İşte başlıyorduk... ben de ne zaman kızmaya başlayacak, ne zaman beni suçlamaya başlayacak diye düşünüp duruyordum... bunca zaman bana çok iyi davranmıştı çünkü, bir ara patlayacağından emindim. Üstelik konu Masal'a gelmişken tam da sırasıydı...
Ama hiçbir şey söylemedi... nasıl yani?
Eylül: şey... neyse boşver...
Serkan: söyle lütfen, içinde kalmasın...
Eylül: yoo, söyleyeceğim... ama şimdi değil, yani sen taburcu olup eve çıkınca söyleyeceğim, böylesi daha iyi olur... burda olmaz...
Ne kadar da kibar... hastanede, ben daha tam iyileşmemişken canımı sıkıcı şeyler söylemek istemiyor belli ki... tamam, bana uyar... benden nefret etmesine dayanamazdım, bu yüzden ne kadar geciktirirsem o kadar iyiydi...
Serkan: peki...
Eylül koluma girip yürümemde yardımcı oldu ve koridorda tur attık...
Serkan : bir dakika... Masal bugün taburcu oluyor dedin ama sen hala burdasın... neden onun yanında değilsin?
Eylül: Songül ile Güney ilgilenecek onunla... Masal iyi, kötü durumda olan sensin...
Buna inanmak zor... onun minicik vücudunu düşününce kahroluyordum...
Serkan: yine de onun yanında olman lazım.
Eylül: Ama eğer onunla eve gidersem buraya gelemem
Zaten olması gereken bu değil mi?
Eylül: aklım kalır... aklım sende kalır. Sen de iyi olunca...
Aklım sende kalır... son zamanlarda Eylül'den duyduğum en ama en güzel cümleydi bu... mest olmuştum...
Serkan: ben de iyi olunca?
Eylül: yani... eve dönersin, biz de seninle... yani artık kendi evim yok ve...
Neden bu kadar çekiniyordu ki?
Tabii ki benimle eve dönmek istemiyor... sinirliydi çünkü, kızını benimle aynı eve sokmak istemiyor haklı olarak... sonuçta kızının hastanelik olmasının sebebi bendim...
Serkan: anlıyorum...
Başka da bir şey söyleyememiştim...
....
Birkaç gün sonra ben de taburcu olmuştum. Ama ilginç bir şekilde Eylül ben taburcu olana kadar hep hastaneye gelmiş, beni ziyaret etmişti. Üstelik sabah erkenden gelmiş, akşama kadar yanımda kalmıştı...
Kızı ordayken neden buraya geliyordu ki?
Ben taburcu olurken de yanımdaydı, benimle eve kadar bile gelmişti... beni yatak odasına götürmeye çalıştı ama engel oldum...
Serkan: daha fazla yatakta yatmak istemiyorum, lütfen... salonda kalırım
Eylül: ama... dinlenmen lazım Serkan
Serkan: hayır... daha fazla yatakta yatmak istemiyorum...
İstekli değildi ama beni salondaki kanepeye doğru çekti...
Eylül
Biraz garip bir hali vardı. Zaten birkaç gündür durgun ve mesafeli duruyordu. Normalde böyle olmazdı... sanırım hali yoktu... Güney çok zor bir operasyon geçirdiğini söylemişti, toparlanması tabii ki zaman alacaktı. Yine de garip geliyordu işte...Serkan: Eylül...
Eylül: evet?
Serkan: artık gitsen iyi olucak
Ne?! Beni kovuyor muydu?
Eylül: ne? Nasıl yani?
Serkan: gitmen lazım... daha fazla burada durmanın anlamı yok
Eylül : anlamıyorum...
Serkan : nikah günümde vuruldum ben. Üstelik bundan tek zarar gören de ben değilim, Masal da zarar gördü.
Ben bir şey söylemeyince buna anlam veremiyormuş gibi baktı ve konuşmaya devam etti...
Serkan: Eylül, anlamıyor musun, bu bir işaretti. Ali'nin emanetine ihanet ettiğim için oldu bunlar... bu bir işaretti.. bu evlilik olmamalıydı, bu ilişki başından beri bir hataydı... çok yanlıştı...
Ne?! Bunları söyleyen Serkan mıydı? Başından beri bu ilişki için çabalayan o değil miydi? Şimdi de her şeyden vaz mı geçiyordu?
Eylül: Serkan... Masal iyi.. ona bir şey olmadı
Serkan: ama olabilirdi! Ona bir şey olabilirdi! Eğer ona bir şey olsaydı... ona bir şey olsaydı ben kendimi affedebilir miydim sanıyorsun?
Eylül: ama olmadı! Neden olmamış şey için kendini yıpratıyorsun? Masal çok iyi... hatta senden bile iyi... bir haftaya yine koşup duracak...
Serkan: Eylül... biz evlenecektik değil mi? Ama tam nikahtan önce vuruldum... neden? Neden o an? Neden evlendikten sonra değil de tam öncesinde? Çünkü bu evlilik olmamalıydı... buna daha başından kalkışmamalıydım... bu ilişki... aramızdakiler... düşündüklerim... hepsi çok ama çok yanlıştı. Sen bana yasaktın. Hiçbirinin yaşanmaması gerekiyordu. Tam da nikahtan önce vurulmam bunun bir işaretiydi...
Eylül: gerçekten böyle mi düşünüyorsun? Bunları söyleyen sen misin? İnanamıyorum ben...
Serkan : Eylül, git artık lütfen... daha fazla burada durma
Eylül: sen bana söz vermiştin! Beni mutlu edecektin! Beni bir daha asla üzmeyecektin! Bu sözlerine ne oldu Serkan?
Serkan: bu mu mutluluk? Kızının vurulması mı mutluluk? Eylül, siz bensiz daha iyi olacaksınız, sen bensiz daha mutlu olacaksın...
💔
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emanet
ChickLitKarısıyla çok mutlu olan bir adam en yakın arkadaşına eşini ve çocuğunu emanet eder ve sonradan olanlar ile her şey değişir...