26

900 37 22
                                    

Eylül
Ertesi gün işten çıkıp eve gittim, sanırım biraz toplasam iyi olurdu. Kafede çalışırken evi ihmal etmeye başlamıştım...

Akşam kapım çaldığında kimin geldiğini çok iyi biliyordum.

Eylül : hoşgeldin...

Serkan : hoşbuldum... Masal nasıl?

Eylül: iyi... salonu dağıttı, oynuyor kendi kendine...

Serkan'ın elindeki poşeti alıp mutfağa geçtim ve onu salonda Masal'la birlikte bıraktım. Ve tabii ki yine eli boş gelse olmuyordu, illa bir şey getirecekti... yine laf söylemesin diye tek kelime etmedim ama bu şekilde altında kalmaktan da nefret ediyordum...

Serkan: annenler nasıl Eylül? Burada fazla kalmadıklarına şaşırdım doğrusu. Annen senin yanında kalır sanmıştım aslında

Annem... ondan bahsedilmesi burnumun direğini sızlatmaya yetmişti...

Eylül: şey... ben istemedim. İstesem de gelmezdi zaten. Başsağlığı dilemeye geldi o kadar. Ama o zaman bile haklı çıkmanın gururunu yaşıyordu daha çok

Serkan: nasıl yani?

Eylül: ben onlara Ali ile evlenmek istediğimi söylediğimde annem de babam da bana karşı çıktılar. Ali ile evlenmemi hiç ama hiç istemiyorlardı.

Serkan: ne?! Neden ki?

Eylül: neden olacak? Başıma bu gelmesin diye. Böyle yapayalnız, genç yaşımda dul kalmayayım diye tabii ki. Ama ben aldırmadım, Ali'yi seviyordum. Bunların yaşanacağını bilsem dahi onunla evlenmek isterdim. Bu yüzden anneme umursamadığımı söyledim. Onlar da eğer Ali'ye bir şey olursa asla onlara dönmememi söyledi...

Ağlamamak için yanağımın içini ısırdım. Kızımın ve Serkan'ın yanında ağlamayacaktım tabii ki....

Serkan
Bunları hiç bilmiyordum, kimsenin böyle bir şeyden bahsettiğini de hatırlamıyordum ama bu bazı şeyleri açıklıyordu. Ali, o gece bana Eylülle Masal'ı emanet ederken, kendi anne babasının onlarla ilgilenemeyeceğini söylese de Eylül'ün anne babasından hiç bahsetmemişti. Demek ki Ali de bunun farkındaydı, sadece bana açıklamak istememişti... o zaman istediği şey ile başımı döndürmüş, bazı ayrıntıları hiç sorgulama ihtiyacı duymamıştım bile...

Serkan: yine de onlar senin ailen Eylül, eğer onları yanında istersen onlar yanında olacaktır

Eylül: sanmıyorum... bunu göze aldıysam bir daha onlara dönmeyecekmişim. Ben de öyle yapıcam... yapabilirim de zaten, onlara ihtiyacım yok. Çalışıyorum, yavaş yavaş toparlanıyorum. Masal var, arkadaşlarım var... başkasına ihtiyacım yok

Bir şey söylemedim, Eylül kararlı görünüyordu...

Ertesi gün akşam gelemeyecektim, bu yüzden öğlen uğradım Eylül'e. Bugün cumartesiydi ve yarın ufak davetimiz vardı. Eylül kapıyı açtığında iyice dağılmış görünüyordu, saçları birbirine karışmış, gözleri kan çanağı olmuş bir halde şaşkınlık içinde bana baktı. Hala ağlamadığını umsam da gözleri aksini kanıtlıyordu...

Eylül: Serkan? Şey akşam bekliyordum kusura bakma...

Serkan: biliyorum, habersiz geldim kusura bakma ama akşam da ben gelemiyordum...

Eylül: ah anladım... sorun değil. Her gün gelmek zorunda değilsin zaten, senin de kendi hayatın var

Serkan: olur mu öyle şey? İçim rahat etmez

Eylül: öyle mi? Ama kaç gün hiç uğramadın...

Eylül bana çıkışırken ben gülmemek için kendimi zor tuttum. Aslında gerçeği söylemişti ama neden bu kadar komik geldiğini bilmiyorum...

Serkan: evet uğramadım... ama uğrayanlardan her şeyi öğrendim, hiç merak etme...

Deminden beri içerdeki odada ağlayan Masal, sesini daha da yükseltince Eylül bezgin bir şekilde nefes verdi.

Eylül : of Masal... yeter ya yeter...

Sakin bir şekilde söylese de bağırmamak için kendini tuttuğu çok açıktı... Masal normalde sakin bir çocuk diye biliyordum, Eylül'ü bezdirecek kadar ağlamasının sebebini merak ettim...

Serkan: neden bu kadar ağlıyor?

Eylül: mızmızlık yapıyor. Canı sıkıldı evde, anlıyorum ama hafta içleri kafede çalışırken evle hiç ilgilenemiyorum. Şimdi evi temizlemeye çalışıyorum, o da otursun istiyorum ama o sadece bağırıyor.

Serkan: yorgun görünüyorsun

Eylül: aslında idare etmek, yorgunluğu gözardı etmek çok kolay... ama böyle yaptığı zamanlar Masal beni iki kat fazla yoruyor

Serkan: onu parka götürmemi ister misin? Biraz hava alırsa iyi gelir belki

Eylül : aa.. yok gerek yok. Sen işine bak Serkan, biz iyiyiz. Ağlayıp ağlayıp susacak ne de olsa. Her istediğini elde edemeyeceğini öğrenmeli

Serkan: yapma Eylül, o daha çocuk. Biraz hava alsın, yaşıtlarıyla eğlensin.

Eylül: işin yoksa... tamam. Ama fazla uzun sürmesin, olur mu?

Serkan: tamam ama... sen de gelmek istemez misin? Biraz hava almaya ihtiyacın var gibi duruyor...

Eylül: hayır. Ben iyiyim. Yapacak işlerim de var zaten. Siz gidin...

Ve dediğini de yaptık. Masal beni görünce şaşırıp sustu ve elimden tuttuğunda, kapı kapanmadan hemen önce Eylül'ün gözle görülür bir şekilde rahatladığını görmüştüm.

Masal & Serkan gününe hazır mıyız? 💙🌸

EmanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin