68

699 28 23
                                    

Bir Masal'a bir Cemre'ye baktım... kızımı bırakıp gidemem ki...

Neyse ki Cemre durumu anlayıp imdadıma yetişti...

Cemre : ben Masal'ın yanında kalırım, sen git...

Eylül: tamam ama bir şey olursa...

Cemre : ben haber veririm Eylül... merak etme burdan ayrılmıyorum... sen gelene kadar Masal'ın yanında olucam

Kafamı sallayıp odadan çıktım. Kalbim gümbür gümbür atıyordu. Kötü bir şey yoktu değil mi? Serkan iyiydi... lütfen iyi olsun... lütfen iyi olsun...

Kötü bir şey olsa Cemre bana söylerdi değil mi?

Güney, ameliyathanenin önünde bekliyordu...

Eylül: Güney! Beni çağırmışsın... o... yoksa?

Güney: hayır hayır... bir sorun yok şimdilik..

Eylül: oh...

Güney: Serkan ameliyattan çıktı, kurşunu kalbinden çıkardık ve beklediğimiz gibi kötü bir durumla karşılaşmadık. Ama ağır bir ameliyat geçirdi ve bir süre dinlenmesi gerekicek. İşten de bir süre uzak durması gerek. Yani öyle Masal kadar çabuk ayaklanamıcak...

Eylül: ama iyi, değil mi? Eskisi gibi olucak...

Güney : uzun bir aradan sonra, evet...

Rahatlama ve mutlulukla Güney'e sarıldım... uzun zamandır hiç iyi haber almamış gibiydim. Gerçekten de uzun zamandır aldığım en iyi haberlerdi bunlar... kızım da Serkan da iyiydi...

Eylül: ne zaman görebiliriz peki? Uyanık mı?

Güney : uyanması için biraz daha vakit var.. şuan yoğun bakım odasında, uyandıktan sonra eğer bir sorunla karşılaşmazsak onu da Masal gibi normal odaya alıcaz. Hem hemşirelerden rica ettim, Masal'la onu yan yana odalara aldırdım. Böylelikle o kattan o kata koşturmak zorunda kalmazsın

Eylül: sağol Güney... her şey için...

Güney: Eylül... özür dilerim. Bugün orada, sizin yanınızda olmalıydım. Siz benim ailem gibisiniz... kendi ailemden çok sizi görüyorum ben... tüm o sözlerim... yani ben saçmaladım, bu kadar üstünüze gelmemeliydim. Bu sizin kararınız sonuçta, karışmamalıydım...

Eylül: olsun, aile arasında böyle şeyler olur, değil mi?

Güney gülümsedi...

Güney: evet, haklısın sanırım...

Ben de karşılık olarak gülümsedim...

Güney : alınma ama berbat görünüyorsun...

Suratımı buruşturdum ve üstüme başıma baktım... kıyafetim berbat durumdaydı. Muhtemelen yüzüm ve saçlarım daha berbat durumdaydı...

Ayrıca kendimi çok yorgun ve güçsüz hissediyordum. Gözlerim de kapanıyordu... Güney az bile söylemiş olabilirdi, belki de şuan berbattan daha da kötü görünüyor olabilirdim, tabii eğer böyle bir şey mümkünse...

Güney: eve gidip biraz dinlensene...

Eylül: olmaz, Masal'ı bırakamam...

Güney: ama bu halde ona hiçbir faydan olmaz ki... git, birkaç saat dinlen. Üstünü değiştir, Masal'a da kıyafet al, oyuncaklarını getir...

Haklıydı... birkaç saatliğine de olsa eve uğramam lazımdı. Belki hemen duş alıp gelebilirdim... Masal oyuncaklarını isteyecek, onları da almam lazım... en sevdiği bebeği ve ayısı yanında olmalıydı, yoksa bütün gün söylenir dururdu...

Eylül: ama kızımı nasıl yalnız bırakırım? Üstelik Serkan'ın durumu da hala belli değil...

Güney: yalnız mı? Biz burda neyiz Eylül? Herkes burada. İkisinin durumunda da değişiklik olursa ben sana haber veririm. Haydi, git ve biraz dinlen. Biraz uyumayı da ihmal etme ne olur

Masal'ı düşününce hafifçe güldüm...

Eylül: iğneleri senin yapmanı istiyor... illa Güney amcam gelsin, o yapacak dedi... senin elin çok hafifmiş, diğer herkes çok acıtıyormuş

Güney kocaman güldü...

Güney : bak sen... tamam, ben hallederim.

Eve gittim, daha doğrusu Serkan'ın evine... önce duşa girdim, tüm kiri, üzüntüyü ve yorgunluğumu atmak istiyordum. Sıcak su iyi gelmişti, iyice rahatlamış, tüm gerginliğimi atmıştım. Duştan çıktıktan sonra koridorun başındaki odama gitmek yerine banyonun en yakınındaki odaya doğru ilerledim. Serkan'ın odasına... bir zamanlar bana vermeye çalıştığı odaydı bu, herhalde girmeme kızmazdı... ama girmekten biraz fazlasını yaptım, ıslak saçlarım ve az önce giydiğim yeni kıyafetlerimle onun yatağına uzandım. Ve kendime sadece beş dakikalığına yatma sözü vermeme rağmen kendimi uzun bir uykuya teslim ettim...

Uyandığımda nerde olduğuma şaşırdım, etraf karanlıktı tam seçemiyordum ama kendi odamda olmadığımı biliyordum. Sonra anladım, hala Serkan'ın odasındaydım ve aklımdaki sorulara, hastanedeki kızımla ve nerdeyse kocam olacak adama duyduğum endişelere rağmen rahatça uyuduğumu anladım... nasıl bu kadar rahat olabildim?

Telefonuma baktığımda neyse ki hiç arama olmadığını görünce rahatladım, demek ki hala bana haber verecekleri bir durum olmamıştı. Masal'ın oyuncaklarını ve birkaç parça eşyasını da alıp evim diyebileceğim daireden çıkıp hastanenin yolunu tuttum...

EmanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin