Serkan söylediklerinden sonra bana kaşlarını çatmış bakarken birden Masal'ın yanından ayrılıp cam kenarına geçti ve arkasını döndü... artık ne düşündüğünü ya da aklından benim hakkımda neler geçtiğini kestiremiyordum. Bir faciaya sebep olduğumu düşündükçe kendimi daha da kötü hissediyordum...
Masal : anne... lütfen ben Serkan amcamla kalsam... o beni evimize getirir, değil mi Serkan amca...
Eylül: onun işi var annecim. İşi olduğu için bize de gelemiyor, unuttun mu?
Masal : o zaman biraz daha kalalım... bak çok güzel resim yapıyorum
Eylül: tamam, yap bitir, gidiyoruz. Oyalanma ama...
Serkan bana doğru dönmeden, hala dışarı bakıyorken sessizliğini bozmuştu...
Serkan: Cemre sana biraz daha izin verebilir değil mi? Ama sen zaten benden kaçtığın için bu bahaneyi sonuna kadar kullanacaksın...
Eylül: senden kaçmıyorum. Sadece yaptıklarımdan ötürü hala utanıyorum tamam mı? Ayrıca senin de işin vardır, fazla tutmak istemiyorum.
Serkan : tabii tabii...
Eylül: Serkan... Masal seni görmek istedi, hepsi bu. Kendi gelebilecek yaşta olsaydı buraya kadar gelmezdim bile tamam mı?
Serkan: burada durmak istemiyorsan çık git işine o zaman Eylül. Ne diye hala duruyorsun ki?
Eylül: kızım burda çünkü!
Serkan: kızını yemem Eylül... daha önce kaç defa emanet ettin. Sen git işine bak, ben sonra sana getiririm...
Sinirliydi... sebebini anlayamıyordum...
Eylül: bana neden bu kadar sinirlisin? Mine ile aranız benim yüzümden mi bozuldu?
Serkan bana doğru dönmüştü...
Serkan: sana sinirli değilim Eylül... sadece kafamı karıştırıyorsun. Günlerce benden kaçıyorsun ama şimdi iş yerime kadar geliyorsun. Masal'ı getirip kaçmanı beklerdim ama hala burdasın. Ayrıca aramızın bozulduğunu nerden biliyorsun?
Eylül: yüzüğün yok... sen yüzüğünü saklayacak bir adam değilsin...
Serkan: dikkat ettin yani...
Hiçbir şey söylemedim...
Serkan: hayır Eylül... öyle biri değilim. Ben birkaç gün önce nişanı bozdum.
Eylül: neden böyle bir şey yaptın?
Serkan: sana söylemiştim. Onu sevmiyorum. Düşündüm ve bir karar verdim. Yalnız ölmeye razı oldum, yol yakınken nişanı bozdum. Seninle bir alakası yok. Neden olsun ki?
Bunun üstüne hiçbir şey söyleyemedim..
Serkan : Eylül... yanımda rahatsız olmana gerek yok. Ben her şeyi anlıyorum... bunu neden yaptığını anlayabiliyorum... durumu anlayabiliyorum. Arkadaşlığımız bozulmasın istiyorsan bozulmayacak. Ama bunu bahane edip artık beni hayatında istemiyorsan bunu bir an önce Masal'a anlatmalısın... ayrıca onun özlemi tek taraflı değil... ben de onu özlüyorum... böylece ben de kendimi hazırlarım.
Masal'a baktığımda tüm dikkatini resmine vermişti.
Eylül: anlıyor musun? Ben bile kendimi anlamazken sen beni nasıl anlayabilirsin ki?
Serkan: çok basit... her şeyi kendi ağzınla söyledin aslında. Eylül sen çok tahlisiz bir acı yaşadın, büyük bir aşk duyduğun adamı kaybettin. Biz o sırada ondan konuşuyorduk, seninle saatlerdir beraberdik ve sen beni ona benzettiğini söylüyordun. Onu kaybetmenin üstünden bir buçuk yıl geçti ve sen gece gece duygusal bir boşluk yaşadın. Bu çok normal ve anlaşabilir bir şey. En azından ben anlayabiliyorum...
Eylül: bu çok berbat bir savunma... duygusal boşluk ha? Hayır Serkan bu yaptığım kabul edilemezdi... hiçbir bahanesi yoktu.
Serkan: var Eylül... ben anlıyorum. Ayrıca bunu tek başına üstlenmene izin veremem... asıl hatalı olan bendim Eylül...
Eylül: sen mi? Sen hiçbir şey yapmadın. Her şeyi yapan bendim Serkan.
Serkan: yanılıyorsun... ben de sana karşı-...
Tamamlamasına izin vermedim. Yeter, bu kadarı fazlaydı. Ondan duyamazdım, ben hala bu kadar utanıyorken olamazdı...
Eylül: çünkü şoktaydın! Neye uğradığını şaşırdın! Beni üzmeyi asla istemezdin ve... beni incitecek her şeyden kaçarken yapacağın en iyi şey bu olurdu. Aramızdaki her şeyi yıkan aptal benim!
Serkan: yanılıyorsun... sebebi bu değildi...
Eylül: tabii ki buydu Serkan. Başka ne olacak ki? Ben bile kendimden böyle bir şeyi beklemezken... sen de bunu beklemiyordun ya... yapılacak tek açıklama bu. Oysa benimkinin hiçbir açıklaması yok.
Serkan yeniden cama doğru döndü. Yine aklından neler geçtiğini anlayamıyordum. Masal resmine dalarken bizi dinlediğini sanmıyordum...
Serkan: bunu söylersem sadece kendimi kandırmış olurum...
Eylül: ne peki o zaman? Neden?
Serkan: ikimizin sebepleri benim için ayan beyan ortada Eylül... seninkini açıkladım. Benimki ise...
Eylül: seninki...
Serkan: inan bana, bunu asla bilmek istemezsin Eylül..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emanet
ChickLitKarısıyla çok mutlu olan bir adam en yakın arkadaşına eşini ve çocuğunu emanet eder ve sonradan olanlar ile her şey değişir...