuydu. Bu yüzden aklındaki soruyu tekrardan dile getirmek istemedi Ela.

Bilge Heraklin başını çevirip suratında şok olmuş bir ifadeyle bekleyen Liam'a bakarken hafifçe gülümsedi. "Çok iyi iş çıkardın evlat. Yakında ödülün olan özgürlüğe kavuşacaksın." dedi Bilge Heraklin. Liam heyecanla dev baykuşu selamlarken nutku tutulmuştu. Zorlukla çıkan birkaç homurtu ve mırıldanmadan Bilge Heraklin onun teşekkür etmek istediğini anladı ve hafifçe kahkaha attı. Oldukça samimi ve bir o kadar da  bilge bir havası vardı.

Bilge Heraklin son olarak odada bulunan Asedat'a dönerken Ela'yı selamladığı gibi Asedat'ı da selamladı. "Gecenin ebedi katili, göklerin yırtıcı prensesi Asedat... Senin benden daha büyük birisi olacağını seziyorum küçük dostum. İçinde anlam veremediğim bir güç var. Günün birinde bu güç uyanacaktır. İşte o zaman akılalmaz bir gücün sahibi olacaksın. Ruh ortağın sayesinde oldukça hızlı güçleneceksin. Onun kıymetini bil küçük dostum. O senin sahip olduğun en büyük hazinen..." dedi dev baykuş. Asedat her ne kadar konuşamıyor olsa da başını olumlu anlamda sallarken saygıyla eğildi ve Bilge Heraklin'i aynı şekilde selamladı.

Bilge Heraklin tekrardan Ela'ya dönerken suratında ciddi bir ifade vardı. "Asırlardır bu anı bekledim. Senin geleceğini nasıl bildiğimi merak ediyor olmalısın, öyle değil mi genç Gölge Süvarisi? Beni takip et o zaman..." dedi baykuş. Ela şok içerisinde onu dinlerken kendini tokatladı ve düşüncelerini toparladı. Şaşkınlığını üzerinden atmaya çalışırken Bilge Heraklin'in zihin okuyup okumadığını merak etmeye başlamıştı. Çünkü o da biraz önce tam olarak bunu düşünmüştü!

"Buradan sonra yalnızca Sirius'un Varisi ve onun ruh ortağı ilerleyebilir. Senin burada beklemen gerekiyor evlat." dedi Heraklin, bakışlarını Liam'a dikerken. Liam başını olumlu anlamda sallarken saygıyla eğildi.

Ela başını çevirip Liam'a bir bakış attı. Bu defa gözlerinde sert bir ifade yoktu. Beni affet, dermişçesine bakıyordu. Sanki ona en baştan beri inanmadığı için kendini pişman hissediyor gibiydi. Ela'nın suratında minnet dolu bir ifade varken Liam onun bu bakışlarını gördüğünde şaşırmadan edemedi. Kalbi bir anda küt küt atarken umut sarmaşıklarının bedenini sarmalamaya başladığını hissediyordu. Belki de bir umut olabilir, diye geçirdi aklından. Her ne kadar umutsuz bir vaka olduğunu bilse de...

Bilge Heraklin yavaş yavaş arkasını dönerken yavaş adımlarla yürümeye başladı. Ela da son defa Liam'a bir bakış atarken tam dikkatli olmasını söyleyecekken duvar bir anda büyük bir gürültüyle kapanmaya başladı. Asedat da Ela'nın omzundan duvarın kapanışını izliyordu. Ela her ne kadar Liam'a karşı hiçbir şey hissetmese de ona bir can borcu vardı. Bu yüzden ona en azında dikkatli ol demek istemişti. Fakat ne yazık ki kader buna da izin vermemiş ve Liam'ın daha yeşermeye bile yeni yeni başlayan umutlarını, sonbahardaki bir yaprak gibi, kurutup soldurmuştu.

Ela düşüncelerini bir kenara itip şu anda bulunduğu duruma odaklanmaya karar verdi. Başını çevirip çevresine bakarken gözleri fal taşı gibi büyüdü.

Tam karşısında aralarında birkaç metre bulunan 2 lahit vardı. Lahdin birisinden Ela'nın daha önce de hissettiği gibi vahşi ve bir o kadar da saldırgan bir aura yayılıyordu. O kadar ürkütücüydü ki, kesinlikle bir iblise ait olmalı, diye aklından geçirmeden edemiyordu Ela. Fakat diğer lahitten ise oldukça rahatlatıcı ve huzur verici bir his yayılıyordu. Tamamen korumacı bir auraydı.

Ela başını odanın bir diğer noktalarına çevirirken şaşırmaya kaldığı yerden devam ediyordu. Odanın tavanı tamamen bir illüzyon ile kaplanmış gibiydi. Ela başını kaldırdığında hemen üzerinde bulunan bembeyaz güneşin ve onlarca yıldızın muazzam ahengini görebiliyordu. Bu sanki Sirius Düzlemine ilk ayak bastığında karşılaştığı o muazzam gökyüzü manzarasıydı. Lahitlerin ilerisinde ise bir taht duruyordu. Tamamen altından yapılmış gibi duran taht beyaz güneşin parıltılarıyla adeta ışık saçıyordu. Ela odanın diğer yanlarına baktığında ise bir yığın hazine olduğunu fark etti. Fakat altınlarla bir işi olmadığından bu hazine pek de umurunda değildi. Ela odaya bir göz atarken başka bir şeyin kalmadığını gördü. Asırlardır saklanan şeyler yalnızca 2 yaşlı bunağın mezarı, bir yığın altın ve büyüleyici bir illüzyon ise kesinlikle büyük bir hayal kırıklığına uğrayacaktı.

"Bu kadar mı?" diye sormadan edemedi Ela. Bilge Heraklin sakin bir şekilde ona dönerken durgun bir ses tonuyla konuşmaya başladı. "Senin mirasın bu değil Ela. Sana bırakılan miras büyük bir güç ve bilgi... Hemen üzerinde gördüğün o yıldız, o bir illüzyon değil genç Süvari. O Sirius'un ta kendisi..." dedi Bilge Heraklin. Ela'nın gözleri fal taşı gibi genişlerken yaklaşık başını istemsizce 5 metre tepesindeki güneşi andıran büyüleyici beyaz topa doğru kaldırdı.

"B-Bu tam olarak ne demek oluyor?" dedi Ela sorgulayıcı bir ses tonuyla. Bilge Heraklin derin bir iç çekerken yavaş adımlarla lahitlere doğru yaklaştı. Huzur verici olan hissin yayıldığı Lahide doğru kanadını ilerletirken bir yandan da konuşmaya başladı.

"O halde açıklama zamanı geldi." dedi ve Lahdin kapağını yavaş yavaş ittirdi. "Sen ne yapmaya çalışıyorsun?" diye bir anda çıkıştı Ela. Bilge Heraklin'in Lahdi neden açmaya çalıştığını merak ediyordu. Bunu biraz sert bir üslupla dile getirmiş olsa da haksız sayılmazdı. Buraya girdiğinden beri birçok soru işaretiyle karşılaşmıştı ve bunların cevabını bir an önce almak istiyordu.

Lahdin kapağı açılıp bir anda yere düşerken bir anda odayı büyük bir güç kapladı. Ela'nın nefesi kesilirken bedeni kaskatı kesildi. Nutku tutulmuştu. Yutkunamıyordu bile. Suratı kireç gibi bembeyaz bir hâl alırken dizlerinin bağı çözüldü ve yere kapaklandı. Bu aura Yüce Şo'nun ki kadar güçlü ve kudretliydi! Tapınak enerjiyi ve diğer güçleri yasaklıyor olsa da bu kural herhalde bu oda için geçerli değildi. Çünkü Ela auranın kudretini iliklerine kadar hissediyordu. "T-Tanrı... Tanrı aleminin ötesinde!" dedi zorlukla. Neredeyse bilincini kaybetmek üzereydi. Bu aura kesinlikle bildiği alemlerin ötesinde bir güçtü!

Auranın gücü yavaş yavaş azalırken Ela derin bir nefes aldı ve dişlerini sıkıp başını zorlukla kaldırdı. Gözleri fal taşı gibi genişlerken tam karşısında saydam bir şekilde duran Rabuga'yı gördü! Onu duvardaki kabartmalardan tanıyordu. Parmaklarındaki yüzükler, üzerindeki cübbe, suratındaki kırışıklıklar, yaydığı akılalmaz his ve daha birçoğu... Bunların tamamını duvardaki kabartmalarda görmüştü ve onu tanıyordu. Bu büyük ihtimalle bir bilinç kalıntısı olmalı veya hologram, diye içinden geçirdi Ela. Adeta şoka girmişti. Rabuga'nın suratındaki tek farklılık sevecen ve merhametli bir gülümsemeydi...

"Hoş geldin Sirius'un Varisi, kızım..."

°°°°°°°°°°

➡️ Bölümü nasıl buldunuz?

➡️ Rabuga'nın Ela'ya 'kızım' diye seslenmesi neyi gösteriyor olabilir?

➡️ Ela da mı reenkarnasyon geçirmiş olabilir?

➡️ Liam, Ela'ya karşı olan hislerini tamamen kaybedecek mi?

➡️ Bilge Heraklin, Ela'nın geleceğini nasıl biliyordu?

Görüşlerinizi yorumlarda belirtip oy verirseniz beni mutlu edersiniz dostlarım. Yeni bölümlerde görüşmek üzere. Sağlıcakla kalın...

Mr.Ksasuke

Ölümsüz Kral - Kitap 2: Karanlığın Yükselişi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin