Kimse bir şey demeyince Eylül araya girdi... Mine'nin onların arasında kendisini dışlanmış hissetmesini istemiyordu...
Eylül: evet öyle... ama yine de birbirinizi bulmuşsunuz ki bu gerçekten çok güzel bir şey. Biz birbirimizi çok uzun zamandır tanıyoruz ve Serkan'ın bunca yıl sonra bulacağı kişiyi çok merak ediyorduk hepsi bu. Heyecanımızı mazur gör ne olur...
Mine : anlayabiliyorum. Serkan bana bundan da bahsetmişti... yani sizin beni göreceğiniz zamanki şaşkınlık ve heyecandan.. hazırlıklı geldim yani..
Güney ise hala Songül'ün söylediklerine takılmıştı...
Güney : ne yani, şimdi gerçekten senin sevgilin mi var?
Songül : evet var, ne olmuş?
Güney : neden onu bizimle tanıştırmıyorsun peki? Korkuyor musun yoksa?
Songül : neden korkucam be?!
Ali ve Serkan sebebini bildikleri için gülmemek için kendilerini zor tutsalar da bunu Songül'e açıklamaya ikisi de cesaret edemedi...
Güney : neden olacak? Tabii ki sevgilin kız diye... yani bu yüzden bizim karşımıza çıkarmaya mı korkuyorsun? Merak etme, ben böyle şeylere asla karşı değilim. Bizden kimsenin de karşı olacağını sanmıyorum...
Songül : Allah aşkına sen ne saçmalıyorsun yine? Kız arkadaşım olduğunu mu sandın?
Songül kahkaha attı...
Songül : ben sen değilim.. yani çevremde karşı cinsten kimse kalmayınca kendi cinsime yönelecek olan ben olmam. Belki de bu yüzden artık Serkan'dan senin hovardalıklarını duymuyoruzdur... ne oldu utandın mı? Utanma.. ben de karşı değilim...
Güney : merak etme canım.. hala çevrem fıstıklarla dolu...ben seni merak ediyordum...
Songül : seni ilgilendirmez ama hayır, bir erkek arkadaşım var... Tabii onu seninle tanıştırmak zorunda değilim.
Güney : çünkü öyle biri yok değil mi?
Songül : var, zamanı geldiğinde kim olduğunu öğrenirsin...
Güney, bu sefer Cemre'ye döndü.. hala inanamıyordu...
Güney : doğru mu söylüyor? Sevgilisi var mı cidden?
Cemre : gerçekten sanane Güney? Hem sevgilisi olmasa bile sana bunu ispiyonlayacağımı mı sanıyorsun?
Güney : o zaman Allah sevgiline sabır versin...
Songül gözlerini devirdi... Masal ise hala elinde tuttuğu bebeği ile Serkan'ın kucağındaydı. Ali ve Eylül ise bir süre rahatlamış, dinlenmek için oturmuşlardı...
Mine : Masal sizi çok mu yoruyor? İkiniz de baya yorgun görünüyorsunuz
Eylül : evet ama sonuçta tatlı yorgunluklar bunlar. Başkasının çocuğunun değil, kendi çocuğumuzun peşinden koşturuyoruz...
Cemre : yürümeye başladığından beri öyle hareketli ki.. böyle sakin sakin oturduğu çok nadirdir değil mi Eylül?
Eylül : evet.. akşamdan akşama Ali güzel başa çıkabiliyor, onunla oturup güzel güzel oynuyor , tabii tüm gün yorulduğundan akşama fazla enerjisi de kalmadığından da olabilir ama gerçekten Ali ile arası çok iyi...
Songül : kız çocuklarının babaları ile arası daha iyi olurmuş zaten, öyle duymuştum
Ali : Masal normalde de baya hareketli ama bugün de tabii burası kalabalık olunca iyice şımardı... Serkan seni de gelir gelmez yordu değil mi? Ver oğlum ver, biraz da ben oynayayım onunla...
Serkan : sorun değil, sen baya yorgun görünüyorsun gerçekten, sen dinlen.
Ali buna itiraz edemedi, bütün gün peşinden koşturmuştu.. Eylül'ün omzuna kolunu atıp rahatça dinlendi... Cemre de Serkan'ın diğer yanına oturmuştu. Masal, bir yandan Cemre'nin saçıyla oynarken Mine'ye sırtını dönmüştü.
Cemre : gerçekten Masal'la aran baya iyi Serkan...
Serkan : Masal çok tatlı bir çocuk... çok uyumlu.
Cemre : Güney onun dilinden pek anlamıyor... oysa kendisi de çocuk gibi, en çok onun anlaşması lazım Masal'la...
Serkan kahkaha attı...
Serkan : bak onu doğru dedin... belki de sorun budur, hani çocuklar birlikte oynarlarken bile çok kavga eder ya...
Cemre : belki de... ama senden de çok iyi baba olur...
Serkan ciddileşti..
Serkan : o işler benden geçti..
Mine : geçti mi? Neden geçsin ki?
Serkan : yani, ben çocuk falan düşünmüyorum. İşlerim başımdan aşkın... arada gelip böyle çocuk sevip gidiyorum, o kadar...
Ali : sen kimseye vakit ayıramam, hayatıma kimseyi alamam diyen adamdın, bak şimdi hayatında biri var. O da olur, merak etme... insan her şeyi ayarlamayı öğreniyor zamanla...
Serkan cevap vermedi... bilmiyorlardı ki Mine onun aslında kız arkadaşı falan değildi ve muhtemelen olmayacaktı da... sadece artık yanında biri olduğunu bilirlerse daha fazla Cemre ile olması için zorlamazlardı ve Mine de bunu gayet iyi biliyordu. İş arkadaşı olan Mine ile bu oyunu çok güzel oynuyolardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emanet
ChickLitKarısıyla çok mutlu olan bir adam en yakın arkadaşına eşini ve çocuğunu emanet eder ve sonradan olanlar ile her şey değişir...