Kitap 2 - 62.Bölüm: Benliği Özümseme [2]

1.4K 175 32
                                    

İyi okumalar dostlarım...

----------

Aiden derin bir nefes alıp Yami'nin anlattıklarını hazmetmeye çalıştı. Bu kadar köklü bir geçmişe sahip olduğu aklının ucuna bile gelmezdi. Ayrıca çok fazla şey yapması gerekiyordu. Daha önce kimsenin, Era da dahil, tamamlamayı başaramadığı 9 Göğün İlahi Yıldız Bedeni Ekim Sanatının aşamalarını tamamlamalıydı. Bu Kaotik Çağ'daki Habis Tanrılara denk bir güce sahip olması için şarttı. Ayrıca Asil İblis Kanına sahipti. Bu kanı nasıl uyandıracağı hakkında pirinç tanesi kadar bile bir fikre sahip değildi. Fakat bu kanı uyandırmalı ve Cehennemin Lordu olmalıydı. Şeytan Kral... Yapması gerekenler bununlada kalmıyordu. Şeytan Kral ve Habis Tanrı olmayı başardıktan sonra Heda Mührünü uyandırarak ve Cennetin Yüce Muhafızı olması lazımdı. Ancak bu sayede hem Cennetin hem dr Cehennemin ordularına Komutanlık edebilir ve asıl düşmanı olan Kadere karşı savaşabilirdi. Aiden bunları düşündükçe boncuk boncuk terliyordu. Bir yandan başaramazsa neler olacağını düşünürken bir yandan bu yaşananların bir rüya olması için dua ediyordu.

Sadece bir kişi hem Karanlığı hem de Aydınlığı nasıl temsil edebilir ki?

Aiden'in karamsarlaştığını, boncuk boncuk terlediğini ve derin düşüncelere daldığını fark eden Yami derin bir nefes aldı. Onu bu daldığı derin düşünce çukurundan kurtarmazsa birazdan yapacakları Trans başarısız olurdu.

"Endişelenme Aiden... Bu zamana kadar her zaman tüm yükü tek başına sırtlanacağını düşündün. İşte bu senin en büyük hatalarından birisi. Sadece tek bir kişinin hem Karanlığı hem de Aydınlığı temsil edebileceğini mi sanıyorsun? Bu kadar ağır bir yükü tek başına sırtlanamazsın. Bu yolda tek başına olmayacaksın Aiden. Kara Lord denilen iblis daha önceden tanıdığım bir iblisti. Hatta dostum diyebileceğim kadar yakındı bana. O, Cehennem Bekçilerinden birisinin sağ kolu. 6.Katın Bekçisi Kıskanç Azazel'in gözde yandaşçısı... Onun gücü akıl almaz derecede olsada onu yenebileceğine inanıyorum Aiden. Kaderin emriyle birlikte Azazel, onu bu boyutta kaybolmuş, daha doğrusu gizlenmiş, bir şeyi bulması ve onu Kader'e getirmesi için gönderdi. Bu şeyin ne olduğunu bilmesemde onu hala ele geçiremediklerine eminim. Kader şu anda çok zayıf bir durumda. Şimdi saldırıya geçmesini engelleyen tek şey şu anki zayıflığından kaynaklanıyor. Fakat aradığı şey onu eski gücüne kavuşturacak. O şey her neyse bu boyutta bir yerlerde Aiden. Azazel'in yandaşçısı yani Kara Lord uyanana kadar onu yenebilecek seviyeye ulaşmalısın. Bunu yapabilirsen seninle küçük bir yolculuğa çıkacağız. Bu yolculuk senin Kader'i yenmende büyük rol oynayacak. Bu söylediklerime imkansızmış gibi bakmana gerek yok. Çünkü bu yolda sana destek olan dostların var Aiden. Bei, Haku, Yuna, Rebius ve Ela... Onlar senin gerçek dosların Aiden. Onlar yanındayken bunların hepsini başarabilirsin. Bu yüzden sen güçlendikçe onlarında güçlenmesi gerekecek. Hepsinde bu potansiyel var Aiden. Senin yapman gereken şey ise ilerlediğin bu zorlu yolda tek başına olduğunu düşünmek yerine sırtını dostlarına yaslamak.. Ayrıca sadece onlarda değil. Rumiza kasabasındakilerde senin ailen ve dostların. Bunların dışında Santara'nın Çırakları ve onların eğittiği insanlarda var. Her biri kendi ırkıyla birlikte bu savaşta sana destek olacaktır. Onların dışında Sorgonlar var. Onların desteklerinide sağlayabilirsen bu yolda emin adımlarla ilerleyebilirsin."

Yami tek nefeste uzun bir konuşma yapmıştı. Bu konuşma Aiden'i daldığı derin düşüncelerden kurtarmış ve birazda olsa rahatlatmıştı. Aiden başını kaldırıp kararlı ve irade dolu gözlerle Yami'ye bakmaya başladı. Yami onun gözlerindeki güçlenme isteğini net bir şekilde görebiliyordu. Önceden bir kor şeklinde olan bu güçlenme isteği şu anda tam anlamıyla alevlenmişti.

"Bunu başaracağım! Daha doğrusu başaracağız..!"

Aiden'in sesi oldukça sert ve kararlı çıkmıştı. Yami hafifçe gülümseyip başını olumlu anlamda sallarken sanki aklına bir şey gelmiş gibi hemen konuşmaya başladı.

"Bu arada sana bahsetmem gereken küçük bir konu daha var. Santara'nın kim olduğunu bilmiyorsun, öyle değil mi?"

Yami'nin sorusuyla birlikte Aiden'in suratında meraklı bir ifade belirmişti. Aynı zamanda birazcık şaşırmıştı. Yami'nin böyle bir soru sormasını beklemiyordu. Aiden'in Santara denilen kişi hakkında bildiği tek bir şey vardı. O da Santara'nın ustasının ustası olduğuydu.

"Sanırım Santara ustamın ustası oluyor. Onu sadece bu kadar tanıyorum. Bunu neden sordun Yami?"

Yami, Aiden'in konuşmasıyla birlikte hafifçe gülümsedi. Bunun cevabını zaten biliyordu ama sormadan edemedi. Detin bir nefes alan Yami, sakin bir yüz ifadesiyle Aiden'in sorusunu yanıtlamaya başladı.

"Aslında söylediklerin doğru ama aynı zamanda eksik... Santara'yı senden daha iyi tanıyan hiç kimse yok Aiden. Onu sen eğittin... Yusey'den bir önceki yaşamın olan Kaira oldukça güçlü bir doğal element kullanıcısıydı. Santara'yı küçüklükten itibaren gözetimi altına aldı ve onu eğitti. Kaira öldüğünde oldukça yaşlanmıştı. Hatta sanırım önceki yaşamlarından en uzun yaşayanı oydu. Kaira öldüğünde Santara'ya bir görev verdi. Bu görev, Santara'nın Kaira'dan sonra gelen yaşamına ustalık yapmasıydı. Yani Yusey'e. Kaira, Kaderin Muhafızları tarafından öldürüldüğünde Santara onun ruhunun izini sürdü ve Yusey doğduğu andan itibaren onu kendi himayesi altın aldı. Onu eğitti ve geçmişini öğretti. Fakat ne yazıkki Kader'in Muhafızları tarafından pusuya düşürüldüler ve Yusey öldürüldü. Santara, Kaira'nın çırağıyken kendi öğrencilerini yeyiştirdi. Evrenin dört bir köşesinde onun çırakları var. Aynı zamanda birçok boyutta da öyle. Santara hayattaysa onu bulman gerekiyor. Kader'in aradığı her neyse onu bulabilmemizi sağlayacak bir bilgi varsa o da Santara'dadır."

Yami'nin konuşmasıyla birlikte Aiden bir kez daha oldukça şaşırmıştı. Fakat artık buna yavaş yavaş alışıyordu. Bu geçmiş hayatları olayını yavaş yavaş kabullenmişti. Santara'nın onun geçmiş yaşamlarından birisi olan Kaira'nın çırağı olduğunu gerçeği onu gerçekten şaşırtmıştı. Ustası bildiği kadarıyla oldukça güçlüydü. Onu eğiten kişinin önceki yaşamlarından birisinin çırağı olması onu şaşırttığı kadar da heyecanlandırmıştı. Ustasının ustası aslında onun öğrencisiydi! Bu durum ona biraz karmaşık gelsede gerçek benliğini yavaş yavaş özümsüyordu.

Yami derin bir nefes alıp konuşmaya tekrardan devam etti. Suratındaki gülümseme uçup gitmişti. Yerine ciddi bir ifade belirmişti.

"Şimdi benliğini tam anlamıyla özümseme zamanı Aiden... Bunu yaptıktan sonra tamamen arınacak ve aydınlanacaksın. Geçmiş yaşamlarının bilgilerine erişecek düzeyde olmasanda onların tecrübelerine ve anlayışlarına sahip olacaksın. Bu da sana akıl almaz bir kavrama kabiliyeti sağlayacak. Buna hazır mısın Aiden? Benliğini özümsemeye hazır mısın?"

Yami'nin konuşmasıyla birlikte Aiden başını olumlu anlamda salladı ve iradeyle parıldayan gözlerini Yami'ye dikti.

"Hazırım! Ne yapmam gerekiyorsa yapacağım Yami..."

Aiden konuştuktan sonra arkasını döndü. Aiden'e onu takip etmesini işaret etti ve yürümeye başladı. Aiden'in sağında heykel gibi dizilmiş yaşamları duruyordu. Her biri akıl almaz derecede güçlü ve kudretli görünüyordu. Yami onların önünden yavaşça yürüyordu. Hemen birkaç adım arkasından ise Aiden geliyordu. Yami bir süre daha yürüdükten sonra önlerinde taş bir platform belirdi. Platform koca bir çember şeklindeydi. Yüksekten bakan birisi çembere kazınmış olan 8 kollu yıldız sembolünü rahatça görebilirdi. 8 kollu yıldızın tam ortasında ise Yin ve Yang amblemi işlenmişti. Platformdan oldukça kutsal bir aura yayılıyordu.

"Burası senin Zihninde bulunan bir Trans bölgesi. Çemberin ortasına geç ve lotus pozisyonunu al. Tek yapman gereken gözlerini kapatmak ve geçmiş yaşamlarını düşünmek. Onlar sana yol gösterecektir..."

Yami konuştuktan sonra Aiden detin bir nefes aldı ve başını olumlu anlmada salladı. Kararlı adımlarla çemberin ortasına geldikten sonra yavaşça lotus pozisyonunu aldı. İçinde muazzam bir güçlenme isteği vardı. Bu alevlenen ve her yeri yakıp kavuracak olan güçlenme isteği Aiden'in iliklerine kadar işlemişti. Sakin bir yüz ifadesiyle Yami'ye bir bakış attı ve gözlerini yavaşça kapattı. Geçmiş yaşamlarını düşünmeye başladağı anda bambaşka bir mekanda gözlerini açmıştı...

Mr.Ksasuke

Ölümsüz Kral - Kitap 2: Karanlığın Yükselişi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin