Kitap 2 - 2.Bölüm: Karanlığın Fedakarlığı

3.2K 274 43
                                    

İyi okumalar dostlarım...

----------

Aiden, boş gözlerle iblisin yok olduğu aynaya bakarken zihninde binlerce soru işareti belirmişti.

"Lanet olsun kim olduğumu bile bilmiyorum!"

Aiden, titreyen ellerini suratında gezdirdi ve soğuk bir sesle bağırdı. Aynaya bakarken kendi yansımasını bile göremiyordu.

"Kader... Kader benimle gerçekten oyun mu oynuyor? Lanet olsun!" 

Sesi aynalı odada yankılanırken bir kez daha bağırdı ve aynaya sert bir yumruk savurdu. Ayna büyük bir gürültüyle tuzla buz olurken hiçliğe karıştı ve yeni bir ayna ortaya çıktı.
Aiden, bakışlarını kader zincirlerine çevirirken gözlerinde umut ve beklenti vardı. Geriye yalnızca bir halka kalmıştı. Keder zincirleri halkayı hızla kemirirken Aiden göğsünde beliren muazzam acıyla birlikte dizleri üzerine düştü.

"Size güveniyorum dostlarım! Sana güveniyorum Ela..." dedi Aiden dişlerini sıkarken. Son halka da tamamen yok olduktan sonra kader zincirleri Aiden'in ruhuna temas etti ve bir anda hızlanmaya başladılar. Sanki düşmanına atılan bir yılan gibi Aiden'in ruhunu sarmaladılar ve kemirmeye başladılar. Aiden, tarif edilemez bir acıyla çığlıklar savururken kıvranacak gücü bile kalmamıştı. Gözlerindeki yaşam ışığı yavaş yavaş yok olurken bir anda aynalar parçalanmaya başladı.

"Ne... Neler oluyor?"

Aiden yarı ölü bir şekilde istemsizce sordu. Kader zincirleri ruhunu kemirmeye başladığı anda tüm umutları yok olmuş ve neredeyse ölümü kabullenmişti. Tam anlamıyla ölmeyi beklerken bir anda kulaklarını tanıdık bir ses doldurmaya başladı.

"Daha ölmek için çok gençsin çocuk! Hadi uykucu, uyanma zamanı geldi!"

Aiden, zihninin çekildiğini hissederken bir anda gözlerini korkuyla açtı. Derin derin nefes alırken şaşkın gözlerle karşısındaki kadına bakıyordu.

"Nasıl... Beni nasıl kurtardın?"

Aiden şaşkınlıkla sordu. Öldüğüne neredeyse emindi. Karşısında kambur sırtı, kırışıklıklarla dolu bedeni ve ince bir dal parçasını andıran bastonuyla yaşlı bir kadın duruyordu. Bu yaşlı kadın Gölge Ustasından başkası değildi. Kadın bastonunu kaldırıp yere sert bir şekilde vururken karanlıkta tok bir ses yankılandı. Kadının bedeni bir anda göz alıcı bir şekilde parıldamaya başladı. Aiden, ellerini gözlerine siper ederken yüzündeki şaşkınlık ve korku hala yerini koruyordu. Korkmasının nedeni ölümün soğuk pençelerini iliklerine kadar hissetmiş olmasıydı. Uyansa bile bu durum onu oldukça etkileyecekti. Hatta belki bir travmaya bile neden olabilirdi.

Kadının bedeni parıldadığı gibi yavaş yavaş sönerken bu defa Aiden'in karşısında yaşlı bir kadın değilde muazzam bir güzelliğe sahip genç bir kadın duruyordu. Kadının küt saçları omuzlarına kadar uzanıyordu. Açık bir duman rengine sahip olan saçlarından oldukça hoş bir koku yayılıyordu. Kadının dolgun dudakları ve küçük bir burnu vardı. Üzerindeki tamamen siyah olan kıyafet onun tam bir aristokrat gibi görünmesine neden oluyordu. Elindeki ince bir dal parçasını andıran baston ise tamamen değişmiş ve karanlık bir asa şeklini almıştı. Bu muazzam değişiklik Aiden'in korkusunu ve şaşkınlığını bir kenara bırakmasını ve sadece kadına odaklanmasını sağlamıştı.

Aiden, kas katı kesilirken kadın birkaç adım attı ve bir nehir kadar durgun olan sesiyle konuşmaya başladı. "Merhaba Aiden..." kadının huzur verici sesi Aiden'in kulaklarını doldururken derin bir nefes aldı. Kadının yüzünde acı bir gülümseme vardı.

Ölümsüz Kral - Kitap 2: Karanlığın Yükselişi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin