Kitap 2 - 85.Bölüm: Savaş Planı [3]

1K 137 54
                                    

İyi okumalar dostlarım...

----------

Feng'in elini yavaşça kaldırmasıyla birlikte kum havuzunun çevresindeki herkes bir anda ona dönmüştü. Bei ve Yuna da dahil olmak üzere herkesin gözlerinde sorgulayan bakışlar belirirken meraklı bir ifadeyle Feng'i izliyorlardı. Bölük komutanlarından kimisi saatin geç olmasından dolayı küçük çocuğun izin alıp uyumaya gideceğini düşündü. Fakat Bei ve Yuna durumun böyle olmadığını biliyordu. Feng'in sarıya çalan gözlerindeki heyecan parıltıları açıkça görülebiliyordu. General Laura da bunu fark etmişti.

"Bir şey mi söyleyecektin, Feng?" diye sordu General. Ciddi bir ifadeyle küçük çocuğu süzdü. Belki de acıkmıştır, diye geçirmeden de edemiyordu aklından. Ne de olsa küçük Feng o kadar cılız bir bedene sahiptiki üzerinde bulunan paçavra olmasa belki de kaburgaları rahat bir şekilde sayılabilirdi. 1.50 boyuyla yaşıtlarından her ne kadar uzun olsada uzaktan bir kürdan gibi görünüyordu. Suratındaki toz lekeleri ve kirler temizlense, birazcık da kilo alsa fındık kadar burnu ve sarımsı gözleriyle birlikte gerçekten de yakışıklı sayılabilirdi.

Küçük Feng utangaç bir tavırla gözlerini General Laura'ya çevirirken derin bir nefes aldı ve kalbini sarmalayan heyecanı dizginledi. Ne de olsa şu an toplantıda bulunan herkes oldukça rütbeli ve güçlü insanlardı. Ve şu anda hepsi onun söyleyeceği şeyi büyük bir ciddiyetle bekliyordu. Feng, Ustasına attığı kaçamak bakışla birlikte onun suratında beliren samimi gülümsemeyi gördü ve bu sayede biraz da olsa üzerindeki gerginlikten kurtulmayı başardı.

"Muhabbetinize karıştığım için kusura bakmayın General Laura..." diye özür dileyerek söze başladı küçük Feng. Sesinin titrememesine elinden geldiği kadar dikkat ediyordu. "Şey... Ben düşündüm ki, hani karıncaların asitleri onları eritemiyor ya... Küçükken karıncaları izlemeyi çok severdim ve şey..." Her ne kadar sesinin titremesine engel olsada heyecandan cümlelerini doğru düzgün kuramıyordu. Feng konuşmaya devam edemeyip duraksarken birçok kişinin suratında sevecen bir gülümseme belirmişti. Hiçbirisi küçük Feng'e karşı ters bir şey yapmıyor veya kötü duygular beslemiyordu. Ne de olsa küçük Feng cesaretini kanıtlamış bir Beyaz Kaplan vatandaşıydı. Bu yüzden birçoğunun saygısını çoktan kazanmıştı.

"Sakin ol Feng, derin bir nefes al ve cümlelerini toparlayıp tekrardan anlatmaya başla." diye gülümseyerek fısıldadı Bei hemen yanındaki Feng'i dürterken. Herkes onun ne dediğini duysada aldırış etmediler. Bei'nin Feng'i cesaretlendirdiğini biliyorlardı.

Feng, Ustasının konuşmasıyla birlikte bir yandan elini mıncıklarken bir yandan da derin bir nefes aldı. Birkaç saniye boyunca cümlelerini kafasında kurduktan sonra tekrardan konuşmaya başladı. Bu defa daha akıcı bir biçimde konuşuyordu.

"Ben bir süredir düşünüyordum ve aklıma bir fikir geldi. İşe yarar mı bilmiyorum ama küçükken karıncaları izlemeyi çok severdim ve onların kocaman koloniler inşaa ettiğine bile şahitlik etmiştim. Ama tabi ki izlediklerim daha küçüklerdi." dedi ve elini kaldırıp tırnağı kadar küçük olduklarını işaret etti. "Şu kadar falanlardı. Ama hızlıca bir koloni inşa edebiliyorlardı. Benim de aklıma bu sayede bir fikir geldi. O metal robotları madem etkisiz hale getiremiyoruz neden onların hareketi kısıtlayarak durdurmuyoruz?" diye sordu. Toplantı çadırındaki herkesin suratında Feng'in anlatması sırasında sevecen bir gülümseme varken bu soruyla birlikte bir anda ciddileşmişlerdi.

"Bunu nasıl yapacağız ki? Onların her birini bağlayabileceğimizi düşünmüyorsun değil mi küçüğüm?" bölük komutanlarından birisi aceleyle sordu. Fakat izin almadan konuştuğunu tamamen unutmuştu. General Laura'nın öfkeli bakışlarını üzerinde hissettiği anda yaptığı hatanın farkına varmış ve başımı mahçup bir ifadeyle öne eğmişti. "Bırak da çocuk anlatmaya devam etsin!" bölük komutanına bakarken sert bir tonla konuştu General Laura. Ortamın gerildiğini hisseden Feng özür diler bakışlarla bölük komutanına baktı. Ne de olsa onun yüzünden azar işitmişti. Fakat bu durumu şu anda düşünmemesi gerektiğini biliyordu. Bu yüzden bakışlarını tekrardan General Laura'ya çevirdi ve konuşmaya kaldığı yerden devam etti.

Ölümsüz Kral - Kitap 2: Karanlığın Yükselişi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin