Ben daha iç dünyamda kendimle çelişip dururken bir yandan da kendimi ona daha yeni bırakmıştım ki o birden benden uzaklaştı, hemen ayağa kalkıp elleriyle yüzünü kapadı. Benim yapamadığımı yaptı ve bu duruma bir son verdi...
Eylül: kahretsin! Hayır hayır hayır... çok özür dilerim Serkan, çok özür dilerim. Aman Allahım ben ne yaptım... ben... ben çok özür dilerim.
Yerinde duramıyor, odanın içinde bir ileri bir geri gidiyor, yüzünü benden gizliyordu... kendisine haksızlık ediyordu, bu kadar işkence çekmemeliydi..
Serkan: kendine eziyet etme Eylül. Özür de dileme...
Eylül: Neden yaptım bilmiyorum. Aklımdan ne geçiyordu ki? Ben... ben özür dilerim...
Serkan: özür dileme demiştim ama... gerçekten sorun yok.
Eylül: nasıl sorun olmaz? Ben... ben ne yaptım? İnanamıyorum nasıl yaptım bunu? Aklımdan ne geçiyordu ki?!
Serkan: Eylül, yalvarırım kendine eziyet etme. Olmamış var sayalım tamam mı?
Eylül: olmamış mı varsayalım? Şaka mısın sen Serkan? Ben az önce kocama ihanet ettim! İhanet! Ben onu seviyorum... ben...
Ben de kardeşime ihanet ettim Eylül...
Serkan: bir şey olmadı Eylül tamam mı? Şimdi sakinleş ve otur lütfen şuraya
Eylül: burası benim evim! İster otururum ister kalkarım
Serkan: ne yapmamı istiyorsun? Gideyim mi?
Eylül: evet!
Tam gidecektim ki durdurdu...
Eylül : hayır... bilmiyorum. Serkan ben çok utanıyorum... çok... nasıl oldu bilmiyorum, ben birden... yapmamalıydım.. özür dilerim. Yani ben kocamı seviyorum ve sen.. sen nişanlısın! Evlenmek üzeresin... Ben naaptım?
Serkan: bütün eziyeti kendin yüklenmene asla izin vermem Eylül. Ben de sana karşı çıkmadım. Yapabilirdim ama yapmadım. Bu yüzden kendine eziyet çektirme artık. Otur lütfen...
Eylül: yapmadın... yapamadın çünkü şoktaydın...
Hayır, yapmadım çünkü bunu istemedim...
Eylül: yok, ben bakamıyorum... yüzüne bakamam artık... bitti. Buraya kadar... arkadaşlığımız da bitti.. iğrenç bir insanım ben, iğrenç!
Serkan: Eylül... iğrenç falan değilsin.
Eylül: sanırım bir an Ali'den konuşmak... yani sende onu görür gibi oldum ve ben...
Kollarından tuttum ve hafifçe sarstım. Hala bana bakmıyordu...
Serkan: Eylül, lütfen beni dinle ve sakin ol tamam mı? Hiçbir şey olmadı... ben bugün gidicem ve yarın yeniden gelicem, Masal'la vakit geçirip yine gideceğim... sen de güzelce uyu ve iyice dinlen tamam mı? Burda bir suçlu yok... anladın mı beni?
Kafasını salladı, hala bana bakmıyordu ama usul usul ağladığını görebiliyordum. Onu daha fazla utandırmamak ve üzmemek için evden çıktım. Ve tabii ki yarın yeniden gelecektim. Onun için hiçbir şey yaşanmamış gibi davranacaktım. Kendi içimde bunu yapmak çok zordu, hala kalp atışlarımı bir düzene sokamamıştım ama onun için yapacaktım...
Ali... Ali onu bana emanet etmişti, sadece göz kulak olmamı istemişti ve ben... ben onun karısını öpmüştüm... aslında ilk o beni öptü ama ben karşılık vermeyebilirdim, onu nazikçe reddedebilir, yeniden iyi adam olabilirdim. Ama yapmıştım, ben de onu öpmüştüm çünkü o an bunu istemiştim. Yeniden olsa ister miydim peki? Cevabı beni korkutuyordu...
Sabaha kadar dün gece yaşananları düşünmekten uyuyamadım... daha önce kimseyi düşünecek kadar uykusuz kalmamıştım. Kimseyi düşünme ihtiyacı duymamıştım çünkü. Zaman zaman Eylül'ü ve Masal'ı düşünüp içim sıkılırdı ama bu sadece onları merak ettiğim için olurdu.
Oysa şimdi çok farklıydı. Sadece gülüştüğümüz anları ve beni öpüşü aklıma geliyordu, en kötüsü de çok istememe rağmen o anı aklımdan bir türlü atamıyordum. Düşündükçe kalbim hızlanıyor, beni bir türlü uyutmuyordu...
Yavaş yavaş deliriyordum sanırım, bunun başka bir açıklaması yoktu...
Eylül
Derin bir utanç içindeydim. Keşke yer yarılsa, ben de içine girseydim. Öyle çok utanıyordum ki... neden böyle bir şey yapmıştım ki? Nasıl yapardım? Onu bir daha göremezdim, bu utançla onunla eskisi gibi konuşamazdım. Dediği gibi gelirse artık kapıyı açmayacaktım....İşe gitmek zorundaydım ama hiç uyumamıştım. Cemre beni görünce şaşırmıştı. Uzun zamandır beni böyle görmemişti çünkü... belki sadece geçen sene..
Cemre : Eylül! Ne oldu sana böyle?
Eylül: uyuyamadım bir şey yok
Cemre : hiç iyi görünmüyorsun... istersen eve gidebilirsin
Eylül: gerek yok, toparlarım kendimi...
Cemre : sen yine ağladın mı tüm gece? Bittiğini sanıyordum...
Eylül: bitti Cemre... dün her şeyi kendi ellerimle bitirdim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emanet
ChickLitKarısıyla çok mutlu olan bir adam en yakın arkadaşına eşini ve çocuğunu emanet eder ve sonradan olanlar ile her şey değişir...