Kitap 2 - 38.Bölüm: Yer Altındaki Yuva [1]

1.7K 185 26
                                    

İyi okumalar dostlarım...

----------

Feng, karşısındaki dev örümceğe dik dik bakıyordu. Elindeki ekmek bıçağını boşlukta sallıyor ve ağzına gelen çocukça küfürleri savuruyordu.

"Hazır ol bok böceği! Sana neler yapabileceğimi göstereceğim!"

Feng dişlerini sıkarken bağırdı ve bir anda dev örümceğe doğru koşmaya başladı. Feng'in koşmasıyla birlikte Yuna'nın gözleri fal taşı gibi açılmıştı.

"Yapma Feng! O ekmek bıçağıyla ne yapmayı düşünüyorsun!? Plana sadık ol! Ona saldırma!"

Yuna, Feng'in durmadığını görünce ayağa kalktı ve tam ileri atılacağı sırada Bei onun kokundan tuttu.

"Dur Yuna! Bekle ve sadece izle! O örümcek Feng'i öldürmeyecek! Onu sadece bir koza haline getirecek! Bana güven! Feng ne yaptığını çok iyi biliyor..."

Yuna sorgulayan gözlerle Bei'ye bir bakış attı ve başını tekrardan Feng'e çevirdi. Dişlerini sıkarken yerine geçti ve Feng'i izlemeye başladı. Bir yandan da ona bir şey olmaması için dualar ediyordu. Eğer bu çocuğun başına bir şey gelirse ne kendisini ne de Bei'yi affedebilirdi. Feng örümceğe doğru son hızla koşarken içini küçük bir korku kaplamıştı. İlk defa böyle bir yaratık görmesine rağmen gerçekten yaşından beklenmeyen bir cesaret ve soğukkanlılık gösteriyordu. Elindeki ekmek bıçağına bir bakış attı ve kendi kendine düşünmeye başladı.

"Umarım Usta Bei'nin dediği gibi bu hançer işe yarar..."

Feng örümceğin önüne geldiğinde ileri atıldı ve bıçağı tüm gücüyle savurdu. Dev örümcek hareket dahi etmiyordu. Küçük bir çocuğun ona körelmiş bir kemek bıçağıyla zarar verebileceğini düşünmüyordu. Feng'in savurduğu bıçak örümceğin birkaç metreyi bulan ayaklarından birisine saplanmıştı. Örümcek saydam bir bedene sahip olsada bıçak onun bacağında saplı kalmıştı. Devasa örümcek tiz bir çığlık atarken bıçağın saplandığı bölgeden mavi renkli bir kan akıyordu.

Örümcek öfkeyle karın bölgesinin biraz altındaki gözeneklerden salgıladığı ağları ayakları yardımıyla Feng'e fırlattı. Feng örümcek ağlarıyla sarmalanırken küçük bir çığlık savurdu.

"Ne kadar pis kokulu bir ağ bu! Midem bulandı! Seni kokarca kokulu pis yaratık! Ustam birazdan senin icabına bakacak! İşte o zaman ben yemek için seni eve götüreceğim!"

Feng'in bağırışlarına hiç kulak asmayan örümcek ağız bölgesindeki kıskaçlar yardımıyla onu yerden aldı ve çevresini kontrol etmeye başladı. Feng ağların içerisinde çırpınırken Yuna daha fazla sabredemedi ve ayaklandı. Sert bakışlarını Bei'ye yönlendirirken konuşmaya başladı.

"Daha neyi bekliyoruz Bei!? O dev örümceğin ağları bir çelik kadar sağlam! Küçük Feng'in onlardan kurtulması imkansız! Onu kurtarmamız gerek! Hem o nasıl körelmiş bir ekmek bıçağıyla o dev örümceği yaraladı? Ayrıca ne zamandan beri onun ustasısın?"

Yuna'nın sert bağırışları ve merak dolu sorusuyla birlikte Bei hafifçe gülümsedi ve örümceği baştan aşağı süzdü. Başını yavaşça Yuna'ya çevirirken gülümsemesi tüm suratına yayıldı.

"Sadece bekle Yuna. Sanırım düşündüğümüz şey doğru. Bu işin arkasında Necromanger Tarikatı var! Ve şimdi bu örümcek bizi yuvasına götürecek! Bu örümcek en fazla Bilge aleminde olmalı. Onu öldürmek bizim için nefes almak kadar kolay olur. Bu yüzden endişlenme. Söylediğim gibi, Feng ne yaptığını çok iyi biliyor! Onu öğrencim olarak eğitmek istiyordum fakat o zaten beni şimdiden ustası olarak benimsemiş. Şu ekmek bıçağına gelirsek. Sadece küçük bir oyun..."

Ölümsüz Kral - Kitap 2: Karanlığın Yükselişi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin