42

916 36 40
                                    

Eylül: bu ne demek oluyor? Bana az önce neler hissettiğini söyledin ve..

Serkan: ve?

Eylül: yani bunları söyleyip hiçbir şey olmamış gibi mi davranıcaksın? Hissettiklerim bunlar ama önemli değil, bizim için değişen bir şey yok mu diyeceksin?

Serkan: hayır... bak Eylül, bunu anladığımda önümde üç seçeneğin olduğunu biliyordum. Ya hiçbir şey belli etmeyecektim ve her zaman senin en yakın arkadaşlarından biri olacaktım. Sürekli seni ziyarete gelecek, Masal'ı sevip evime gidecektim. O gecede yaşanan o öpücük de yıllar sonra ikimizin arasında bir espri haline gelecekti ve sen kahkahalarla gülerken ben de zorla sırıtacak ve sana bunları anlatmadığım için kendime kızacaktım..

Eylül: arkamdan iş çevrilmesini istemezdim Serkan... bu berbat bir şey...

Serkan: evet... zaten ben de ikincisini yaptım. Sana anlattım. Her şeyi açık açık söyledim ve sana seçim şansı veriyorum. Bunları anlattığım için benden nefret edip bir daha görmek istemediğini söyleyebilirsin... ya da hiçbir şey olmamış gibi yaparız ama eskisi kadar yakın da olamayız, arada görüşür, halimizi hatrımızı sorarız... ya da...

Eylül: ya da ne?

Serkan: boşver... bunu da sen düşün istiyorum.

Eylül: bana kafa patlatılacak bir sürü şey verdin Serkan... kafam karman çorman oldu...

Gülmedi ama sinirlenmedi de... sanırım bu iyi bir şeydi, değil mi?

Eylül: ama bir dakika... az önce üçüncü bir seçenek olduğunu söyledin. O neydi?

Serkan: o da asla yapmayacağım bir şey. Savaşmak... Sana her şeyi anlatıp, senin de beni sevmen için çabalamam, istemesen bile sürekli karşına çıkmam, zorlamam... ama tabii bunu asla yapmam.

Eylül: neden peki?

Serkan: Karşılık alıp alamamak umrumda değil çünkü. Benim istediğim seni huzursuz etmek falan değil. Mutlu olman... iyi olman... başka da bir şey istemiyorum.

Eylül: ama bu saçmalık biliyorsun değil mi? Karşıma geçmiş ciddi hislerinden bahsediyorsun... ciddi diyorsun, büyük aşktan falan bahsediyorsun ama sonra da karşılık almak istemediğini, bunun için uğraşmayacağını söylüyorsun

Serkan: istemiyorum demedim. Sadece seni zorlamak istemiyorum diyorum. Eğer aşık olduğum insan bekar olsaydı ya da en azından yeni kaybettiğim en yakın arkadaşımın karısı olmuş olmasaydı.. yani sen dışında herhangi biri... o zaman savaşırdım Eylül. Uğraşırdım, çabalardım. Ben aşkı bulmak için yıllarca bekledim... bu uğruna savaşacağım bir şey

Eylül: ama dul ve çocuklu bir kadın için uğraşmam diyorsun kısaca

Ne?! Lafı nereye çekmişti... inanılmazsın Eylül, gerçekten inanılmazsın...

Serkan: onu mu diyorum Eylül! Benim tek düşündüğüm, senin Ali'nin karısı olman... bu yüzden, tüm kararı sana bırakıyorum. Ama senden tek bir şey isteyebilirim... ne olur benden nefret etme. Sevme ama nefret de etme...

Eylül: senden nefret etmiyorum Serkan... tabii ki etmiyorum, nasıl ederim?

Rahatlamıştım... eğer benden nefret etseydi bunu kaldırabilir miydim bilmiyorum...

Serkan: oh... bu da benim için yeter zaten...

Eylül: ama buna sebep olduğum için kendimden nefret ediyorum...

Serkan: neye sebep olduğun için?

Eylül: bana yıllarca kimseyi sevemediğini söyledin, ama eğer o gece seni öpmemiş olsaydım... onu yıllarca bekleyecektin... içinde hep bir ümit olacaktı ya da beklemekten sıkılıp biriyle hayatını birleştirecektin. Şimdi ise sadece üzüleceksin. Çünkü ben... yapamam Serkan... sana istediğin şekilde karşılık veremem.

Tabii ki böyle olacaktı... boynuma atlayıp onun da beni sevdiğini söylemeyecekti.

Serkan: sorun değil... en azından ömrüm onu beklemekle geçmeyecek. Artık aramama gerek kalmadı.

Eylül: bu böyle basit bir şey değil Serkan. Bence Mine ile evlenmelisin. Çünkü bu bahsettiklerin... sana aynı şekilde hisler beslemem olası değil. Gerçekten çok ama çok üzgünüm...

Serkan: başka biri de kendi Eylül'ünü bulacak ve o da Mine olacak. Bir başkası sevecek onu... zaten sevmediğim biriyle olamam...

Eylül: ama ben de Ali'ye ihanet edemem... ben onu seviyorum ve ben... ben onun sevgisine ihanet edemem... yapamam bunu...

Serkan: biliyorum... ama ben bunu düşünmekle bile ihanet ettim bile. Ömrümün sonuna kadar bunun cezasını çekeceğime eminim.. ve senden hiçbir karşılık alamamam da benim için en büyük ceza olucak zaten. Sanırım yeterince adil...

Eylül: özür dilerim...

Serkan: dileme... senin suçun yok ki Eylül... bunları bildiğine göre, ipler senin elinde artık. Bana cezalardan ceza beğen...

Eylül: Serkan ben seni kaybetmek istemiyorum... yani arkadaşım olarak... hayatımızda bir şey değişsin istemiyorum.

Serkan: en büyük cezayı çekeceksin diyorsun yani... tamam, öyle olsun...

Eylül : en büyük ceza mı?

Serkan: yakınımda ama çok uzakta olacaksın. Hiçbir zaman karşılık alamayacağımı bilerek hep senin yanında olacağım...

EmanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin