80

760 23 15
                                    

Serkan: yani, düşündüm de, senin de kendine ait bir araban olsa...

Eylül: yoo hayır hayır.

Serkan: aynısından değil... daha küçük. Ufak olanlardan. Sana ve Masal'a kadar. Sevmez misin? Bence hoş olurdu. Ve tabii ihtiyacın da olabilir...

Eylül: Serkan, benim bunca zaman arabam olmadı, şimdiden sonra olmaması da bir sorun olmaz.

Serkan güldü...

Serkan: biliyorum biliyorum, ben sadece şansımı denemek istedim...

Eylül: tabii ki böyle bir şeyi kabul edemem. Ama yine de bugün arabanı bana vermen çok hoştu, böyle değerli bir şeyi kullanmama izin vermen... sonuçta acemi sayılırım, senelerdir araba kullanmadım, bir yere çarpıp güzelim arabayı mahvedebilirdim...

Serkan: ama çarpmadın...

Eylül: ama çarpabilirdim... ve hala da çarpabilirim. Daha evin önüne park edicem...

Serkan: arabam onu senin için yapabilir. Deneriz, olmaz mı? Seni büyük bir dertten kurtarır...

Rahatlamıştım... park benim her zaman kabusum olmuştur. Ve böyle büyük bir arabayı hasar vermeden park etmem pek mümkün görünmüyordu...

Eylül: hayatımda bir daha böyle bir arabaya binemem ben...

Serkan: benim olan her şey senin olacak Eylül... şimdiden buna alışsan iyi olur...

Böyle bir şeye alışılabilir miydi bilmiyorum. Songül'ün evinin önüne geldiğinde rahatlamıştım, hasar yoktu. Kendimle gurur duyarken Serkan bana bir park yeri göstermişti. Sonra bir tuşa bastı ve araba yavaş yavaş geri geri gitmeye başladı... teknoloji neler yapabiliyordu, şu hale bak!

Serkan: işe yarıyormuş... gördün mü?

Güldüm...

Serkan: haydi, gel de küçük hanımı alalım... çok özledim biliyor musun? Özellikle onun hastanelik olmasının kendi suçum olduğunu düşündükçe delirecek gibi oluyorum ama sanki aylarca ayrı kalmışız gibi hissediyorum...

Eylül: o da sürekli seni soruyor...

Serkan yanıma gelip kapımı açtı ve ben çıkar çıkmaz elimi tuttu... Songül'ün kapısını çalarken hala el eleydik. Elimi çekme ihtiyacı duymadım, nasılsa Songül bizim için en çok sevinen insandı, onun yanında Serkan'la yakın olmakta hiçbir sakınca görmüyordum.

Ama kapıyı Songül değil Güney açtı. Ben onu görür görmez elimi Serkan'ın elinden kurtardım. Serkan bana şaşkın şaşkın bakarken biraz darılmış duruyordu. Ona daha sonra da açıklayabilirdim...

Güney : hoşgeldiniz de Serkan sen neden ayaktasın kardeşim? Senin yatıyor olman lazımdı. Eh yani Eylül, bakmıyor musun Serkan'a? Buraya kadar getireceğine bir taksiye binseydin ya kızım...

Eylül : beni dinliyor mu sanıyorsun? Sabahın bir köründe çıktı gitti. Duruşması varmış...

Güney : iş aşkı ha... Eylül'ü bile dinlemediğine göre önemli bir işti galiba...

Serkan: Güney bak yine başlayacaksan...

Güney : yok be oğlum... tamam, ben sizin kararınıza tamamen saygı duyuyorum. Tepkim aşırıydı. Kusura bakmayın, tamam mı?

Songül de seslerimizi duyup kapıya gelmişti... beni görür görmez gülümseyip sarıldı...

Songül : Serkan sen neden ayaklandın? Güney, Serkan dinlenmeyecek miydi?

Güney : evet ama dinlememiş... işi varmış

Songül : Allah Allah... neymiş bu kadar önemli olan?

Eylül : Mine'yle önemli bir davaları varmış galiba...

Songül : e yuh, bir de Mine'yle... ee Serkan, ne yapıyormuş eski nişanlın?

Serkan: ne bileyim ben Songül? Sanki umrumda... çıkışta ayaküstü şöyle bir selamlaştık sadece...

Eylül: bana pek öyle görünmüyordu ama... neyse...

Songül ve Güney'in birbirine baktıklarını farkettim...

Güney : ne o Serkan, nişanlın seni eski nişanlınla mı bastı? Sen böyle hallere düşecek adam mıydın be!

Serkan: Mine benim iş arkadaşım, bu çok normal değil mi? Ama kıskanılmak güzel tabii...

Songül kahkaha atarken Güney de ona katıldı...

Güney : yaa, sen bir de bana sor.

Serkan: neden?

Güney : benimki de hiç kıskanmıyor. Bu işte bir tuhaflık var

Songül : ne kıskancam be? Hemşireyi de kıskanacak değilim, kız da işini yapıyor sonuçta.

Ben onların hallerine kahkahalarla gülerken Serkan bir elini hafifçe belime koydu... az önce elimi ondan kaçıran ben, bu sefer ondan uzaklaşmayı düşünmedim bile...

Songül : kapıda kaldınız yahu, deminden beri kapı önünde konuşup duruyoruz, içeri gelsenize. Bir yemek yiyin de öyle gidin bari

O kadar yemek yapmıştım ve hepsi de Serkan içindi. Şimdi Serkan'ın onları tatmasını istiyordum ve yemeklerin taze taze yenmesi daha güzel olurdu... fikrini çok merak ediyordum... umarım beğenir...

Merhaba 🖐🏻 taşındığımı söylemiştim ama hala kalıcak yer bulamadım o yüzden çok aksatıyorum biliyorum 😕 otelleri terkedip kalıcı bir yere taşınana kadar biraz sabredelim 🙏🏻💜

EmanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin