38

897 33 15
                                    

Bir yandan hesapların para üstlerini hazırlarken bir yandan yanımda duran Masal'la oynuyordum. Sonra, öğlene doğru kapıdaki minik çan bugün belki yüzüncü kez çaldı ve içeri Serkan girdi. Beni burda görmemeliydi, konuşmaya hazır değildim... yüzüne bile bakamıyordum. Beni görmeden hemen saklanmalıydım. Mutfağa kaçıyordum ki Cemre beni yakaladı...

Cemre : ne oluyo kızım?

Eylül: ben yokum tamam mı? İşe gelmedim. Yokum..

Cemre : iyi ama neden? Eylül!

O beni yakalayamadan ben mutfağa kaçtım. Bir yandan konuşmaları dinliyordum...

Cemre : hoşgeldin Serkan... biraz geç kaldın sanki?

Serkan : evet... dün gece uyuyamadım. Sabah da kafamı toparlayamadım, o yüzden bugün geç gidicem ofise. Eylül yok mu?

Cemre : şey... şey o gelmedi, evde.

Serkan: evde mi? İyi ama o zaman Masal neden burda?

Kahretsin! Nasıl unuttum?!

Masal : Serkan amca! Annem oraya gitti!

Ah be Masal! Kaçacak yerim de yoktu ki...

Tam mutfaktan çıkarken Serkanla burun buruna geldim. Kalbim büyük bir gümbürtüyle atarken oradan hemen gitmek istedim ama beni kolumdan yakaladı...

Serkan: Eylül, benden neden kaçıyorsun?

Eylül: bir de soruyor musun? Sence Serkan?

Serkan : kaçmana gerek yok. Büyütülecek bir şey değil bu...

Eylül: yanlıştı.. çok yanlış... lütfen beni rahat bırak Serkan... yanında duramıyorum, lütfen...

Serkan: hayır Eylül... lütfen böyle yapma. Kendine neden bu kadar eziyet ettiğini anlayamıyorum.

Eylül: anlayamıyor musun? Gerçekten mi?

Serkan: Eylül, konuşmamız lazım. Böylece kaçamazsın..

Eylül: gerçekten konuşmak istemiyorum Serkan... ben çok utanıyorum... lütfen beni daha fazla utandırma.

Sonra ne düşündü bilmiyorum ama beni rahat bıraktı... gidiyordu ki Cemre ona seslendi...

Cemre : Serkan... kahve?

Serkan: yok, istemiyorum.

Cemre : bu neydi şimdi? Niye geldin niye gidiyorsun? Ne oluyor Allah aşkına?

Serkan: bir şey yok... görüşürüz... bay bay Masal...

Masal ona gülücükler atarken Serkan kafeden çıktığında rahatlamıştım...

Cemre : neler oluyor Eylül? Sen Serkan'dan mı kaçıyorsun? Neden ki? Kavga falan mı ettiniz?

Eylül: hayır... öyle değil. Sen de sorma artık, olur mu? Seninki ne yapıyor? Nasıl gidiyor?

Cemre : Tuna mı? İyi... aslında çok iyi... biliyor musun Eylül, önüme bakmam öyle iyi oldu ki... yani biliyorsun eskiden... yani herkes, sizler Serkanla beni yakıştırıyordunuz ve ben de buna şartlanmıştım... ama şimdi herkes mutlu değil mi?

Cemre şen şakrak gülerken ben de gülümsemek için kendimi zorladım.

Cemre: özür dilerim.. öyle demek istemedim. Yani Serkan nişanlı, ben de sevdiğim adamı buldum demeye çalışmıştım. Seni kastetmedim...

Eylül: çünkü bana artık mutluluk haram, değil mi?

Cemre : hiç de değil... istersen olur. Belki hemen değil ama bir gün...

Eylül: nasıl yani?

Cemre: yapma Eylül... sen gençsin, güzelsin. Evet büyük bir acı yaşadın ve eşini kaybettin ama... belki sen de seni Ali kadar olmasa bile mutlu edebilecek birine rastlarsın, belli mi olur. O sana hayat arkadaşı, Masal'a baba olur

Eylül: öyle bir şey olmaz

Cemre : sen hayatına birini almaya izin verirsen olur..

Eylül: yapma Allah aşkına Cemre... beni kim istesin, ortada bir çocuk varken... her şeyi geçtim, ben istemiyorum. Ben Ali'yi seviyorum... ve ben...

Cemre : bu ona ihanet olmaz ki canım arkadaşım... kimseyi onu sevdiğin gibi sevemeyeceğini biliyorum ama... sonuçta Ali artık aramızda değil ve sen de mutlu olmak için önüne bakmalısın. Hayatının başındasın ve ölene kadar yalnız kalamazsın, kalmamalısın. Ali de böyle olmasını istemezdi inan bana... kalbini açmalısın... ayrıca, bekar olmak zorunda değil, belki seveceğin kişinin de çocuğu olur. Hayatın ne getireceği belli olmaz canım arkadaşım...

Hayat bunu getirecekse devam etmemem daha hayırlı olurdu...

Dün olanlar aklıma geldikçe kendime kızıp duruyordum. Bu yaptığım şeyin herhangi bir özürü, mazereti yoktu, affedilemez bir şeydi... o benim kocamın kardeşi gibi gördüğü insandı, benim de arkadaşımdı ve bu zamana kadar bana çok iyiliği dokunmuştu. Ona bu kadar şey borçluyken ben ne yapmıştım! Üstelik nişanlıydı! Onu sevip sevmemesi umrumda değildi, bu hiçbir şekilde bir mazeret olamazdı. Yaptığım iğrençti ve zaten neden yaptığımı da bilmiyordum. Ben bununla nasıl yaşayacaktım? Sürekli etrafımdayken bununla nasıl başa çıkacaktım?

eyserciyazar ❤️

EmanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin