Serkan
Eylül bana bakıp gülümsedi...Eylül: eskiden yoktu belki ama artık var... inan bana artık garantisi var Serkan, bitti, eski Eylül yok artık karşında. Fazlaca sıradan bir evli çift olacağız artık, umarım sıkılmazsın...
Bir kahkaha attım... böyle sıradanlıklara can kurbandı..
Serkan: sıkılmam merak etme, asıl sen sıkılma da...
Eylül de güldü...
Eylül: olur mu öyle şey?
Yanımda öylece yatarken kalkmak zordu ancak bir eş olmanın yanında başka görevlerim de vardı...
Eylül: neden kalkıyorsun ki? Bugün resmi tatil Serkan, lütfen bugün bile ofise gideceğini söyleme bana...
Serkan: hayır tabii ki ama Masal'ı almamız gerekiyor
Eylül: ay ben onu unuttum!
Serkan: unuttun mu?
Kahkaha attım... Eylül kendi kızını unutabilecek kadar uykuluydu belli ki. Ya da şu an benimle olma ihtiyacı kızını yanında istemesinden ağır basıyordu...
Eylül: düne kadar ayarlamaları yaparken her şey iyiydi de haklısın, artık almamız lazım... zaten Cemre'nin de işi başından aşkın
Serkan: ilk defa seni bu konuda isteksiz görüyorum. Yorgunsan ben alır gelirim, sen yat...
Eylül: hayır ondan değil de... söyleyeceğim ama gülmeyeceksin...
Serkan: gülmem, sen söyle...
Eylül: biliyorsun, bir senede aşkını, heyecanını kaybetmiş senelerce evli bir çift gibiydik biz. Şimdi bir gecede her şey değişti... sanki dün evlendik biz, anlıyor musun?
Serkan: çok iyi anlıyorum... biraz yalnız kalmak istiyorsun yani?
Eylül: yani, evet... kızımı da yanımda istiyorum ama seninle biraz yalnız kalmak da istiyorum, birini önceliğe koyamıyorum, çok karışığım. Arkadaşlarım da çok iyi insanlar, ama Songül ve Güney'in zaten ufacık bebekleri var, Cemre desen o da çok iyi ama anne değil, üstelik çalışıyor... ne kadar da güvensem aklım kalıyor.
Serkan: şöyle yapalım o halde, Masal'ı da alıp gidelim, Masal'ı anneme bırakalım, biz de seninle tatile çıkalım, üç günümüz var ama bence fena değil. İkimiz de çalışıyorken olabileceğin en iyisi. Masal annemle olacağından için de rahat eder diye düşünüyorum. Ne dersin?
Eylül: Nevşehir'de mi? Yani annen orada...
Serkan: daha önce gittin mi?
Eylül: hayır ama gitmek istediğim yerlerdendi. Peki annen ne der bu işe? Kadını rahatsız etmesek mi?
Serkan: sevinecektir. O da Masal'ı çok seviyor, buna memnun bile olur.
Eylül: rahatsız etmeyeceksek, Masal onun yanındayken içim rahat eder. Aklım kalmaz yani...
Annemi arayıp hoparlöre aldım ve planımızı anneme de anlattım.
Nazan : müsaitim tabii ki! Masal mı gelecek? Ay kuzum, çok özledim ben onu gelsin tabii... sizin de hiç gözünüz arkada kalmasın.
Eylül: rahatsız etmeyelim dedim ama...
Nazan : ne rahatsızlığı kızım, çok güzel olur. Biz torunumla çarşıya gideriz, gezeriz, dolaşırız. Siz de rahat rahat gezersiniz. Ne zaman geliyorsunuz?
Serkan: hemen ilk uçuşla. Muhtemelen akşama kadar orada oluruz
Nazan : oğlum o zaman ne diye lafa tutuyorsun beni, kapa kapa. Benim hemen hazırlanmam lazım, güzel güzel yemekler yapayım kuzuma. Hem bu bahaneyle kapıdan da olsa sizi görürüm, ne güzel olur. Özledim sizi çocuklar...
Telefonu kapadıktan sonra Eylül bana baktı.
Eylül: ilk uçak mı? O zamana kadar ne hazırlarız Serkan? Bari hazırlanıp yarın gitseydik..
Serkan: o zaman gittiğimize değmez ki... sen Masal'a bir şeyler hazırla yeter, biz oradan alırız birkaç parça giysi...
Eylül: dediğin gibi olsun...
Serkan: sen Masal'ın eşyalarını hazırlarken ben biletleri alıyorum, sonra da çıkarız.
Eylül hemen kalkıp Masal'ın odasına gitti, ben de üç saat sonraki uçağa üç bilet aldım.
Masal bu acil yolculuğa bir anlam verememişti, şaşkınlıkla bizi soru yağmuruna tutmuştu. Ama değişik bir yer göreceği için ve ödevlerini yapmak zorunda kalmadığı için memnun görünüyordu. Gerçek babaannesi olmasa bile annemi de sevdiğini biliyorum.
Masal'ın sevmediği pek fazla insan yoktu, ilginç bir şekilde sevmediğine şahit olduğum tek insan Mine idi... ben gülünce Eylül de bana baktı ama sebebini ona anlatmadım...
Eylül
Masal'ı Nazan anneye emanet ederken içim çok rahattı. Biraz oturup konuştuktan sonra kalktık ve Serkan'ın biz havaalanında uçağımızı bekliyorken rezervasyon yaptırdığı otele vardık.Eylül: balonları görebilmemiz için gerçekten erken mi kalkmamız gerekiyor?
Serkan: evet.. hemen hemen saat beşte.
Eylül: çok erkenmiş...
Serkan: bugün yol yorgunuyuz, bence sonraki gün gideriz balonlara... yine de sen bilirsin
Eylül: kesinlikle katılıyorum. Bugün öyle hızlı gelişti ki... sabah evdeydik, şimdi bambaşka bir şehirde... biraz dinlensek iyi olur...
Serkan : bana uyar...
Eylül: umarım yanında dosya falan getirmemişsindir. Senin de kafanı dinlemeye ihtiyacın var.
Serkan: getirmedim... hatta telefonlara bile bakmayacağım, iş bir süre bekleyebilir.
Eylül: Serkan... bu bizim balayımız mı oluyor?
Serkan: bambaşka bir şekilde olmasını tercih ederdim, en azından çok daha vakit ayırabilmeyi ama evet... bu bizim balayımız...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emanet
ChickLitKarısıyla çok mutlu olan bir adam en yakın arkadaşına eşini ve çocuğunu emanet eder ve sonradan olanlar ile her şey değişir...