35

881 38 65
                                    

2020 Mart / Serkan
Bir seneden uzun zamandır her şey bir düzen içerisinde sürüp gidiyordu. Sabah erkenden çıkıp işe gidiyor, akşama kadar çalışıyor, akşam eve gitmeden önce Eylül'e uğruyor, beş dakikalığına bile olsa Masal'la vakit geçirip eve dönüyordum. Çoğu akşam Mine bende oluyordu, her gün Eylül'e uğramamdan yakınıyor, hemen eve gelmemi, illa gideceksem en azından haftada bir olması gerektiğini söylüyor, ben de bunu yapamayacağımı söyleyip her akşam Eylül'e uğruyordum. Masal harika bir çocuktu, bir gün uğramasam çok özlerdim, bundan emindim.

Mine yaza yapacağımız düğün hazırlıklarıyla uğraşırken ben de davalarımla ilgileniyordum. Mine artık daha az dava alıyordu ama benim düğün için bunları azaltmaya niyetim yoktu. Ailesi onu evlerine çağırdığı için Mine dün İzmir'e gitmişti. Birkaç gün daha gelmezdi ki bu benim için çok büyük bir rahatlamaydı. O akşam yine Eylül'e uğradım. Ama şansıma Masal uyuyormuş.

Eylül: bugün çok yoruldu. Güney onu baya bir gezdirmiş, seni bekleyemeden uyuyakaldı...

Serkan: olsun... yarın görürüm artık

Eylül: çay?

Serkan: kahve varsa daha iyi olur.. yoksa çay da olur

O kahveyi hazırlarken ben de parmağımda büyük bir yük olarak gördüğüm yüzüğü çevirip duruyordum. Eylül elinde kahvelerle yanıma oturdu.

Eylül: Mine nasıl?

Serkan: iyi... annesinin yanına İzmir'e gitti. Birkaç gün orda kalıcak

Eylül: ah... alışman zor olur şimdi senin...

İçimden güldüm... aslına bakarsan Eylül, bu hiç de zor olmayacaktı.

Ben bir şey demedim ama ne düşündüyse Eylül'ün suratı düştü...

Serkan : sorun ne?

Eylül: bunu söyleyebileceğimi sanmıyorum

Serkan: bana söyleyebilirsin... yani özelse söyleme tabii ama...

Eylül: hayır öyle değil... sadece bunu dile getirmesi zor. Bana deli muamelesi yapmandan korkuyorum

Serkan: hayır tabii ki, öyle bir şey yapmam

Bana buğulu gözleriyle bakarken birden hafif bir kahkaha attı...

Eylül: birkaç ay öncesine kadar psikolojik problemlerimin olduğunu söyleyen sendin ama...

Ben de güldüm...

Serkan: ben öyle bir şey demedim... sadece bir psikolog ile görüşmen iyi olabilir dedim, hepsi bu

Eylül: aynı şeye gelmiyor mu?

Serkan: hayır tabii ki... ben Masal'ı da düşünerek söyledim...

Eylül: sadece, yani bunu itiraf etmesi zor... kendime bile deliymişim gibi geliyor

Serkan: böyle olduğunu sanmıyorum. Şöyle yapmaya ne dersin, sen bana bunu itiraf et, ben de bunun karşılığında sana bir itirafta bulunayım...

İlgisini çekmişti...

Eylül: adil görünüyor...

Serkan: bilirsin Eylül, adalet benim uzmanlık alanım...

Komik olmayan şakama kahkahalarla güldü...

Eylül: tamam şey... biliyorsun, bir yılı geçti. Artık atlattığımı düşünüyorsunuz, hepiniz... hatta ben bile buna inanmaya başlamıştım. İnanıyordum, yavaş yavaş geçiyordu. Unutmuyordum ama kabulleniyordum. Artık geceleri ağlamamaya başladığımda bunu yapabileceğimi, hayata devam edebileceğimi anlamıştım. Ama bazen Ali de bir yere gitmiş ve bir süre sonra gelecekmiş gibi hissediyorum. Dönmeyeceğini biliyorum da... sadece... bilmiyorum, çok saçma değil mi?

Serkan: Eylül... öncelikle bunu öylece atlatman kolay değil... bunu herkes anlar. Ve böyle düşünmen bence çok normal. Bence deli falan değilsin, çünkü eğer bu delilikse ben de deliyim demektir

Eylül: sen de mi?

Serkan: evet... bazen davamda takıldığım bir şey oluyor, hemen elime telefonu alıp onu arayasım geliyor. Son anda hatırlıyorum. Bazen bana da oluyor...

Eylül: tek olmadığımı bilmek güzel. Peki sen ne itiraf edecektin. Bu değildi değil mi?

Serkan: hayır... ben... ben Mine'yle evlenmek istemiyorum. İmkanım olsa bugün nişanımı bozarım. Ama iş işten geçti değil mi? O kendini benim istemediğim bir düğünün hazırlıklarına kaptırmış durumda...

Eylül: ne?! Ama ben... yani birbirinizi sevdiğinizi sanıyordum. Çok yakışıyorsunuz...

Kafamı olumsuz anlamda salladım...

Eylül: peki, sevmediğini ne zaman anladın? Yoksa aldattın mı? Yani yapmazsın ama...

Serkan: hayır... hayır tabii ki. İlk gün anladım... daha doğrusu ben onu hiç sevmedim Eylül...

Kafası karışmış gibi duruyordu...

Eylül: ama sevmiş gibi mi yaptın?

Serkan: evet. Ama o ne hissettiğimi biliyordu. Biz rol yapıyorduk

Eylül: rol mü? Neden peki? Anlamıyorum...

Serkan: annemin ve çevremin baskılarından. Herkes artık birini bulmam ve onunla evlenmem gerektiğini söylüyordu, Güney bile sürekli kavga ettiği Songülle onun için çok uzun bir süre olan altı aydan beri beraber ama ben daha kimseyi sevemedim. Kimseye aşık olmadım...

Sonraki bölüm 🔥🙊

EmanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin