Ne diyecektim ben şimdi? Ama bunun olacağını bilmeliydim. Ufacık bir çocuktu, tabii ki babasını soracaktı,ama ben pedagog falan değildim ki, çocuklarla nasıl konuşmam gerektiğini bilmem...
Serkan : evet, sanırım öyle.
Masal : annem hiç gülmüyor... hep mutsuz, hep ağlıyor. Eskiden benimle hep oynardı ama şimdi hep kızıyor ama ben hiçbir şey yapmıyorum ki...
Bu Masal'ın bile anlayacağı bir ölçüdeyse, durum düşündüğümden de kötüydü... belki de Eylül'e bir psikoloğa gitmesini önerebilirdim, asla kabul etmeyeceğini bile bile... ama Masal'ı düşünmesini söylersem belki de aklına yatardı...
Serkan : Masalcım, annen sana kızmıyor... insanlar bazen öyledir, aslında başka bir şeye kızarlar ama sinirini başkasından çıkarırlar, yani en yakınında ona karşılık veremeyecek kim varsa ona bağırırlar. Annen sana kızmaz, o seni çok seviyor, hiç merak etme.
Masal : annem beni seviyorsa... o zaman babam mı beni sevmiyordu? Babam beni sevmediği için mi gitti? Annem de o gitti diye mi bana kızıyor?
Hay lanet. Her söylediğimi başka şeye çekiyordu... Ölümü bir çocuğa nasıl anlatabilirdim ki?
Serkan : hayır tabii ki hayır.. Baban seni de anneni de çok seviyordu. Ama bazen istemediğimiz şeyler olur.. babanın şimdi olmaması da öyle bir şey, yoksa o da senin yanında olmayı çok isterdi.
Masal : bana yalan söylemezsin dimi Serkan amca?
Serkan : söylemem
Masal : annem bana artık babanı sorma, o bir daha dönmeyecek dedi, doğru mu söylüyor?
Serkan : evet canım... baban dönmeyecek ne yazık ki...
Masal : onu çok özlüyorum.
Ben de...
Masal : Keşke gelse.. ama biliyor musun, annem bana bazen yalan söylüyor... bazen de doğru söylüyor ama ne zaman doğru söylüyor anlamıyorum.
Serkan : ne yalanı söyledi ki?
Masal : senin de gelmeyeceğini söylemişti ama sen geldin...
Serkan : o başka bir şey... ben hep gelicem..
Masal başka bir şey söylemedi ve neyse ki yemeklerimiz çabuk geldi. Yoksa daha zorlayıcı sorularla karşılaşacağımdan hiç şüphe yoktu...
Masal hala masanın üzerinde yürütmeye çalıştığı bebeğiyle oynadığında ona benim bir şeyler yemem gerektiğini anladım. Çorba soğuyana kadar sebze yemeğinden yedirmeye çalıştım ama ağzını açmadı...
Serkan : benim sana aldığım bebeği sevdin mi?
Masal ağzını açar açmaz ona yemekten yedirdim... itirazı yok gibi duruyordu...demek ki brokoli dışında diğer sebzeleri seviyordu...
Masal : çok sevdim... onunla uyuyorum biliyor musun? Hem ona benim ufak kıyafetlerimi giydiriyoruz. Annem kıyafet dikeceğini söylemişti ama hala yapmıyor. Söylediğimde de kızıyor.. yapamazmış. Ama söz vermişti...
Serkan : nasıl kıyafetler istiyorsun?
Masal ona verdiğim her kaşığı beni zorlamadan kabul ediyordu... demek ki onu konuşturmam lazımdı. Konuşmak benim alanımdı ama bir oyuncak bebekten bahsetmek? Yine de doğru yolda gibi görünüyordum..
Masal : pembe elbise dikecekti... parıltılı pembe elbisesi olacaktı Naz'ın...
Serkan : bebeğin ismi Naz mı?
Masal : evet... Naz. Güzel dimi?
Serkan : evet çok güzelmiş... annen Naz'ın elbisesini çok yoğun olduğu için dikememiştir ama Mine ablana söylerim, belki o yapabilir...
Ya da bir terziye verebilir diye ekledim içimden...
Masal : ıyy hayır... ben onu sevmiyorum
Serkan : Mine ablayı mı? Neden?
Masal : bilmiyorum... sevmiyorum işte... onu getirme bir daha, görmek istemiyorum
Serkan : tamam.. ama yarın bize geleceksiniz ve o da orada olacak... sen gelmek istemez misin?
Masal : o gelmesin o zaman
Güldüm...
Serkan : o pek mümkün değil... hem biz onunla evlenicez yani artık hep aynı evde kalıcaz. Eğer bana gelirsen onu hep göreceksin...
Masal birden ağlamaya başladı... ona uzattığım kaşığı da itti ve kaşıktaki çorbayı üstüme döktüm..
Masal : onu istemiyorum, istemiyorum işte... sevmiyorum. O gelmesin...
Serkan : neden böyle yapıyorsun Masal?
Masal : yalan söylüyorsun işte, annem doğru söylüyordu demek ki, sen gelmeyeceksin. Hep onunla kalacaksın, bize hiç gelmeyeceksin.
Serkan : sana doğru söylüyorum Masal, ben her gün gelicem. Hiçbir şey değişmeyecek ki... Hadi yemeğini ye.
Masal : bana ne! Yemicem!
Başlamıştık işte... bu işin başından nasıl kalkacaktım? Hem Mine'yi neden sevmemişti ki? Oysa herkes sevmiş, onu onaylamıştı...
Serkan : sana söz veriyorum... eğer gelmezsem, bir daha benimle konuşma tamam mı?
Masal : Yalan söylüyorsun işte!
Serkan : söz verdim ama...
Masal : tamam...
Rahatladım.. bir an bugünün tam bir kaos olacağını düşünmüştüm...
Masal : doydum. Oyuncakçıya gidelim ne olur!
Rahatlamayla gülümsedim.. gerçekten çok ama çok yorucu bir gündü... bir daha asla saatler süren duruşmalardan yakınmayacaktım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emanet
ChickLitKarısıyla çok mutlu olan bir adam en yakın arkadaşına eşini ve çocuğunu emanet eder ve sonradan olanlar ile her şey değişir...