65

766 32 14
                                    

Bugün nikah günümdü ve tam üç gündür Serkanla yüz yüze görüşememiştik. Masalla kendi eşyalarımı toplamış, kolilere doldurmuş, Serkan'ın evine götürmüştüm. Serkan büyük eşyalar için depo ayarlayacağını söylediği için hepsini bırakmıştım. Hepsini Ali ile biriktirdiklerimizle almıştık, hiçbirini çöpe atmak istemiyordum, hatıraları vardı.

Masal : anne, yeni odam kocaman olacak değil mi?

Eylül: evet kızım... kocaman

20 gün önce/ Eylül
Serkan bizi evine getirmiş, kalacağımız odalarla ilgili ayarlamaları yapıyorduk. Uzun bir koridor vardı, koridorun en ucunda da onun odası. O odanın hemen yanında büyük bir oda vardı, diğer oda ise koridorun diğer ucundaydı.

Kendi odasının yanındaki odayı gösterdi önce bize...

Serkan: burası senin odan olur Eylül... büyük, ferah... gerçi diğer oda da hemen hemen bunun kadar, belki biraz daha küçüktür...

Eylül: yok, burada Masal kalsın... ben diğer odaya geçerim

Serkan bir an anlayamadı ama sonra suratını astı...

Serkan: tabii... benden en uzak odayı seçeceğini unutmuşum

Eylül: hayır Serkan, öyle değil. Yanlış anladın

Serkan: tamam Eylül, sorun değil. Hangisini istiyorsan o senin odan olabilir

Eylül: anlamıyorsun... ben geceleri... yani çok uyanıyorum. Ve bazen çığlık çığlığa... yani Masal'ın uykusu çok derin ve o uyanmıyor ama sen uyanırsın. Rahatsız etmek istemiyorum...

Suratı farklı bir hal almıştı.. üzgündü...

Serkan: kabus mu görüyorsun?

Eylül: evet... her gece değil ama yine de... yani çok gerçekçiler

Serkan: ne zaman başladı?

Cevap vermedim ama o anladı...

Serkan: ben rahatsız olmam Eylül... ama sen bunu düşünüp rahatsız olacaksan, şöyle yapalım. Kızından uzakta olma, benim odamı al, ben de diğer uçtaki odayı alırım.

Eylül: olmaz öyle... yani gerek yok, sen odanda kal, düzenini bozma lütfen...

Serkan sevecenlikle gülümsedi...

Serkan: önemli değil Eylül... alt tarafı bir oda..

......

Nikah vakti yaklaşıyordu, beyaz elbisemi giydim, Masal'ınkini de giydirdikten sonra saçımı düzelttim biraz. Hafifçe şekil verdim ve biraz da makyaj yaptım. Masal'ın övgülerini de aldıktan sonra bir taksiye binip Masal'la nikah salonuna gittim. Serkanla orada buluşacaktık, çünkü o annesiyle gelecekti.

Taksiden indiğimde Songül, Cemre ve Tuna beni orda bekliyordu...

Cemre : çok güzel oldun Eylül... prensesler gibisin

Songül : değil mi? Çok güzel... Masal'ın elbisesine de bakar mısın yalnız?

Cemre : her zamanki gibi çok tatlısın Masalcım...

Masal çevresinde bir tur dönüp Cemre'ye tatlı tatlı gülmüştü...

Eylül: şey, Serkan nerede peki? Erken gelicem demişti bana...

Tuna : o bizim kimliklerimizi aldı, şahitlerin kimlik fotokopisi gerekiyormuş, nikahtan önce onları hallediyor. Kırtasiye hemen şurada zaten...

Cemre : annesi de içerde bekliyor, kadın ayakta beklemesin dedik...

Eylül: iyi yapmışsınız...yanında biri var mı bari? Yalnız mı bekliyor kadın?

Songül : Serkan'ın asistanıymış sanırım, bir kadın duruyor yanında.. diğer nikah şahidi de oymuş zaten. Uyuz Güney gelmeyi reddetmeseydi ona gerek kalmayacaktı gerçi...

Eylül: ha, sen Esra'yı diyorsun... iyi olmuş.

Masal : aa! Geliyo! Serkan amca!

Masal'ın gösterdiği yere doğru baktım. Serkan takım elbise giymişti, baya özenmişti. Tabii ki özenecek, kendi nikahı sonuçta... ama gerçekten çok iyi görünüyordu, ışıl ışıldı ve çok mutluydu... ben de mutlu ve heyecanlıydım... ilk seferim değildi belki ama yine de heyecanlıydım işte...

Masal elimi bırakıp koşarak Serkan'a doğru koşmaya başladı. Serkan onu görünce birden gülüp çömeldi ve onu kucakladı. Çok tatlı görünüyorlardı. Bir an Serkan'la gözlerimiz buluştu ve uzun uzun baktı, özlemle, sevgiyle... uzun zamandır hasretlik çekmiş sevgili gibi...

Serkan, Masal'ı kucaklayıp çömeldiği yerden kalktı ve onunla bir şeyler konuşmaya başladı. Ne olduğunu duyamıyordum ama Masal ona kahkahalarla gülüyordu...

Sonra bir ses duydum. Yakınımdan gelmişti, çok kuvvetli ve korkutan bir sesti. Birkaç saniye sonra bunun silah sesi olduğundan emin olmuştum. Herkes iyi miydi? Çevremdekilere tek tek baktım. Cemre ve Tuna sarılmış ama iyi görünüyordu. Songül de yanımda korkmuş ama iyi durumdaydı. Son olarak karşımda duran Serkanla Masal'a baktım. Serkan iki dizinin üzerinde, hala Masal'ı sımsıkı tutuyordu ama gözleri çok uzağa bakıyordu sanki...

Masal'ın beyaz, kabarık elbisenin üzerinde yavaş yavaş yayılmaya başlayan kırmızı lekeyi görünce içimde bir şeyler koptu gitti sanki...

EmanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin