Ağustos 2020 - Eylül
Nikah kararımızı arkadaşlarımıza söylemiştik ve en çok sevinen Songül olmuştu. Kıyafetimi alan da o olmuştu zaten, çok sade, güzel beyaz bir elbiseydi. Daha sonra Masal'a da çok tatlı bir gelinlik aldık. Bayılmıştı ve giymek için sabırsızlanıyordu...Songül : heyecanlı mısın? Yarın evleniyorsun...
Eylül: yani... heyecandan çok gerginim biraz. Ama yanlış bir karar vermediğimi biliyorum.
Songül : hiç de yanlış değil kardeşim... bu çok güzel bence. Hem ikiniz çok yakışıyorsunuz zaten... kader böyleymiş, demek ki böyle olması gerekiyormuş.
Eylül: evet, haklısın... böyle olması gerekiyormuş... Güney gelecek mi?
Songül somurtup kafasını iki ayrı yana salladı...
Eylül: biliyordum da bir ümit... bize çok sinirlendi. Benden nefret ediyor değil mi? Kim bilir hakkımda neler düşünmüştür.. Ali'yi çok çabuk unuttuğumu, hatta belki de onu aslında hiç sevmediğimi falan düşünüyordur
Songül : saçmalama kızım. Sevmedin mi, yuh! Herkes senin onu nasıl sevdiğini, onu asla unutamadığını biliyor. Güney de biliyor da inat işte. Anlamıyor... sanki aynısı onun başına gelse ömrünün sonuna kadar yalnız kalacak... ki o erkek, sen ise çocuklu bir kadınsın. Hem sen kötü bir şey yapmıyorsun ki. Kendini düşünüyorsun, kızını düşünüyorsun. Üstelik daha hayatının baharındasın...
Eylül: ben de tam bunu düşünüyorum... Ali, bana bıraktığı mektupta birini sevebilirsem sevmemi söylemiş. O zamanlar bu çok saçma gelmişti Songül... asla yapamam demiştim. Ali'ye olan sevgim, aşkım bambaşka... ama Serkan'ı da seviyorum. Aynı şekilde değil ama seviyorum işte...
Songül : biliyorum kardeşim... sen Güney'i boşver. Mutlu musun, memnun musun onu söyle bana. Serkanla yani...
Eylül: ya biliyor musun, her şey çok güzel Songül... o esprili, komik, düzgün ve iyi bir adam... beni güldürüyor, hiç üzmüyor, hem Masal'a da çok iyi davranıyor. Beni hiç üzmedi, bir gün olsun ona böyle "aşık" gibi davranmadığım için kızmadı, arkadaşmışız gibi oluşumuzdan hiç ama hiç yakınmadı...
Songül : aferin ona...
Songül'ün bakışları biraz değişmişti ama bunun ne anlama geldiğini anlayamamıştım...
Eylül: onunla olmak rahat... hem de çok. Üstelik bir çok konuda zevklerimiz de uyuşuyor... bazı zevklerimiz, Ali ile uyuştuğundan daha fazla uyuşuyor üstelik...
Songül yine değişik bir şekilde güldü... ne düşündüğünü tam olarak anlamlandıramıyordum ama bu gülüşü nedense beni utandırmıştı...
Eylül: Kendime itiraf etmekte güçlük çekiyorum ama...
Songül : ama ne?
Eylül: ben ondan hoşlanıyorum... hem de çok. Kocam vardı, ona aşıktım. Böyle düşünmem ne kadar doğru bilmiyorum ama... sanırım uzun zamandır Serkan'dan baya hoşlanıyorum. Aslında sadece çok çok yakın iki arkadaştan fazlası değil gibiyiz ama sanırım daha fazlasını istiyorum...
Songül şimdi de kocaman gülümsedi...
Songül : sen aşık olmuşsun!
Eylül: aşık mı? Yok artık Songül, saçmalama! Ne aşkı?! Sana hoşlanıyorum diyorum... o gerçekten hoş bir adam ve onunla mutluyum, hepsi bu... seninle konuştuğuma pişman etme beni...
Songül : hiç de bile! Hoş bir adammışmış... gel de külahıma anlat. Kızım sen baya baya aşık olmuşsun işte! Ali'yle ilk zamanlarınızda da sen böyleydin. İlk bana anlatmıştın, unuttun mu? "Songül, Ali çok yakışıklı, ben ondan hoşlanıyorum" demiştin bana.
Eylül: bu seferki farklı Songül... farkı biliyorum. Aynı değil işte...
Songül : sen Ali'yi uzun zamandır tanıyordun. Çocukluk arkadaşındı ve hep onu seviyordun zaten. O senin çocukluk aşkındı. Ama Serkan senin yetişkinlik aşkın işte. Kabul etmesen de bu böyle...
Eylül: artık aşktan bahsetmeyi keser misin?
Songül : konusunu açan sendin canım kardeşim
Eylül: off... aşık falan değilim ben. Hoşlanıyorum sadece... yani asla arkadaş gibi hissetmiyorum. Bir süredir hislerim başka... ama bunu yürütebilir miyim bilmiyorum
Songül : olur olur... bal gibi olur. Hem aşıksın... o da sana aşık... böyle olması gerekiyormuş işte.
Eylül: aşık değilim...
Songül : iyi tamam, aşık falan değilsin... dediğin gibi olsun Eylül hanım. Ama bak buraya yazıyorum... yakında bana gelirsin ben çok aşık oldum diye... seni tanıyorum Eylül, bana güven...
Aşık değildim, değildim değil mi? Bunu Ali'ye yapamazdım... ona da aşık olamazdım. Bir insan iki kişiye aşık olabilir mi?
Songül aklımdaki soruya cevap verir gibi konuştu...
Songül : bir yerde okumuştum, insan hayatı boyunca iki kez aşık olurmuş... herkesin ilk aşkı aynı zamanda son aşkı da olacak diye bir şey yok...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emanet
ChickLitKarısıyla çok mutlu olan bir adam en yakın arkadaşına eşini ve çocuğunu emanet eder ve sonradan olanlar ile her şey değişir...