Ölümsüz Kral - Kitap 2: Karanlığın Yükselişi

Kitap 2 - 98.Bölüm: Tanrı Aleminin Ötesinde

İyi okumalar dostlarım...

----------

Aiden'in sorusuyla birlikte Miharbi'nin suratında şaşkın bir ifade belirdi. Aiden'in duyularının ve algılarının oldukça gelişmiş olduğunun farkındaydı. Fakat omun kalbini sarmalayan 'zehirli sarmaşıkları' hissedebilmesine şaşırmıştı. Tabii onun dediği zehirli sarmaşıklar her ne kadar bir benzetmeden ibaret olsa da kalbi kesinlikle şu anda bile doğa tarafından kirletiliyordu. Çünkü zamanında Miharbi bir hata yapmış ve doğaya verdiği yemini bozmuştu. Bu hatanın telafisi olarak ise kendini kanıtlamaya çalışıyordu. Fakat Aiden'in bu kadar geniş bir algıya ve duyulara sahip olabileceğini beklemiyordu. "Ne kadar gelişmiş bir duyuya sahip olabilir ki?" diye düşündü kendi kendine.

Daha ne kadar şaşırabilirim ki, diye her aklından geçirişinde Aiden onu şaşırtmanın yolunu bir şekilde buluyordu. Bu yüzden Miharbi bu konuyu daha fazla üstelemeyip Aiden'in sorduğu soruya odaklandı. Bağımsız bir Sorgon olan Frank'i elbette tanıyordu. Fakat Aiden'in onun hakkında böyle bir soru soracağını hiç beklememişti. Frank çok uzun zaman önce Sorgonları terk etmişti. Fakat Miharbi onun hakkında çok şey biliyordu.

Miharbi derin bir nefes alıp şaşkınlığını üzerinden atarken ne cevap vermesi gerektiğini düşünmeye başladı. Çayından bir yudum daha alıp kendisini rahatlatırken basit bir cevap vermenin daha doğru olacağını düşünüyordu.

"O yaşlı bunağı elbette tanıyorum. Bundan yaklaşık bir asırlar önce Sorgonlardan ayrıldı ve bağımsız bir Sorgon olarak dünyayı dolaşmaya başladı. Bildiğim kadarıyla 20 yıl kadar önce Mavi Ejder İmparatorluğuna yerleşmişti. Onu tanıdığına göre sanırım senin doğduğun kasabaya yerleşmiş olmalı. Sorgonların üst düzey yetkilileri dışında onun neden birlikten ayrıldığını kimse bilmiyor. Fakat söylentilere göre bir şey arıyormuş. Ne olduğu hakkında da hiçbir fikrim yok."

Miharbi'nin konuşmasını dinlerken bir yandan da gökyüzünü seyretmeye devam ediyordu Aiden. "Peki ya onu nerede bulabilirim? Yani şu anda onun nerede olduğunu biliyor musun?" diye sordu Aiden. Ses tonu oldukça meraklı olduğunu açıkça gösteriyordu. Kısa bir sessizliğin ardından Miharbi omuzlarını silkti ve önemsiz bir bilgiyi veriyormuş gibi konuşmaya başladı.

"Son zamanlarda duyduğum kadarıyla o yaşlı bunak Teiran Dünya Tarikatının başına geçmiş. Eğer onu bulmak istiyorsan Tarikatın merkezine, yani Yedi Denizin ötesine geçip Kuzey Kutbuna gitmelisin. Tarikatın merkezi bildiğim kadarıyla orası. Fakat Yedi Denizin sınırları içerisine girmek oldukça tehlikeli. Orası mistik bir bölge. Söylenenlere göre orası yüzlerce ruhun barındığı bir yer. Yarı Tanrı Aleminin altındaki yetişimcilerin pekte sağ çıkabileceğini düşünmüyorum. O ihtiyar ve Tarikatın yetkilileri orada olmalı."

Miharbi'nin konuşmasıyla birlikte Aiden bakışlarını bu defa çatırdamaya devam eden ateşe çevirdi. "Yedi Deniz ha... Bir şekilde yolumun oraya düşeceğini biliyordum. Şanslısın Asunami, yakında evini kurtarmaya gideceğiz." diye mırıldandı Aiden. Miharbi onun neyden bahsettiğini bilmediğinden konuşma gereği duymamıştı. Aiden'in suratındaki gülümseme yerini yavaş yavaş meraklı bir ifadeye bırakırken çayından bir yudum aldı ve Miharbi'ye döndü.

"Peki ya bu Teiran Dünya Tarikatının var olma amacı ne? İsimlerini birkaç defa duymuştum. Bildiğim kadarıyla Şeytani Sanatları kullanan kişileri yakalıyorlar. Öyle değil mi?" dedi Aiden. Bu sorunun cevabını gerçekten de merak ediyordu.

Kızıl Kunduzlar ile karşılaştıkları sırada bu Tarikatın ismini duymuştu. Tobias'ın veya Marido'nun bu Tarikattan bahsettiğini hatırlıyordu. Öğrendiği kadarıyla Teiran Dünya Tarikatı, Şeytani Sanat kullanıcılarının peşine düşüyordu. Aiden kendisinin ve dostlarının da Şeytani Sanat kullanıcıları olmasına rağmen Tarikatın neden onların peşine düşmediklerini merak ediyordu. Fakat şu anda içinden bir ses ona bunun arkasındaki kişinin Frank amca olduğunu söylüyordu.