Serkan
Ne diyebilirdim ki? Daha ben bile bunun cevabını tam olarak bilmezken...Serkan: Masal, ben senin Serkan amcanım... ve hep de öyle kalıcam. Ama bana istediğin gibi seslenebilirsin ve hiçbir şeye zorunlu değilsin... hiçbir şeyin değişmesine gerek yok.
Masal biraz düşündü... bana baba demeyeceğini biliyordum, çünkü babasını hatırlıyordu. Ama zaten bunu ben de ister miydim emin değilim... çünkü bu çok büyük bir sorumluluk olurdu ama... ama yine de güzel olurdu...
Masal : tamam...
Eylül bana baktı, o da rahatlamış duruyordu...
Serkan: seninkiler peki?
Eylül: benimkiler mi? Şey, bilmiyorum...
Serkan: aramak ister misin? Haber vermek istersen...
Eylül: belki haber veririm ama izin almak için değil tabii ki... Serkan, sana anlatmıştım, onlar beni yarı yolda bıraktılar. Yardıma ihtiyacım varken onlar yoktu. Evet bunu isteyen bendim ama...
Serkan: o zaman... ne zaman gün almak istersin? Şimdi mi?
Eylül: evet.. çok iyi olur. Tabii sana da uyarsa..
Güldüm... bana uyarsa mı? Ben ona aşık olduğumu anladığım andan beri bunu bekliyordum zaten...
Serkan: tabii ki...
Eylül
Serkanla bir ay sonrası için gün aldık. Hem çok erken olmayacaktı, bu duruma alışacaktık, taşınma işlerini halledecektik hem de daha fazla bekleyemeyecektik.Serkan : Eylül, sen eminsin değil mi? Sonradan pişman olacağın bir şey yapmanı istemiyorum...
Onun pişman olacağı bir şey yapmak istemiyordum ama kendinden çok emin görünüyordu...
Eylül: eminim Serkan... eminim. Çok düşündüm, seni, kendimi... bizi... bence böylesi gerçekten güzel olucak. Ben sadece senin için üzülüyorum, duygularımızın aynı olmamasından dolayı... Ama bunun dışında ben kendimi çok şanslı hissediyorum, hem de Masal için...
Serkan: yanılıyorsun, asıl şanslı olan benim Eylül... bana bu şansı tanıdığın için... bana güvendiğin için... bunun beni nasıl mutlu ettiğini bilemezsin...
Hafifçe gülümsedim... birisinin şansı olacak olsam ancak kötü şans olurdum. Yine de onun keyfini kaçırmak niyetinde değildim, o yüzden tek kelime etmedim.
Masal : ben de gelinlik giyebilir miyim? Seninkine benzesin ama...
Ne?!
Eylül: gelinlik mi?
Masal : hani filmlerde giyiyorlar ya... bembeyaz... prenses gibi oluyorlar, böyle kabarık elbise giyiyorlar... sen de çok güzel olacaksın annecim...
Tabii ki böyle bir planım yoktu. Ne düğün yapacaktım, ne de gelinlik giyecektim. En fazla beyaz bir elbise giyerdim, o da usulüne uygun olması için... ama bu saatten sonra, hayatımın aşkını kaybetmişken, sadece bir aile kurmak için evleniyorken daha fazlasını yapamazdım. Benim düğünümde her şey istediğim gibi olmuştu zaten...
Eylül: sen bunları nerden biliyorsun bakalım? Kimden duydun anlamıyorum ki...
Masal : televizyondan gördüm annecim...
Çok çabuk büyüyordu... zaman hızlıca akıp gidiyordu. Artık anlamaz dediğim şeyleri anında anlar hale gelmişti. Artık hareketlerime daha fazla dikkat etmem gerekecek... belki de sırf bu yüzden Serkan'la evlenmem iyi olucak.
Eve döndüğümüzde akşam olmak üzereydi. İkimiz de yorgunduk, hem de çok... aslında bu kadar dayanabilmesi bile mucizeydi ama buna sırf benimle vakit geçirmek için katlandığını gayet iyi biliyordum. Açıkçası bu durumdan memnundum, ben de onunla olmaktan keyif alıyordum...
Eve döndüğümüzde Masal oyuncaklarına dalmış oynarken ben de annemleri arayıp durumu haber verdim. Hoş karşılamayacaklarını bile bile yaptım...
Eylül: anne... ben bir karar verdim ve bu haberi sizinle paylaşmak için aradım...
Mesude : bize döneceğini adımız kadar iyi biliyorduk Eylül... bunca zaman aramamana bile şaştık. Dul başına, çocukla kalakaldın... maaşı da yetmiyor değil mi?
Eylül: umrunda oldu mu sanki? Birazcık umursaydın bunu bildiğin halde seyirci kalmazdın anne... yardım ederdin... ama etmedin. Öylece seni aramamı, sana yalvarmamı bekledin...
Mesude : biz sana en başında söyledik kızım... ondan sana koca olmaz, sen böylesine gelemezsin, gecesi gündüzü olmayacak, belki de yaralanıcak...
Eylül: ya da ölecek... dediğin de oldu anne. Mutlu musun?
Mesude : değilim... biz de tam bu yüzden evlenmenizi istememiştik zaten... ama sen bizi dinlemedin ve ne oldu, gördün mü? Yalnız başına kaldın... Otuzunda bir dul kadınsın... yaşıtların hala bekar ama sen beş yaşındaki kızınla dul kaldın
Eylül: ben de sizi bu yüzden aradım. Ben evleniyorum...
Mesude : ne?! Evleniyor musun? Kiminle? Seni kim alır ki?
Derin bir nefes verdim... annemle konuşmak hiç kolay değildi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emanet
ChickLitKarısıyla çok mutlu olan bir adam en yakın arkadaşına eşini ve çocuğunu emanet eder ve sonradan olanlar ile her şey değişir...