Kitap 2 - 79.Bölüm: Kukla Hükümdarı Alyss

1.2K 155 270
                                    

İyi okumalar dostlarım...

----------

General Laura kararını vereceği sırada, karargahtan yaklaşık 50 kilometre uzaklıktaki bir tepeye doğru bir insandan birkaç kat daha büyük olan bir örümcek son hızıyla ilerliyordu. Gecenin karanlığında tamamen kamufle olmuş ve görüntüsü saydam bir hal almıştı.

"İntikamınızı alacağım Kraliçe Belinda! Ben Skandia! Bütün örümcek kolonilerinin Kraliçesi olacak ve sizin adınızı dört bir yanda duyuracağıma canım pahasına yemin ederim! Sadece izleyin Kraliçem! İzleyin..." dedi örümcek öfkeli ve nefret dolu bir sesle. Bedeninden sızan öldürme isteği muazzam bir hal almıştı. Aurası pek güçlü durmasada sadece öldürme isteğinden bile sıradan bir yaratık olmadığı açıktı. Bu örümcek mağaradan kaçabilen ve sağ kalan tek kişiydi. O Feng'in ekmek bıçağıyla yaraladığı ve Bei'nin yuvayı bulmasını sağlayan örümcekti. Kraliçe Belinda'nın gözde bebeği...

Örümcek oldukça çevik hareketlerle tepeyi tırmandıktan sonra bir anda duraksadı. Gözleri şaşkınlık ve hayretle genişlerken heyecan bütün tüyleri dikelmişti. "İşte buradasınız..." dedi, zafer kazanmış bir ses tonuyla. Tuhaf ciyaklamalarla kahkaha atarken keyiflendiği gözlerindeki parıltıdan bile anlaşılıyordu. Karşısında Necromanger Tarikatı'nın devasa ordusu duruyordu. Binlerce büyülü yaratık yüzlerce asker ve daha önce dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş olan teknolojik silahlar...

Birbirinden farklı birçok türden oluşan büyülü yaratık ordusu bölük bölük ayrılmış ve kendi alanlarında saldırı emrini bekleme başlamışlardı. Bir tarafta devasa arılardan oluşan bir bölük dururken bir diğer tarafta Kılıç Dişli Kaplanlardan oluşan bir grup duruyordu. Skandia adındaki örümcek başını hangi yöne çevirse orada farklı bir büyülü yaratık bölüğü görüyordu. Örümceğin gözleri heyecanla devasa alanı tararken bakışları devasa bir metal heykelim üzerinde durdu. Heykelin yüksekliği yaklaşık 20 metreydi ve tekerlekli bir platformun üzerine konmuştu. Bir iblisi andıran iki adet boynuza ve korkutucu bir surata sahip olan heykel oldukça ürkütücüydü. Görüntü bakımından tam olarak bir iblisi andırıyordu.

Heykelin hemen arkasında ise birbirinden farklı onlarca silah duruyordu. Kimisi metal top arabalarına benzerken kimisi dev mancınıkları andırıyordu. Fakat Skandia'nın en çok dikkatini çeken şey 2 ayaklı, insanları andıran, robotik askerlerdi. Her bir robotun elinde metal bir çubuğu andıran silahlardan vardı. Skandia her ne kadar bu makineleri daha önce görmesede onlardan yayılan enerjiyi ve aurayı hissediyordu. Sanki hepsi birer yetişimci gibiydi. Fakat önlerinde duran 20 metrelik devasa iblis heykelinden hiçbir aura kırıntısı yayılmıyordu. Metalik heykel sıradan bir yapıdan farklı görünmüyordu. Fakat Skandia içten içe durumun bundan ibaret olmadığını fark etmişti.

"Bunlar da ne böyle?" diye sordu kendi kendine. Hayatında ilk defa böyle bir manzara ile karşılaşmıştı. Devasa metalik makineler, onlarca farklı türün oluşturduğu büyülü yaratıklar ve hepsinin merkezinde duran insan topluluğu... İşte bu daha önce ne görülmüş ne de duyulmuş bir orduydu. Skandia insanların bulunduğu bölgeye doğru ilerlemeden önce tereddüt etsede sonrasında tekrardan gözlerinde beliren öfke ve nefretle birlikte kendinden emin adımlarla yürümeye başladı.

Orduya yaklaştıkça çevredeki büyülü yaratıkların anlamsız bakışları bir bir ona dönüyordu. Skandia, büyülü yaratıkların saldırmayacaklarını umarak Tarikat mensuplarının bulunduğu açıklığa doğru ilerliyordu. Ne de olsa herkes onun bir tehdit olmadığını içgüdüsel olarak algılamıştı. Sonuç olarak o da bir büyülü yaratıktı ve onlara göre oldukça güçsüz sayılırdı. Ani bir hareketinde tek bir büyülü yaratık bile onu anında öldürebilirdi. Ayrıca büyülü yaratıkların gözlerinde anlamsız bakışlar Skandia'nın dikkatinden kaçmamıştı. Sanki birer kukla gibiydiler. Fakat bu durum onu ilgilendirmiyordu. O buraya orduya komuta edenlere mağarada olanları anlatmaya ve önemli bir bilgi ulaştırmak için gelmişti. Bunu yaptığı takdirde Kraliçesini ve kardeşlerini katleden o insanlardan intikamını almış olacaktı.

Ölümsüz Kral - Kitap 2: Karanlığın Yükselişi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin