103

528 30 10
                                    

Eylül
Eylül : peki şimdi uğraştığın dava nasıl bir şey?

Serkan: boşanma davası

Eylül: eh kolay o zaman. Nasılsa birbirini sevmeyen iki insanı ayırmak kolay

Serkan: olay bu zaten, sevmiyo değiller. Arada tam bir nefret var. Çok karışık bir şey, kadının sorunları var. İkinci celse de çözüme ulaşmadı. Artık olsun istiyorum, bu iş çok uzadı

Eylül: sen kadının avukatı mısın?

Serkan: hayır tabii ki, müvekkelim koca. Bahtsız koca

Güldüm hafifçe...

Eylül: neden öyle dedin?

Serkan: dedim ya çok karışık... bu hafta sonu bir yere gidelim mi? Sen ben Masal... üçümüz. Kaçalım biraz buralardan.

Eylül: olur da... iyi misin sen?

Serkan: özür dilerim, eve iş getirmeyecektim ama bu dava beni deli ediyor. Düşünüp duruyorum. Biraz uzaklaşırsak unuturum, yeniden bir evime odanaklanabilirim. Gezelim biraz, değişiklik olur.

Eylül: olur... olur da nereye gideceğiz?

Serkan: bilmem, Ağva'ya mesela... olur mu?

Eylül: olur, gitmedim hiç.

Serkan: gitmedin mi? Emin misin? Şu ahşap evleri diyorum.

Eylül: evet ben de dizilerde falan görüyordum ama hiç gitmedim.

Serkan kaşlarını çatıp bana baktı, biraz düşünceli görünüyordu. Sebebini anlayamadım...

Serkan: ben yanlış anladım herhalde

Eylül: neyi?

Serkan: yok bir şey.. ben gitmişsindir diye düşünmüştüm ama daha iyi, sen de görmüş olursun.

Eylül: olur. Ama Masal orada sıkılmaz umarım. Tatili bize zehir etmesin...

Serkan: sanmıyorum, hem ona da değişiklik olur. Sever bence...

Eylül: olur o zaman... çok zaman oldu hiç böyle bir tatil yapmadım. Aslında sanırım sonuncusu balayımdı...

Hafifçe güldüm...

Serkan: o zaman bence bu sana da iyi gelicek. Hem bizim de ilk tatilimiz olur.

Eylül: sevdim bu fikri...

Serkan: tamam, o zaman ben ayarlamaları yapıyorum.

Eylül : tamam...

İlk tatilimiz... ilk tatilimiz acaba nasıl olacaktı?

Serkan
İlk tatilimiz için tüm ayarlamaları bir sorun çıkmaması adına kendim ayarladım. Esra da güvenilir bir asistandı ama bu kesinlikle sorun çıkmasını istemediğim bir ayarlamaydı. Herhangi bir pürüz çıksın istemiyordum, her şey kusursuz olmalıydı.

Ama bu dava beni deli ediyordu. Bu kadının ciddi ciddi psikolojik problemleri vardı, nasıl raporu temiz çıkardı? Müvekkilim de bundan yakınıyordu...

Hakan : Serkan bey ne yapacağız? Kurtulamayacak mıyım ben Fahriye'den? Neden her seferinde sıyrılıyor?

Serkan: bilmiyorum. Sizi kurtaracağım, sadece nasıl yapacağımı bulmaya çalışıyorum.

Hakan : bir de parama göz dikti, onu almadan rahat edemeyecek.

Serkan: sizi bundan kurtarıcam. Bu en zorlu boşanma davam, inanın bana. Sizinki sıradan bir dava değil.

Hakan : Fahriye sıradan bir kadın değil

Serkan: kesinlikle değil. Hakim de işi yokuşa sürüyor, neden anlamadım. Ama az kaldı. Az kaldı bu iş bitecek.

Hakan : umarım. Ne olur kurtarın beni...

Eylül
Öğle arası okuldaki arkadaşlarımla konuşuyordum.

Gözde : aaa Ağva mı? Ay ne güzel. Ben oraya geçen sene gitmiştim Yavuz ile. O kadar güzeldi ki.. tadını çıkar

Eylül: öyle mi? İyi bari

Sena : ben de arkadaşlarla gitmiştim, çok oldu gerçi ama çok güzeldi. Buraya yakın gidilebilecek en güzel yer. Sessiz sakin.

Eylül: aslında bizim ilk tatilimiz olucak. Yani işlerden hiç vakit bulamıyorduk ama olucak işte.

Gözde : haftaya da okuldayız zaten şu veli toplantısı yüzünden. En azından bu haftadan kaç kurtar kendini. Haftaya kafamız şişecek...

Eylül: bugün öğrencim Atakan'ın babası aradı, gelemeyecekmiş. Çok üzülüyorum o çocuğa. Bizim sınıftaki çocuklar da dışladı sanki, bir köşede öyle sessizce oturuyor. Ne yapacağımı da bilmiyorum

Sena : otizmli çocuk değil mi?

Eylül: evet. Çok zeki aslında, sınıfın en zekilerinden. Çok da azimli. İlk o söktü okumayı. Ama annesinin ölümünden sonra her şey değişti. İyice sessizleşti, konuşmaz oldu. Çocuklar zaten dışlıyordu, sessizliğinden sonra hiç konuşmaz oldular onunla.

Kemal : acaba babasıyla mı konuşsan? Bir yardım alsınlar. Hiç bir sağlık sorunu olmayan insanlar bile ailesinden birinin ölümünü kolay atlatamaz. Hele ki bu sürekli onunla ilgilenen annesi ise. Onun için de hiç kolay değildir

Eylül: değildir tabii. Ama durumları çok kötü. Adam zaten karısının vefatından sonra iki işte çalışmak zorunda kaldığı için gelemiyor veli toplantısına. Acaba iş yerine gidip konuşsam mı? Devlet hastanesinden bir çocuk psikoloğu ile görüşme ayarlarız belki. Burada burslu okuyan bir çocuğun böyle harcanması içime sinmiyor.

Gözde : çok iyi düşündün.

Eylül: bugün gideyim o halde...

Atakan benim en özel öğrencim, ama bu gidişle başarısız olup bursunu kaybedecek. Özel eğitime ihtiyaç olan bir çocuğun devlet okullarındaki kalabalık sınıflara düşmesini istemiyordum. En kısa zamanda psikolojik desteğe ihtiyacı vardı. Umarım babası bunu başarabilirdi.

EmanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin