Kitap 2 - 72.Bölüm: Test Üstüne Test [2]

1.4K 160 35
                                    

İyi okumalar dostlarım...

----------

Aiden'in söylediklerini duyan Miharbi sorgulayıcı bakışlarını üzerine dikti. Yıkımın Habercisi Drao Sanatından elbette haberi vardı. Yalnızca Tanrı Yaratıkları tarafından kullanılabilen bu özel saldırı muazzam bir gücü beraberinde barındırıyordu.

"Drao Sanatını ancak Tanrı Yaratıkları ve onun soyundan gelen 1.sınıf Tanrı Yaratıkları kullanabilir. Sanırım bundan haberin yok..."

Miharbi daha lafını bitirmeden Aiden elini kaldırıp susmasını işaret etti. Suratında gülümseme daha da genişlerken bu durumdan oldukça keyif aldığı belli oluyordu. Miharbi'nin konuşmaya devam etmesine müsade etmeden alaycı bir ses tonuyla söze girdi.

"Biliyorum o zırvalıkları. Tanrı Yaratıklarıymış, onun soyundan gelenlermiş, özel saldırıymış, yalnızca onlar kullanabilirmiş falanda filan... Bunlar tamamen sizin doğru bildiğiniz yanlışlar kaplancık. Tanrı Yaratıklarının böyle bir saldırıyı nasıl oluşturduğundan haberin var mı? Kaotik Çağ'daki bazı yetişimcilerin saldırılarını taklit ederek böyle bir saldırıyı oluşturdular. Her ne kadar Drao enerjisini kullanan bu yaratıklar böyle yıkıcı bir saldırı yapabiliyor olsada bu Sanatın asıl gücü Kaotik enerjinin muazzam kudretine dayanıyor. Daha önce Toprağın Zihni Sevrius bu saldırıyı gerçekleştirirken buna şahitlik ettim. Onun gücü Bei ve Haku'nun gücüyle doğru orantılı olduğundan kolayca engellenebildi. Biraz önce nasıl bir test uygulamam gerektiği düşünürken aklıma çok iyi bir fikir geldi. Madem Tanrı Yaratıkları bu saldırıyı yetişimcileri taklit ederek oluşturdu, ben neden onları taklit etmeyeyim ki?"

Aiden'in konuşmasıyla birlikte Miharbi'nin gözleri şaşkınlıkla genişledi. "B-Bu gerçekten mümkün mü?" dedi Miharbi. Ses tonu Aiden'in söylediklerine inanmadığını açıkça belli ediyordu. Aiden onun hayat boyunca doğru bildiği şeyleri tamamen yalanlıyordu. Bu yüzden onun söylediklerinde ne kadar ciddi olduğunu fark etsene içten içe inanmak istemiyordu.

"O halde hazır ol kaplancık. Sana sadece bir atış yapacağım. Sonrasında zaten gerçek gücünü gizlemeye devam edersen öleceğini anlayacaksın. Ama önce sana sormam gereken bir şey var. Şu aura küreni daha da genişletebiliyor musun?"

Aiden ciddi bir ses tonuyla sordu. Miharbi her ne kadar Aiden'in böyle bir şeyi neden merak ettiğini anlayamasada cevap vermek yerine aura küresini daha da genişletti. Aura küresi neredeyse 20 metrelik bir çapa ulaşmıştı. Yani öncekinin tam olarak 2 katı... Aiden aura küresinden birkaç metre daha uzaklaştıktan sonra memnun kalmış bir ses tonuyla başını salladı.

"Böylesi daha iyi. Şimdi algılarını iyice aç ve savunma pozisyonunu al kaplancık. Bu defa sana yumuşak davranmayacağım. Bunu Haku'ya yaptıklarının karşılığı olrak düşün."

Aiden konuştuktan sonra Miharbi ciddi bir yüz ifadesiyle savunma pozisyonunu aldı. Kolları kıllandı ve tırnakları uzadı. Tam birer pençe görünümünü alan ellerini çapraz bir şekilde tuttu ve Aiden'in saldırısını karşılamak için beklemeye başladı. Bu savunma pozisyonuyla birlikte birkaç on dakika önce Haku'nun en güvendiği saldırısını çok kolay bir şekilde karşılayabilmişti.

Aiden göz ucuyla Miharbi'ye bir bakış atarken ciddi bir ses tonuyla kendi kendine konuşmaya başladı.

"Umarım onu öldürecek kadar yıkıcı bir saldırı olmaz. Bunu karşılasan iyi olur kaplancık. Seni öldürmek istemiyorum..."

Aiden'in bedeninden bir anda yayılmaya başlayan Kaotik enerji muazzam bir baskıya sahipti. Toprağın içeri doğru göçmesine ve Aiden'in uzamış olan saçlarının dalgalanmasına yol açıyordu. Aiden yavaşça kaldırdığı sağ elini, avuç içi Miharbi'ye bakacak şekilde tuttu. Bedeninden yayılan Kaotik enerji bir anda yön değiştirmiş ve Aiden'in avcunda toplanmaya başlamıştı. Miharbi ile Aiden'in arasında en az 30 metre olmasına rağmen Miharbi bu saldırının yıkım gücünü sadece enerjinin baskısından bile anlayabiliyordu. Yinede Aiden'in bu saldırıyı nasıl Drao Sanatına  uyarlayacağını merak ediyordu. Bu yüzden bütün algılarını açmış ve tüm benliğiyle bu saldırıya odaklanmıştı.

Aiden birkaç saniye boyunca Kaotik enerjiyi avcunda topladı ve bir küre şeklini verdi. İçi enerjiyle dolu bir küre...

"Drao Sanatı, Maddesel Enerji Küresi..."

Aiden özellikle Miharbi'nin duyabileceği bir ses tonuyla konuştu. Yüz ifadesi durgun ve beklenti doluydu. Bir anda avcunda toplanan Kaotik enerjinin katılaşmaya başladığını hissedebiliyordu. Küre yavaş yavaş büyürken bir kafa boyutuna ulaşmıştı. Miharbi'nin suratında son 1 saatte olduğu gibi tekrardan mutlak bir şaşkınlık belirirken kısık bir ses tonuyla konuştu.

"G-Gerçekten başardı... Drao Sanatını taklit etmeyi başardı!"

Sesi titremden edemiyordu. Ne de olsa hayatı boyunca bu saldırının yalnızca 1.sınıf Tanrı Yaratıkları ve onların ataları tarafından kullanıldığını sanıyordu. Fakat şu an doğru bildiği bu bilginin tamamen yanlış olduğunu kendi gözleriyle şahit olmuştu.

Aiden saldırıyı tam serbest bırakacağı anda durdu ve başını kaldırıp Miharbi'ye baktı.

"Hey! Kaplan! Savunmanı biraz daha güçlendirebilir misin? Aklıma küçük bir fikir geldi, onu uygulamadan saldırıyı serbest bırakmak istemiyorum."

Aiden'in bu sorusuyla birlikte şok içerisinde olan Miharbi'nin şaşkınlığı birkaç kat daha artarken titreyen bir ses tonuyla cevap verdi.

"Y-Yap gitsin..."

Aiden birkaç saniye Miharbi'yi süzdükten sonra saldırıyı karşılayıp karşılayamayacağına emin olamasada en azından ölmeyeceğini düşünüyordu. Bu yüzden aklına gelen fikri uygulamak için tüm dikkatini birazdan yapacağı saldırıya verdi.
Aklına gelen fikir her ne kadar uçuk olsada Aiden bunu denemek istiyordu. Drao Sanatıyla elementlerin yıkıcı füzyonunu...

Gözlerini yavaşça kapattı ve yaklaşık 1 dakika boyunca odaklandı. Masmavi parıldamaya başlayan gözlerini bir anda açarken Maddesel Enerji Küresi'nin etrafını sarmış olan ateş halkasını gördü. Halkanın sıcaklığı her ne kadar Aiden'e zarar veremeyecek olsada rahatsız edici bir sıcaklığa sahipti. Suratında heyecanlı bir ifade peydah olurken biraz daha odaklandı ve ateş elementinin hemen arkasında hava elementinden oluşan bir halka belirdi. Hava elementinin oluşturduğu akım o kadar hızlı ve kesiciydiki Aiden, sıradan bir yetişimciyi saniyeler içerisimde doğrayıp parçalara ayıracağına emindi. Son olarak ise iki elementin önünde beliren karanlık halka ortamın kasvetli ve ürkütücü bir hal almasını sağladı.

"Elementsel Drao Füzyonu..."

Aiden, heyecanla konuşurken daha birkaç saniye önce uydurduğu bu saldırıya bir isim verdi. Artık saldırıyı serbest bırakmak için hazırdı. Göz ucuyla tekrardan Miharbi'ye bakarken onun hala şok içerisinde olduğunu gördü. Şu an saldırıyı serbest bırakırsa Miharbi belki de üzerindeki bu şaşkınlık yüzünden geç tepki verecek ve canından olacaktı. Bu yüzden Aiden otoriter bir ses tonuyla bağırmaya başladı.

"Kendine gel kaplan! Artık şu aptal şaşkınlığını bir kenara bırak! Buna hala alışamadığının farkındayım ama eğer böyle devam edersen canından olacaksın! Hemen toparlan ve güçlü bir savunma pozisyonu al! Bu cidden canını yakacak!"

Aiden'in haykırmasıyla birlikte bir anda şaşkınlığını üzerinden atan Miharbi, durumun ciddiyetini kavradı ve tedirgin bir yüz ifadesi takındıktan sonra sessiz bir şeklinde mırıldandı.

"Yarı Kaplan Formu, Kutsal Drao Kalkanı..."

Miharbi, Aiden'in tüm dikkatinin birazdan yapacağı saldırıda olmasını ümit ederken ortaya çıkarmaması gereken birkaç kozunu açığa vurmuştu...

Bedeninin tamamı kolları gibi kıllanıp kaslanırken, dişleri kılıç kadar keskin hale geldi. Sadece 1 saniyeden kısa bir sürede yarı insan yarı kaplan formuna bürünmüştü. Bedeninden yayılmaya başlayan Drao enerjisi hemen 1 metre önünde bir kalkan şeklini aldı ve şeffaflaşarak görünmez oldu. Tam bu sırada büyük bir patlamayla birlikte Aiden saldırısını serbest bıraktı...

Mr.Ksasuke

Ölümsüz Kral - Kitap 2: Karanlığın Yükselişi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin