Kitap 2 - 29.Bölüm: Amansız Karşılaşma

1.7K 192 11
                                    

İyi okumalar dostlarım...

----------

Giu suratındaki iblis vari gülümsemeyle Yuari'nin gözlerine bakıyordu. Yuari'nin suratında bir maske vardı. Gözleri dışında tüm suratını kaplamıştı metalik maske. Giu, yavaşça Yuari'nin kulağına yaklaştı ve büyük bir gülümsemeyle fısıldamaya başladı.

"İşte oğlun karşında duruyor Yuari... Daha 1 haftalıkken uğruna ruhunu verdiğin oğlun tam da karşında... Hadi öldür onu! Buraya bunun için geldin! Ya sen onu öldüreceksin ya da o hiç tanımadığı annesinin katili olacak... Hadi başlayalım!"

Giu'nun konuşmasıyla birlikte Yuari'nin suratında hiçbir duygu belirmemişti. Bilinci yerinde değildi. İradesi tamamen manipüle edilmişti. İlk defa oğlunu bir yetişkin olarak görüyordu. Fakat bu ilk karşılaşmada da onu tanıyacak ve konuşacak durumda değildi... İşte Yuari'yi içten içe parçalayan da tam olarak buydu.

Aiden, dişlerini sıkıp bakışlarını Giu ve maskeli kadına dikti. Kasaba halkı daha onları fark etmemiş olsada Haku ve Aiden çoktan savaş pozisyonunu almışlardı. Aiden, Rebius'a ve hemen ardından da Haku'ya bir bakış attı. Suratında ciddi bir ifade vardı.

"Bu herifi daha önce kuşatma sırsında görmüştüm! O Tarikatın
Kutsal Yöneticilerinden Giu! Kendini hazırlasan iyi edersin Haku! Onun gücü Rebius ile neredeyse aynı! Hatta iç güdülerim onun daha güçlü olduğunu söylüyor! Ve şu yanındaki kadın... Onu daha önce hiç görmemiştim. Fakat oldukça tuhaf bir aurası var."

Aiden, suratını ekşitirken sert bir ifadeyle söyledi. Giu'yu Rumiza kasabasını savunurken görmüştü. Ve onun gücünü az çok hissediyordu. Haku başını olumlu anlamda sallarken kasaba halkı hala festivale devam ediyor ve melodi eşliğinde tuhaf kelimeler söylüyorlardı. Giu, bakışlarını Aiden'e yönelttiğinde hafifçe gülümsedi ve başını kaldırıp kasaba halkına bakmaya başladı. Suratında alaycı bir ifade vardı. Enerjisini ses tellerine aktarırken küçümseyici bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Lanetli İblis Chomi ha? Sizler gerçekten tam bir aptalsınız! Kutladığınız festival gerçekle bağdaşıyor fakat hikaye tamamen uydurma! Şimdi size kaçmanız için 10 saniye veriyorum..."

Giu'nun konuşmasıyla birlik melodi bir anda kesilmiş ve kasabalılar platforma bakmaya başlamıştı. İhtiyar birkaç adım öne çıktı ve gözlerini kısıp Giu'yu baştan aşağı süzdü.

"Sen ne cürretle Yüce Ata Rabuga'yı yalanlarsın! O 40 asır önce bu gün Lanetli İblis Chomi'yi alt etti! Tarihi değerlerimiz ile alay mı ediyorsun?"

İhtiyarın öfkeli sesiyle birlikte kalabalıktan onlarca küfür yükselmeye başladı. Eğer Giu biraz daha onların ataları hakkında konuşmaya cürret ederse onunda kanını kurban edeceklerdi. Giu, başını olumsuz anlamda sallayıp derin bir iç çekti. Bakışlarını ihtiyara diktiği anda adam kaskatı kesilmişti. Bedeni istemsizce titriyordu. Elini kaldırıp Giu'yu işaret ederken korkuyla konuşmaya başladı. Suratı kireç gibi bembeyazdı.

"O... B-Bir iblis! Bu adam lanetli!"

İhtiyarın konuşmasıyla birlikte kasaba halkından yükselen sesler bir anda kesilmişti. Hepsinin gözlerinde mutlak bir korku belirmişti. Giu, derin bir nefes aldıktan sonra elini kaldırdı ve herkesin duyabileceği bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Siz aptallar doğa enerjisine lanet mi diyorsunuz? Gerçekten cahil bir toplumsunuz... Aslında sizlerin kalplerini söküp ruhunuzu esir almam gerekiyor. Fakat ilgilenmem gereken önemli işler var. Bu süre içerisinde yaşamanız ancak oksijen israfı olacaktır. Bu yüzden ne yazıkki ölme zamanınız geldi..."

Ölümsüz Kral - Kitap 2: Karanlığın Yükselişi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin