127

481 28 7
                                    

Eylül
Şaşırmıştım... dün gece neleri konuşurken şimdi bir anda tatil planları mı yapıyorduk? Ne ara bunları düşünür olmuştuk?

Eylül: tatil mi?

Serkan: evet... yeri siz seçin, ben hemen hemen her yeri gördüm. Gideceğimiz yeri siz seçin istiyorum

Eylül: Serkan, gerek var mı ki onca masrafa? Bilmiyorum...

Serkan: sevmez misin?

Eylül: dedim ya, ben en son balayında tatile çıktım. Hem Ali'nin işini biliyorsun, iki gün evde oturabilse şanslı sayıyordu kendini... hiç cesaret edemedik uzaklaşıp tatil yapmaya..

Serkan: o zaman sen de istersin... ne yani, tek düşündüğün masrafı, öyle mi?

Eylül: e tabii ki... yoksa tatili kim sevmez ki?

Serkan: sen o kısmı düşünme. İmkanımız var, yapabiliriz. Aylarca gezmeyeceğiz ya alt tarafı bir hafta on gün tatil yapacağız.

Eylül: sen öyle diyorsan, tamam. Ege tarafları olsun o zaman...

Serkan: tamam... ben ayarlarım. Tarihler senin için önemli mi? Okullar kapandıktan sonrasına ayarlayacağım.

Eylül: hayır, sen kendi işine göre ayarla...

Serkan: peki... Masal da denizle ilk kez tanışacak o halde...

Eylül: evet...

Masal : Deniz kim baba?

Serkan: hiç kimse tatlım, denizde yüzeceğiz. Sen daha önce hiç yüzmemişsin, biz de bu yüzden okullar kapandıktan sonra tatile gideceğiz

Masal : vay! Ömer de bizimle gelecek mi?

Eylül: onu düşünürüz. Olmadı onu Simit'le bırakırız olur mu? Böylece yalnız kalmaz

Masal : ama ben onu özlerim

Serkan : sadece bir hafta... sonra doya doya oynarsın, olmaz mı?

Masal : olur galiba...

Gülümsedim...Serkan gülümseyerek kolunu omzuma attı. Karşıdan bakan, bizi hiç tanımayan insanların bizim çok mutlu bir aile olduğumuzu düşünürdü. Hiç problemleri olmayan, sıkıntılar geçirmemiş, tek çocuklu mutlu bir aile... ama içerden öyle miydi sahiden?

Öyle olduğuna inanmak istiyordum. Gerçekten mutlu olduğumuza ve hep olacağımıza.. aramızda hiçbir sorun yaşanmayacağına...

...

Eve döndüğümüzde ikimize birer kahve yaptım, ben sınav kağıtlarını okurken Serkan da Masal'a okuması için yardım ediyordu.

Serkan: aferin kızıma! Annesi, hepsini doğru okudu kızın. Birinci sınıfı direkt atlasa bile olur bu akıllı bıdık.

Eylül: ama daha matematiği öğrenmesi gerek...

Serkan: bak işte onu ben de hiç yapamazdım...

Masal : kötü adamları hapse atarken matematik gerekiyor mu baba?

Serkan: gerekmiyor elbette...

Masal : o zaman matematik öğrenmeme gerek yok. Ben babam gibi avukat olmak istiyorum, kötü adamların hapse atılmasını sağlıcam

Eylül: ama kazandığın parayı sayabilmek için matematik öğrenmek gerekiyor. O yüzden her dersi öğrenmek şart küçük hanım, kaçamazsın...

Masal : of! Ben oyun oynamak istiyorum

Serkan: bence hakettin. Biraz dinlen bakalım..

Masal : oynayabilir miyim anne?

Eylül: her seferinde bana da sormana gerek yok annecim. Baban izin verdiyse oyna tabii...

Masal kitabını alarak odasına geçerken Serkan da yanıma gelmiş, kağıtlara bakıyordu, birkaç yazılanı okuyup güldü. Sonra da arkama geçerek omuzlarımı ovmaya başladı..

Eylül: nasıl iyi geldi, bilemezsin

Gülerek devam etti... ben masajıyla rahatlarken o masajı bitirip saçıma bir öpücük bırakarak çantasından evraklarını çıkardı...

Eylül: bu sefer ne davası?

Serkan: söz konusu bir ölüm var. Katil damgası yiyen adam ölen çocuğun abisi. Benim müvekkilim de o. Öldürmediğini, suçu olmadığını söylüyordu. Ben de öyle olduğuna inanıyordum. Olayı görmüştü ama kimin yaptığını söylemiyordu. Önce kendi düştü dedi ama otopside dışarıdan darbe aldığı görülmüş

Eylül: çok kötü... Peki sence kim yaptı?

Serkan: sonrasında da kendisinin yaptığını söyledi. Ben buna inanmıyorum. Bence yapanı biliyor ve saklıyor. Korkuyorum ama yapan annesi ya da babası olabilir. Ama bunu kendisinin yaptığını söylerken benim onu savunmam mümkün değil. Ya gerçeği bulup onu gerçeği söylemesi için ikna edeceğim ya da hapse girecek. Çünkü bütün deliller onu işaret ediyor...

Eylül: nasıl anladın peki? Yani ben öldürdüm demiş sonuçta...

Serkan: uzun uzun yıllar olmadı tabii ama ben de belli bir tecrübe edindim. Komik bulabilirsin...

Eylül: bulmam tabii ki... sadece merak ediyorum

Serkan: içgüdülerime güveniyorum. Ben bunca zaman bir sürü insan tanıdım, suçluları da savunduğum oldu elbette, ama onlar hırsız falandı. Bir katili ya da bir tecavüzcüyü aç kalsam da savunmam. Ve bunca zaman edindiğim tecrübelere göre insan sarrafı olduğumu düşünüyorum. O, asıl suçluyu saklıyor. Bunu yapan ailesinden biri, onu koruyor.

Eylül: insan evladına zarar verebilir mi?

Serkan: neler olduğunu bir bilsen...

Eylül: korkunç... düşüncesi bile korkunç. Biz evladımızı pamuklara sarıp büyütürken onlar bu kadar ileriye de gidip nasıl evladına kıyabilir ki?

Serkan nefesini sesli bir şekilde verip bana sarıldı... onun yanımda olması bana her anlamda güç veriyordu. Ali öldükten sonra ilk düşündüğüm,  Masal'ı tek başıma nasıl yetiştireceğim olmuştu. Artık bunu düşünmeme gerek olmadığını biliyordum, çünkü artık yalnız değildim... Serkan'a evet dediğim günden beri yalnız değildim...

EmanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin