18

1K 40 18
                                    

Elimdeki kağıttaki ıslak damlalar ve artık okuyamayacak bir hale gelen gözlerim ağladığımın kanıtıydı... ama durduramıyordum, Ali üzülmememi söylese de yapamıyordum ki... bu cümleler Ali'den duyduğum en güzel cümlelerdi. Üstelik son cümlesinde, bana evlenme teklifi ederkenki kelimelerini kullanması... bunu ifade edebilecek hiçbir kelime yoktu... onsuz mutlu olmamın yolu yoktu. Masal olmasa, onsuz yaşayamayacağımı biliyordum ama kızım için bu acıya dayanmak zorundaydım. Babasını kaybeden kızıma bir de annesizlik yaşatmayacaktım...

Kapım çaldığında gelenin kim olduğundan nerdeyse emindim. Bir an kapıyı açmamayı düşündüm ama bu onu daha çok telaşlandıracaktı, bu yüzden ortamı velveleye vermeye gerek yoktu...

Serkan : Eylül? Sen... sorun ne?

Berbat göründüğümün farkındaydım, fazlasıyla sarsılmıştım...

Eylül : iyiyim... mektubu okudum..

Serkan : ha... anladım. Kötü bir şey yok ya?

O mektupta neler yazdığını deliler gibi merak ettiğini çok iyi biliyordum ama ona okutmak konusunda kararsızdım. Yine de içeri gelmesine izin verdim.

Eylül : hayır yok... ama o her şeyi düşünmüş... her şeyi...

Serkan : biliyorum... bundan eminim

Eylül : neden bu kadar erken olmak zorundaydı ki? Yani.. isyan etmek istemiyorum ama anlayamıyorum Serkan.. daha çok gençti, biz daha yeni bir aile kurmuştuk. Masal babasıyla büyüyecekti... o hayatının baharındaydı, nasıl olur bu?

Serkan : karakola geliyorlarmış, uzun zamandır peşinde oldukları bir adamı yakalamışlar. Ama o pislik, arkadaki polisi bir şekilde etkisiz hale getirmiş ve...

Bu kadar ayrıntısını ilk defa öğreniyordum. Olanları gözümde canlandırmaya çalıştım ve o an Serkan durdu...

Eylül : devam et...

Serkan : arkadaki polisi etkisiz hale getirir getirmez aracı kullanan Ali'nin kafasına vurup arabanın yoldan çıkmasına sebep olmuş...

Eylül : yani... benim kocam boşu boşuna öldü... öyle mi?

Serkan : en kötüsü de o pislik yaşarken Ali'nin hayatta olmaması...

Hayatımda hiç bu kadar öfkelendiğimi hatırlamıyorum. Saç diplerimden ayak parmaklarıma kadar öfkeyle dolup taştığımı hissediyordum. Tüm o sıcaklığı, vücudumun her bir noktasında hissedebiliyordum ve içimde yaşanan bu öfke patlamasıyla her şeyi yapabilecek kadar güçlü hissediyordum kendimi... Ayağa kalktığımı bile çok sonradan fark ettim...

Eylül : yaşıyor mu?! Ali'nin ölümüne sebep olan o adam yaşıyor mu?!

Serkan : evet. Şuan hastanede, yoğun bakımda.

Eylül : sonra ne olacak peki? Kurtulduğunda ne olacak?!

Serkan : doğruca hapse girecek

Eylül : hapse girecek öyle mi? Neden? Birkaç yıl sonra iyi halden çıkmak için mi? O hapis ona ancak ödül olur! Kalacak yeri hazır, üstelik kira vermek zorunda bile değil. Önüne yemek gelecek, çalışmak zorunda bile değil. Ve belki de bir yıla kalmadan çıkacak.

Serkan : buna izin vermem. Bu kadar kolay değil

Eylül : hayır Serkan, biliyorsun ki tam da bu kadar kolay

Serkan : hayır... iki polisin ölümüne sebep olduktan sonra hapisten o kadar da kolay çıkamaz. Buna asla izin vermem Eylül...

Eylül : ama öyle olmayacak. Ali'nin düzgün araba kullanamadığını iddia eder, hiçbir şey yapmadığını ama arabanın yoldan çıktığını söyler. Onun canına kast ettiği için kocamı bile suçlu tutabilir!

Serkan : sinirlendiğini biliyorum ama doğru düşünemiyorsun, inan bana bu kadar kolay olmaz Eylül. O herifin yeri hapis, bu olay yaşanmasaydı da öyle olacaktı ve üstüne bir suç daha eklendi. İçeriden kolay kolay çıkamaz.

Tam karşısında dikilmiştim. Gözlerinin içine bakıyordum... sözlerim sert çıksa da, ona emir veriyormuşum gibi geliyorsa da durum tam tersiydi. Aslında ona yalvarıyordum...

Eylül : bunu yapmak zorundasın Serkan... onun en ağır cezayı almasını sağlayacaksın. Kocam boşu boşuna ölmemiş olacak, en azından bir amacı olacak anladın mı? Bunu yapmak zorundasın... bu kadarını ona borçlusun...

Serkan : biliyorum ve yapacağım Eylül.. ömrüm boyunca uğraşmam gerekse bile yapacağım...

Eylül : madem senden bir şey istemememi istiyorsun, madem bana yardım etmek istiyorsun... o zaman bunu başar... kardeşinin emanetine kulak ver.

Serkan : sana söyledim Eylül... ömrüm boyunca sürse bile savaşacağım...

Eylül : sana güveniyorum...

Serkan : güven...

Öfkem dağılmaya başlıyordu ama biliyordum ki, o pislik hapse girmeden, alması gereken cezayı almadan asla rahatça uyuyamayacaktım...

EmanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin