Gün daha yeni yeni aydınlanmaya başlamıştı ve birçok insan gibi biz de Serkan ile birlikte balonları izlemeye başlamıştık. Öyle güzel bir görüntüydü ki, Masal da bunu görebilsin diye birkaç fotoğraf çektim.
Serkan elimden tutarak beni balonların havalanmaya başladığı yere doğru çekti. Binecek miydik?
Eylül: binecek miyiz?
Serkan: evet... istemez misin?
Eylül: emin değilim, benim yükseklik korkum var.
Serkan: korkulacak bir şey yok ki, koskocaman balon içerisinde olacağız. Hem yukarıdan görüntü mükemmel olur...
Eylül: tamam, binelim...
Bir cesaret balona bindim. Yavaş yavaş yukarıya doğru süzülürken gözlerimi kapadım, Serkan'ın bana hafifçe güldüğünü duyar gibiydim. Bir koluyla beni sararak rahatlatmaya çalıştı.
Geçmek bilmeyen dakikalar sonunda artık daha yukarıya çıkmadığımızı farkettim. Serkan da kolunu çekmişti zaten... gözlerimi korkarak açtım ve karşımdaki manzaraya baktım. Aynı anda onlarca balonun öylece havada durması harika bir manzara ortaya çıkarıyordu. Gerçekten inanılmaz güzeldi.
Teşekkür etmek için neşeyle Serkan'a döndüm ama elinde açık bir yüzük kutusuyla bana büyük bir beklentiyle bakmasını tahmin etmiyordum...
Eylül: Serkan...
Ne olur dizlerinin üzerine çömelmesin, ne olur...
Neyse ki yanımda durmaya devam etti...
Serkan: zaten iki kez kabul ettin, ama bir kez daha duymak istiyorum Eylül, bu sefer istekle olacağından şüphem yok çünkü. Biraz ters oldu biliyorum ama bari bu kuru kuruya geçsin istemedim. Bir ömür boyu hayatıma ortak olur musun?
Kafamı salladım çünkü dilim tutulmuştu adeta, konuşamıyordum. Gülerek Serkan'a sarıldım ve onu öptüm...
Serkan: aldım ama, takar mısın?
Çekinir gibi bir hali vardı, bana alyansıma ek güzel bir yüzük almıştı ve takıp takmayacağımdan şüphe duyuyordu... takacaktım tabii ki!
Eylül: elbette...
O yüzüğü parmağıma geçirirken gülümseyerek ona baktım, o da çok mutlu görünüyordu, sonunda tamamen mutluydu... kendimden çok onu mutlu edebildiğime seviniyordum. Benim mutsuz geçen onca zamandan sonra mutlu olmamsa imkansız sanılanın gerçekleşmesinden farksızdı...
Eylül: burası çok güzel...
Serkan: öyle.. beğenmene sevindim
Eylül: Serkan, iyi ki hayatımdasın, ama iyi ki bu şekilde hayatımdasın... iyi ki...
Serkan: iyi ki hayatımdasın Eylül... iyi ki...
Bana sarıldığında başıma kötü hiçbir şeyin gelmeyeceğinden eminmişim gibi hissediyordum. Çünkü o beni her şeyden korurdu ve o yanımdayken hiç mutsuz olmazdım...
....
Serkan
Masal ikinci kez uçağa bindiği için heyecanlıydı, en az ilki kadar... ve yol boyunca bize sürekli babaannesiyle yaptıklarını anlatıyordu. Annemin uzun yıllar sonunda artık bir torun sahibi olmasına seviniyordum. İçinde kalmayacaktı en azından. Masal gibi sevgi dolu bir çocuğun ona bu mutluluğu tattırması harika bir duygu olsa gerek... çünkü kendimden biliyordum, Masal bir insanın sahip olabileceği en güzel evlattı...Biz eve dönerken Masal arabada annesinin kucağında uyuyakalmıştı, ara sıra onlara bakıp öyle kullanıyordum arabayı. Onu da arada aynadan bana bakarken yakalıyordum, fark edince de bakışlarını çekmiyor, bana gülümsüyordu. Hâlâ nasıl bu hale geldiğimizi düşünüp duruyordum, inanılmaz güzel bir aile olmuştuk, hayalimdekinden bile güzel...
Evimize geldiğimizde Eylül biraz Masal'ın odasında kaldıktan sonra kapımı hiç çalmadan, sormadan direkt yatağa yönelip yanıma yattı. Onun böyle rahat olmasını hayal bile edemezdim...
Eylül: öyle güzel bir haftasonuydu ki... çok teşekkür ederim Serkan. Asla unutmayacağım bir anı oldu...
Serkan: ben teşekkür ederim...
Eylül: hiç düşündün mü Serkan, Masal sence bir kardeşi olursa nasıl tepki verir?
Serkan: bence hoşuna gider
Eylül: o da öyle söylüyor
Serkan: nasıl yani? Ona sordun mu?
Eylül: hayır, Songül hamile olduğu bir zaman duymuştu, biz Masal abla olacak gibisinden bir şey demiştik. O da kardeşi olacağını sanmış, öyle olmadığını söyleyince üzülmüştü. Kardeşi olsun istiyormuş
Serkan: olursa ben mutluluktan kendimi kaybedebilirim... annem de öyle. Hiçbir zaman evlenmeyeceğimi düşünüyordu, benden öyle bir umudu kesmişti ki...
Eylül: meğer aslında beni bekliyormuşsun... ondan evlenemedin...
Serkan: şaşırtıcı ama öyle... seni farketmem uzun zaman aldı Eylül. Ama iyi ki geç oldu, kardeşim dediğim adama düşman olabilirdim.
Eylül: seni öpmemiş olsaydım asla farketmezdin. Ben de kızı için hayatta kalan bir kadın olarak yaşar giderdim. Sen diyorsun ya benim hayatıma anlam kattın diye, asıl sen benim hayatıma anlam kattın. Ali'nin erken gidişine bir sebep aradım durdum, iyi bir insandım, en azından kimseye bir kötülüğüm olmamıştı, Masalsa bir çocuk. Bu acıyı neden bu yaşımda çektiğimi düşündüm. Şimdi sebebini anlıyorum... seninle olmam gerekiyormuş. Belki Masal olmasaydı olabilirdik de. Çünkü o olmasaydı Ali'den boşanacaktım.
Serkan: boşansaydın da olur muyduk sence?
Birazdan sınavım başlayacak, başlamadan hemen bit bölüm atmak istedim 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emanet
ChickLitKarısıyla çok mutlu olan bir adam en yakın arkadaşına eşini ve çocuğunu emanet eder ve sonradan olanlar ile her şey değişir...