Serkan
Odasına girdiğimde Masal yatağında yatıyordu, ama o neşeli halinden eser yoktu. Geldiğimi görünce sırtını bana döndü...Serkan : Masal... canım bana bakmayacak mısın?
Masal : ama sen naaptığımı bilmiyorsun... bilirsen bana çok kızarsın.
Serkan : neyi bilmiyormuşum? Sınıfta babanın yerine benim ne iş yaptığımı söylediğini mi?
Masal : annem söyledi mi?
Kafamı salladım...
Serkan : Neden kızayım ki? Masal, gel biraz seninle konuşalım. Bence sen yeterince büyüdün, artık sana bunları anlatabilirim, sen de anlarsın...
Masal heyecanlanmıştı. Yerinde doğruldu ve dikkatini tamamen bana verdi...
Serkan: babası hayatta olmayan bir tek sen yoksun benim güzel kızım... ben de babamı kaybettiğimde çok küçüktüm. Senden biraz daha büyüktüm ama hala çocuktum...
Masal : senin de mi baban çok uzaklara gitti?
Serkan : evet... buna ölüm deniyor. Artık hayatta değil demek. Bu artık onunla görüşemeyeceğiz anlamına geliyor.
Masal : ölüm...
Serkan : evet... annen hani baban için uzaklara gitti diyor ya... onun adı aslında ölüm, küçüklere böyle anlatılıyor tabii, çünkü bunu anlamak zor. Ama bence artık sen anlarsın, yeterince büyük olduğunu düşünüyorum.
Dedim sır verir gibi... ikimizin arasında bir oyun sanıp buna biraz gülümsemişti bile...
Masal : anlarım...
Serkan: ne düşündüğünü, ne hissettiğini biliyorum. Onu özlediğini de... ben de özlüyorum. O benim en yakın arkadaşımdı. Ama küçük bir çocuğun babasını kaybetmesinin ne demek olduğunu biliyorum çünkü ben de bir zamanlar senin gibi bir çocuktum...
Masal : babanı hatırlıyor musun?
Serkan : biraz... ama çok uzun zaman oldu. Ara ara aklıma geliyor. Ama yüzünü unuttum gibi...
Masal : ben hatırlamıyorum biliyor musun? babamı hatırlamıyorum. Fotoğrafımızı gösterdi annem, ama hatırlamıyorum... babam beni seviyor muydu Serkan amca?
Serkan : hem de çok... sen onun biricik prensesiydin... sen doğunca öyle mutlu olmuştu ki...
Masal : ben ona benziyormuşum, annem öyle diyor
Serkan : bence sen annene benziyorsun... aynı annen gibisin. Sadece senin saçların baban gibi sarı, gözlerin de onunkiler gibi mavi...
Masal : ve seninkiler gibi
Serkan : evet... Masal, babanı hatırlamıyor olabilirsin çünkü çok küçüktün, ufacıktın. O yüzden hatırlamaman çok normal. Ama yine de onu özlediğini biliyorum. Çünkü bir baban olduğunu biliyordun.
Masal : sen özlemiyor musun?
Serkan : ben de özlüyorum... ama özlemek hiç geçmiyor bitanem, aklına geliyor bir anda ve özlüyorsun... o senin babandı ve artık hayatında olmayacağı için onun yokluğunu unutmayacaksın, sana onu unutacaksın diyemem...
Masal : okuldaki çocukların hepsi babam yok diye benimle dalga geçti... babamın olmaması kötü bir şey mi? Neden benimle dalga geçtiler? Neden güldüler?
Serkan : bu bir tek senin için kötü, bir de onu tanıyan insanlar için, çünkü biz onu tanıyorduk ve bu yüzden onu özleriz... ama yabancılar bunu bilemez. İnsanların acılarına gülmek hiç güzel bir davranış değildir. Başkasını ağlatacak bir şey seni asla güldürmemeli...
Masal : peki neden herkesin babası var ama benim yok? Ölüm olmak zorunda mıydı?
Serkan : ama bazen olur. Bu senin ya da annenin yüzünden değil. Bazen olur. Bazı çocuklar bunu yaşar... kimse sonsuza kadar yaşamaz, herkes ölür. Ama bazen erken ölümler olur...
Masal : ben okula gitmek istemiyorum artık. Eğer gidersem o çocuklar yine dalga geçer benimle. Ama annem beni zorluyor, gideceksin diyor. Ona söyler misin gitmicem.
Serkan : Masal... prenses. Biliyorum, onu özlüyorsun. Bir baban olsun istiyorsun, yanında olsun, sana sarılsın, seni öpsün...
Masal : evet... olamaz mı?
Serkan : çok üzgünüm ama baban gelmeyecek canım... keşke elimde olsaydı da Ali'yi getirebilseydim, yani babanı. Ama şöyle bir şansın var...
Masal : nasıl?
Serkan : babanın yerini almaya niyetim yok. Onu hatırlamasan bile sevdiğini biliyorum. Ama sana baba olabilirim Masal. Seni severim, korurum, sıkılmadan oyunlar oynarım, yanında olurum, sarılır öperim... hep. Eğer sen de istersen... canın her sıkıldığında, üzüldüğünde ya da birşeyler anlatmak istediğinde benimle konuşabilirsin ve bana baba diyebilirsin... beni istediğin herkese babam diye tanıtabilirsin. Benim küçükken böyle bir şansım yoktu çünkü beni böyle seven kimse yoktu çevremde. Sadece annem vardı. Ama senin bir şansın var... senin bir baban olabilir Masal. Seve seve senin baban olurum ben... ama istemezsen de hep Serkan amcan olarak kalırım.
Masal : ama sen beni hep sevip öpüyorsun zaten...
Güldüm...
Serkan: ve bu hiç değişmeyecek. Baban da olsam, Serkan amcan da olsam...
Masal : yani gerçekten benim babam olur musun? Arkadaşlarıma benim babam var diyebilir miyim?
Serkan : evet, tabii ki diyebilirsin... Masal, babanı geri getiremem ama onun yokluğunu sana hissettirmem, seni en az onun kadar severim, sen de benim kızım ol, olmaz mı?
Masal : olur...
Şuan yaşadığımın duygunun hiçbir tarifi yoktu. Karşımdaki kızı zaten aylardır kendi kızım gibi görüyordum ancak benim kızım olmasını kabul etmesi bu olayı hiç olmadığı kadar ciddi bir hale sokmuştu...
Masal birden boynuma atlamış bana sıkı sıkı sarılmıştı. Ben de onu sarıp saçlarından öptüm...
Serkan : o zaman yarın okula gidiyoruz değil mi?
Masal : sınıfa kadar benimle gelirsen evet.
Güldüm...
Serkan : tabii ki gelirim...
Masal : söz mü?
Serkan : söz
Kapı tıklatıldı ve Eylül kafasını içeriye uzattı...
Eylül : sesiniz çıkmıyor, her şey yolunda mı?
Serkan: yolunda... gelsene
Eylül de içeri gelip yanımda ayakta duruyordu...
Eylül : okul konusunu da hallettiniz mi? Ağlasan da sızlasan da o okula gidilecek küçük hanım
Masal : gidicem...
Eylül şaşırarak bana baktı, ben de ona sadece göz kırptım...
Eylül : kaç bebeğe kandırdı seni Serkan amcan?
Masal : hiç... sadece yarın sınıfa kadar babamla gidicem, bana söz verdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emanet
ChickLitKarısıyla çok mutlu olan bir adam en yakın arkadaşına eşini ve çocuğunu emanet eder ve sonradan olanlar ile her şey değişir...