66

690 30 13
                                    

Eylül: Masal! Masal! Kızım!

Kendime gelip ayaklarımı hareket ettirebildiğimde hemen Masal'ın olduğu yere doğru koştum...

Masal'ın sırtı kan içinde kalmıştı, Serkan'ın da onun da gözleri kapalıydı. Başım dönüyordu, biri beni tutup onların yanından çekti, ama kim olduğunu fark edemedim...

Songül : hadi hadi! Ne duruyorsunuz? Ambulansı arayın! Ambulans! Haydi!

O sıra birileri beni tutup arabaya bindirmişti...

Cemre : Eylül! Eylül iyi misin? Beni duyuyor musun? Ambulansın peşinden gidiyoruz. İyi olucaklar...

Eylül: Masal... Masal çok küçük...

Ağlamaya başladım... kızım... canım kızım... onu kaybedersem ne yapardım ben? O zaman beni kimse toparlayamazdı işte...

Serkan nasıldı? O ne durumdaydı? Kızıma bakmaktan ona bakamamıştım bile. Ama o da kanlar içindeydi... yüreğim daralmıştı... bir an önce hastaneye gitmek ve durumlarını öğrenmek istiyorum

Songül'ün kolunda hastane koridorunda ilerlerken Songül çantasından telefonunu çıkardı. Ona baktığımı görünce bana döndü...

Songül : Güney... Güney şimdi hastanede, onu arıyorum. Hemen gelsin, durumlarını öğrensin...

Kafamı salladım. Güney iyi bir doktordu. O çabalardı... ikisi için de...

Birkaç dakika sonra Güney yanımızdan geçip ameliyathaneye girdi. Yanımdaki Cemre de Songül de ağlıyordu... ilerde yere yığılmış bir kadın da gördüm. Serkan'ın annesiydi Nazan hanımdı o. Hemen yanına gittim ve oturdum... ikimizin de gözleri yaşlıydı...

Nazan : ah kızım... kızım... başınıza gelene bak. Nasıl bir kader bu?! En mutlu gününüz olacaktı bu!

Eylül: benim suçum...

Şaşırdı...

Nazan : senin suçun mu?

Eylül: evet... benim uğursuzluğum işte! Önce Ali'yi kaybettim. Şimdi de tam evleneceğimiz gün Serkan'ı... kızım Masal da... eğer... eğer ben onları kaybedersem biterim... bir daha asla toparlanamam... ama işte hepsi benim suçum... benim uğursuzluğum bu!

Nazan : böyle konuşma kızım. Senin suçun değil, nasıl senin suçun olsun? O adamlara sen mi dedin git onları vur diye?

Eylül: hangi adamlar?

Nazan : Serkan'ı ve küçük yavrucağızı vuran baba oğulu diyorum, kızım... ama ben Serkan'a söylemiştim! Polise git demiştim! Beni dinlemedi...

Eylül: ben... ben anlamıyorum. Siz neyden bahsediyorsunuz?

Nazan : bilmediğini biliyorum. Serkan'ı sana söylemesi için ikna etmeye çalıştım ama başaramadım. Serkan bir dava yüzünden tehditler alıyordu ama o bunları asla ciddiye almadı. Ama bak işte!

Beynimden vurulmuşa döndüm... nasıl yani? Serkan tehdit mi alıyordu? Neden bana söylemedi ki?

Eylül: benim hiçbir şeyden haberim yoktu... ama bunları bana neden söylemedi ki?

Nazan : sen zaten sıkıntılıydın kızım... Serkan da seni üzmemek için söylememiş sana. Bilmen gerekiyordu, sana söylemesi için yalvardım ama söylemedi...

Eylül : en azından kim olduğunu biliyoruz... biliyoruz... ama

Nazan : iyi olacaklar kızım... yüreğini ferah tut...

Ameliyathane kapısı açıldı ve Güney içerden çıktı. Güney çıkar çıkmaz gözleriyle beni arayıp yanıma geldi...

Güney: içini ferah tut Eylül... Masal'ın ameliyatına ben girdim, cimcime gayet iyi. Biraz korkuttu tabii bizi. Kurşun sıyırmış geçmiş. Bir organa falan da denk gelmemiş, çok büyük bir şans. Ufak birkaç dikişle hallettik.

Bunlar güzel şeylerdi... kızım iyiydi. İyi de neden ağlıyordum ki?

Güney ağladığımı görünce bana sarıldı ve teselli etti...

Güney : Eylül, bana güven. Ameliyatını bizzat ben yaptım. Masal gayet iyi. Hayati bi tehlikesi falan da yok. Çok iyi olucak. Birkaç gün dinlenicek ama iyi olucak.

Ondan ayrılıp gözyaşlarımı sildim...

Eylül: oh... çok şükür... peki Serkan?

Güney: onu bilmiyorum...

Kızım iyiydi. Hiçbir şeyi yoktu. Ama niye hala kalbim sıkışıyordu? Niye hala nefes alamıyordum? Neden böyle kötüydüm? Benim rahatlamam, mutlu olmam gerekmiyor muydu?

Eylül: bak Güney... onunla konuşmadığını, kızgın olduğunu biliyorum ama şi-...

Güney : Eylül, saçmalama. O benim kardeşim. Onunla da ilgilenicem. Masal'ın iyi olduğundan emin olmak istedim sadece. Burda delirdiğini tahmin ediyordum, o yüzden bir an önce gelip sana bu güzel haberi vermek istedim...

Eylül: teşekkür ederim

Güney : Ama asıl zarar Serkan'da gibi duruyor... yine de o benim kardeşim ve onun için elimden geleni yapacağıma söz veriyorum. Onu da kızın gibi iyi edeceğim Eylül...

EmanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin