Kitap 2 - 39.Bölüm: Yer Altındaki Yuva [2]

1.7K 182 29
                                    

İyi okumlar dostlarım...

----------

Dev örümcekler son süratle Bei ve Yuna'nın bulunduğu tünele doğru ilerliyordu. Bei dişlerini sıkarken telaşlı bir yüz ifadesiyle Kraliçenin bulunduğu platforma baktı. Bu örümceklerden kurtulmak ve Feng'i kurtarmak için bir şeyler düşünmesi gerekiyordu. Ne de olsa buraya gelene kadar Feng'in izini kaybetmeyeceği ve örümceğin ona zarar vermeyeceğini bildiği için rahat hareket etmişti. Fakat Kraliçenin; sırtında kemiksi uzuvları bulunan, çirkin fakat akıllı bir kadın olduğunu görünce biraz gerilmişti. Ayrıca onun Feng'e zarar vermeyeceğinin bir güvencesi de yoktu.

"Sayıları çok fazla! Ayrıca o lanet olası fahişe Feng'i yaralayabilir! Bu örümceklerin işini hemen halletmemiz gerekiyor! Eğer onları korkutmanın bir yolunu bulursak Kraliçeye ulaşabiliriz! Ne düşünüyorsun Bei!?"

Yuna telaş dolu bir ses tonuyla sordu. Alnında boncuk boncuk terler birikirken yumruklarını sıktı ve hızlı adımlarla tünele doğru gelen örümceklere bakmaya başladı.

"Bu aptal yaratıkların neredeyse tamamı Köken aleminde! Hem Feng'i hem de bizi kurtaracak bir yol bulana kadar onları biraz oyalamalıyız."

Bei örümceklere bakarak konuştuktan sonra derin bir nefes aldı ve yumruklarını sıkıp başını arkaya çevirdi. Aklına gelen bir fikirle birlikte tekrardan Yuna'ya döndü.

"Biraz önce dediğin şeyi tekrarlar mısın Yuna..."

Bei'nin sorusuyla birlikte Yuna, tek kaşını kaldırdı ve sorgulayan gözlerle bakmaya başladı. Ortam bu kadar gerginken Bei'nin neden böyle bir soru sorduğunu anlayamamıştı.

"Örümceklerin işini hemen halletmemiz gerektiğini söyledim..."

Yuna daha söyleyeceklerini tamamlamadan Bei heyecanla araya girmişti.

"Hayır hayır... Ondan sonra ne dedin?"

Yuna gözlerini devirirken derin bir nefes aldı ve birkaç on saniye sonra tünelin girişine yetişecek olan örümceklere bakarak konuşmaya başladı.

"Biraz daha sabretsen zaten devamını söyleyecektim! Eğer onları korkutmanın bir yolunu bulursak Kraliçeye ulaşabiliriz demiştim! Ne yapmaya çalışıyorsan hemen yap çünkü daha fazla vaktimiz kalmadı Bei!"

Yuna'nın konuşmasıyla birlikte Bei elini çenesine götürdü ve gözleri heyacanla büyürken konuşmaya başladı.

"Korkutmak ha... BULDUM! Sana daha önce ne kadar zeki olduğunu söylemiş miydim Yuna!? Hemen beni takip et! Sana ne yapacağımızı söyleyeceğim!"

Bei konuştuğu anda arkasına döndü ve ileri atıldı. Yuna dişlerini sıkarak örümceklere bir bakış attı ve derin bir nefes aldıktan sonra tavana doğru sıçrayıp sert bir yumruk savurdu. Tavan yumruğun etkisiyle birlikte yavaş yavaş çökerken Yuna, hızla Bei'yi takip etmeye başladı. Bu sırada örümcekler çoktan tünelin girişine ulaşmışlardı. Fakat tavanın çökmesiyle birlikte birkaç örümcek koca kayaların altında kalarak ezildiler.

Sırtında kemiksi uzuvlar bulunan Kraliçe yüzünü ekşitti ve elindeki hançere bakmaya başladı. Bu hançer sayesinde Bei nasıl örümceğin yerini tespit ettiyse o da aynı şekilde hançerdeki enerjiyi takip ederek Bei'nin yerini tespit edebiliyordu. Kadın kançerin keskin kısmını normalden daha uzun olan diliyle yaladı ve sert bir tonda konuşmaya başladı.

"Tünelin sonunda 2 yöne ayrıldılar! Siz o genç adamı bana getirin! Kadın zaten onu ve bu küçük veledi kurtarmak için ayağıma kadar gelecek!"

Ölümsüz Kral - Kitap 2: Karanlığın Yükselişi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin