Serkan
Tabii ki bunu ona söyleyemezdim çünkü beni anlayamazdı. Söyleyemezdim çünkü eğer söylersem, bir daha beni görmek istemezdi, gerçek anlamda... ve aramızdaki bu dostluk da sonsuza dek biterdi... ve bir daha Masal'ı da göremezdim. Keşke aksi mümkün olabilseydi ama bunun imkansız olduğunu da biliyordum.Eylül: nasıl yani? Bu ne demek Serkan? Söyleyeceğin şeyi bilmek istiyorum
Serkan : inan bana Eylül, bu kesinlikle duymak isteyeceğin bir şey değil..
Eylül: yine de ben bilmek istiyorum desem?
Serkan: benden nefret edersin...
Eylül: böyle bir şey mümkün değil
Serkan: böyle olacağını biliyorum. Aslında bilmen lazım, ama bilmemen daha iyi
Eylül: Serkan... lütfen?
Bilmesi gerekirdi... bunu ondan saklayamazdım. İçimdekileri idrak ettikten sonra geri dönülmez bir yola girdiğimi, önümde de üç seçenek olduğunu biliyordum. Ya bunu saklayıp hiçbir şey olmamış gibi devam edecektim hayatıma... ya da anlatacak, aramızdaki tüm dostluğu bitirecektim. Ya da savaşacaktım...
Serkan: bunu nasıl açıklayabilirim inan bilmiyorum Eylül. Bunu itiraf etmesi çok zor. Yeri de değil üstelik...
Hala resmini çizmeye çalışan Masal'a baktım. Yanına gidip kağıdı kalemi yanına alması için yardım ederek onu sandalyeden indirdim. Kapıyı açarak hemen kapının yanındaki masada oturan Esra'nın yanına giderek Eylül gelene kadar Masal'ı oyalamasını istedim.
Odama döndüğümde Eylül koltuklardan birine oturmuştu..
Eylül: buna gerek var mıydı?
Serkan: vardı...
Eylül: peki... seni dinliyorum.
Beklenti içindeydi... az sonra duyacaklarından habersiz benim yüzüme bakıyordu. Muhtemelen son kez...
Serkan: o geceden sonra, yani Ali'yi kaybettiğimizi öğrendiğimiz günden sonra onun bana vasiyet ettiği şeyi yapmam gerektiğini biliyordum Eylül... sizi yalnız bırakmayacaktım, ilgilenecektim çünkü söz vermiştim. Vermesem de yapardım ama şimdi bu benim için bir görev haline gelmişti... bir zorunluluk.. bu yüzden ilk günler her gün geldim çünkü sen gerçekten kötüydün ve merak ediyordum. Ama sonra artık araları açacaktım çünkü git gide iyi oluyordun. Ama yapmadım. Geldiğim zamanların arasını açamadım, her gün geldim çünkü Masal'ı özlüyordum, en azından o zamanlar tek sebebin bu olduğunu düşünüyordum. Tamamen iyi niyetimle geliyordum. O geceye kadar...
Eylül bir şey söyleyecek gibi oldu ama elimi kaldırıp onu susturdum...
Serkan: o an... bende bir şeyler oldu. Bunu nasıl tarif edebilirim bilmiyorum. Bir sıcaklık... evimde gibi hissettim. Ya da olması gereken buymuş gibi...
Eylül bana şok içinde bakmaya başladı, konunun nereye gittiğini anlamıştı... ama bana henüz tiksintiyle bakmıyordu, henüz...
Serkan: ama o an bu sıcaklığın ya da kalbimdeki ritmin hızlanışının sebebini anlamamıştım. Seni reddetmem gerektiğini biliyordum ama yine de yapamadım çünkü bunu istemedim. Sebebi seni incitmemek falan değildi yani... bunun yanlış olduğunu bile bile kendimi tamamen senin ellerine bırakmıştım.
Bir an durup tepkisini ölçtüm. Hala şaşkınlık içerisindeydi ama hala nefret göstergesi yoktu gözlerinde. Kalkıp gitmemişti de... bu yüzden devam ettim.
Serkan: ama sen kendini çok kötü hissetmiştin ve ben de seni rahatlatmak adına unutacağımı söyledim. Öyle de yapacaktım. Bu olabilirdi, sebebi sana söylediğim şeydi... onu özlüyordun ve karşında ona çok benzettiğin biri vardı. Ama benim seni reddetmeyişim için bir sebep bulamamıştım. Ama o günden sonra ne zaman gözümü kapatsam o an aklıma geliyor, kalbim gümbür gümbür atıyor... en sonunda, her şeyi birleştirdim. İlk günden beri seni düşünmem... sadece meraktan ve endişenden sandığım o düşünmelerim... her gün gelmelerim, gelmeden duramamalarım... o anın aklımdan çıkamaması... hepsinin tek sebebi vardı ve ben bunu yeni anladım... ben sana a-...
Eylül: hayır Serkan... sakın. Sakın o cümleyi tamamlama, ne olur...
Serkan: sana duymak istemeyeceğini söylemiştim. Ben kardeşimin bana olan güvenine ihanet ettim Eylül... her şeyin farkındayım. Ama seni daha fazla kandıramam. Bilmen gerekiyordu, özür dilerim...
Eylül: ben ne diyeceğimi bilemiyorum...
Serkan : bir şey söylemene gerek yok zaten... o gün beni öpmemiş olsaydın ben muhtemelen bunun farkına asla varamayacaktım. Ama bu zamana kadar seveceğim birini bulamamın sebebi çok açık bir şekilde belliymiş. Çünkü o aslında hep yanımdaymış...
Eylül : Serkan... lütfen devam etme
Serkan: Eylül, hiçbir şey için zorunda değilsin... ama ben burdayım Eylül, istediğin her şekilde... bir aşık, bir arkadaş ya da sadece bir avukat olarak. Beni hayatında istediğin yere koyabilirsin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emanet
ChickLitKarısıyla çok mutlu olan bir adam en yakın arkadaşına eşini ve çocuğunu emanet eder ve sonradan olanlar ile her şey değişir...