Bir süre ara verdim ve bu benim için de tamamen beklenmedikti, bu yüzden özür diliyorum. Bir süre uğraştığım bir sürü problem var ve burayla ilgilenmek aklımın ucundan bile geçmemişti.
Şimdi geldim, sonraki bölüm için söz veremesem de sınavlarım bitince (sonuncusu haftaya) daha rahatlayacağımı tahmin ediyorum.
Bu sürede okumadan biriken kitapları da okuyacağım. Hepsi aklımda ve beni bekliyorlar biliyorum :)
Önceden bahsettiğim diğer hikayeyi biraz şekillendirdim ama hikayenin başı konusunda sıkıntılarım var, belirli bir olay örgüsünün hangi zaman diliminden başlayacağımı bilemediğim için onu da henüz paylaşamadım. Neyse, bir süre bu bölümle idare edeceğiz sanırım.
Kendinize iyi bakın 💙
....
Serkan
O gün kızımı okuldan almak bana düşmüştü, Eylül kafedeki bir organizasyon yüzünden bir türlü ayrılamamıştı, ama ben onu hemen gidip ordan almak ve evimize gitmek istiyordum. Yoruluyordu, bunu farkettiğimi bilmesine rağmen işten bir türlü ayrılmıyor, sürekli kendi ayakları üzerinde duracağını söylüyordu. İzin verip vermemem gibi bir şey söz konusu bile değildi ama en azından yaz ayında dinlenmesini isterdim.Yaz okulu yapılan su parkının önünde bekliyordum, vaktin geldiğini görünce ben de arabadan inerek çocuklarını bekleyen ebeveynlerin içine karıştım. Masal bir türlü çıkmıyordu, belki de annesini aradığı, beni de beklemediği için bir yerlerde öğretmenini bile arıyor olabilirdi...
Dayanamayıp içeri girecekken biri bacaklarıma yapıştı, Masal'dan başkası değildi elbette, gülümsedim. Ama Masal'ın suratını görünce gülümsemeyi bıraktım, neden üzgündü?
Serkan: prenses? Ne oldu sana?
Masal bir şey söylemeden bana sarılmıştı, gitmek istediğini söyleyince çantasını alıp elinden tuttum ve arabaya götürdüm. Keyfi yerine gelsin diye onu ön koltuğa oturtmuş, emniyet kemerini dikkatlice ayarladıktan sonra koltuğu ona göre ayarlamıştım.
Ama o mutlu değildi, hâlâ bana söylemediği bir sebepten ağladığı için ön koltuğa oturduğunu bile anladığından şüpheliydim. Ben de koltuğuma geçtikten sonra, arabayı çalıştırmadan ona döndüm ve gözyaşlarını sildim.
Serkan : ne oldu söyler misin Masal? Merak ediyorum ama ben... biri bir şey mi söyledi? Bir şey mi yaptılar? Canını mı acıttılar?
Masal hızla kafasını iki yana salladı. Üstüne baktım, düşmüş gibi görünmüyordu, dizlerinde iz yok, dirseklerinde de düştüğüne dair herhangi bir iz yoktu.
Serkan : o zaman ne oldu söyler misin? Çok merak ediyorum
Masal iç çekti...
Masal : ben babamı gördüm.
Ne? Nasıl?
Masal : bana yalan söylemezsin dimi? Benim babam öldü, hiç göremicem onu artık, ama sen benim babamsın ve beni hiç bırakmayacaksın değil mi?
Serkan: aynen öyle bir tanem... ama babamı gördüm de ne demek? Bu imkansız...
Masal : ben hatırlamıyorum ama aynı resimdeki gibiydi! Gittim yanına, sarıldım ama o beni itti. Neden gelmiyorsun, neden bizi bıraktın dedim ona. Ama o, ben senin baban değilim, nasıl olabilirim ki dedi.
Serkan : o baban olamaz, sen benzetmişsin sadece. Sana açıklamıştım, biliyorsun. Baban maalesef öldü ve dönmesi, yanımızda olması mümkün değil. Onu görmüş olamazsın. Bir daha kimse onu göremez
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emanet
ChickLitKarısıyla çok mutlu olan bir adam en yakın arkadaşına eşini ve çocuğunu emanet eder ve sonradan olanlar ile her şey değişir...